ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uzi + çakal + ezhel + lvbel c5 + sefo bilmeyen tip
son günlerde yaşanan statik elektrik çarpmaları
-
bana özel sandığım bir durum. üç gündür günde birkaç doz çarpılıyorum.
edit 1: başlığı açan kayıp. arkadaş son kez çarpıldı sanırım?
edit 2: geri geldi, yanlışlıkla silinmiş entry.
anüsün tadı
-
bazı gazeteci, medya patronu, işadamı ve köşe yazarlarının bildiği tat.
entellektüel grubu tatmin etme gibi bir amacım yok
-
öncelikle (bkz: entelektüel)
türkiye'de en yüksek 4. tiraja sahip olan gazetenin yapmaması gereken bir hatayı içeren haber.
haberin içeriğine gelirsek, türkiye'deki mevcut iktidarın ve onun tabanının bakış açısına yönelik yapılmış popülist bir açıklama. aydınları ötekileştirerek halk çocuğu imajı çizmeye devam edin bakalım. "ne yapsak da bu halkın kültür seviyesini bir nebze yükseltsek" demek yerine "ne yapsak da cehaleti yüceltip aydınları kibirli göstersek" demeye devam edin. bu taktik son 14 yıldır çok tuttu, nasiplenmeyen kalmasın.
debedit : (bkz: cansel buse kınalı)
ghostbusters 2
-
ilki 25 ile 30 milyon dolar arası bir bütçeyle çekilip 295 milyon dolar hasılat yapmasıyla ticari açıdan büyük başarı elde etmesi, ghostbusters 2 adına 30 ile 40 milyon dolar arası bütçe ayrılmasını sağlamıştır.
aradan geçen 5 yılda ilerleyen teknoloji ve artan bütçe sayesinde görsel efektleri selefinden kat kat daha iyidir. ama ghostbusters 2 hasılat olarak 215 milyon dolar yaparak ilkinin finansal olarak gerisinde kalmıştır. yine de bu iki filmi karşılaştırdığınız zaman her ne kadar imdb puanları aksini söylemesine rağmen, ben ikinci filmi daha çok severim. çünkü buradaki kötü adam vigo daha unutulmaz bir karakterdir ve bu filmi genel anlamda daha komik bulurum. özellikle hakimin elektrikli sandalyeye gönderdiği ikizilerin hayalet olarak mahkeme salonunu basışları, titanic'in new york'a yanaşması, belediye başkanının dün gece fiorello la guardia ile konuştum demesi ve hayalet avcıları'nın özgürlük heykelini canlandırarak yürütmeleri falan beni gülmekten yerlere yatırmıştır.
yani kısacası ghostbusters 2 başarılı bir devam filmidir, hatta kült bir yapım olduğunu bile pekala söyleyebilirim. bu arada netflix türkiye'de şu an mevcuttur.
hoşlanan erkeğin adım atmama sebebi
-
neden erkek atacak ki illa?
yeri gelir atar. atmaz demiyorum ama adamın ağzına sıçıyosunuz sonra.
neden insanlar ilgilerini saklıyor zaten bunu da anlamış değilim?
herkes açık açık konuşsa bunların hiç biri olmayacak.
hoşlanan hoşlandığını söylesin. ilgi duymayanda boşuna oyalamasın.
edit: hoşlanılan erkeğin diye okumuşum ama buna da uydu yazdıklarım.
özet olarak: ağzımıza sıçıyosunuz sonra.
iş hayatının ilk kuralı
-
*kimseye güvenme. ofis arkadaşına, müdürüne. hiç kimseye.
*unutma tek tutunabileceğin dal iş tecrübesi. gerisi yalan. (memur değilsen)
*insanların senin hakkında dedikodu yapmasına veya alay etmesine izin verme. özel hayatın hakkında ısrarla muhabbet açanlara "özel hayatım seni ilgilendirmez" de. kaba olmaktan korkma.
*mobbing'le yaşanmaz, zamanı geldiğine karşı saldırıya geç veya iş değiştir. mobbing yapanlar genelde görünüşlerinin aksine çok korkak insanlardır. dişini gösterince geri çekilirler.
*belgeleri arşivle, sakla, savsaklama. nerede şu evrak diye olmadık zamanda sıkıştırabilirler.
*torpilin varsa, doğru zamanda kullanmaktan çekinme, ama boş şeyler için de boşa harcama.
*iş arkadaşlarını face'e ekleme. hatta mümkünse işyerinden samimi arkadaş edinme.
*altındaki adama köpek muamelesi yapma, kuyunu kazmaya çalışır.
*amire yalakalık yapmak pek işe yaramaz, senin hakkındaki fikri değişmez, ama saygılı davran ona.
*yasal haklarını öğren.
diyarbakır'da çocuklar ile yapılan sosyal deney
-
abey senin boyun uzun sen onla doyamazsın diyip döner alıp gelen güzel çocuk, senin yüzü suyu hürmetine bu dünya dönüyor bilesin.
emma watson'ın ay yıldızlı kolye takması
-
(bkz: tc emma watson)
insanın dörtte üçü suysa neden su içiyoruz
-
(bkz: işiyoruz reyiz)
deizm çığ gibi yayılıyor
-
akp'nin 20 yılda yaptığı en iyi ve tek iyi şey insanların dine bakışını değiştirmesidir.
israil devletinin twitter'da paylaştığı video
-
israil neden islam topluluklarına üstün geliyor?
hiç öyle yok nüfus falan demeyin. katar nüfusu ne kadar? 2 milyon. o nüfusla zenginlik o biçim. e ne buluyor bu adamlar hacı? bakın israil'de yapılan çalışmalar ile gelecekte göz tedavisini (miyop gibi uzağı görme sorunu falan) damla ile çözmeyi planlıyorlar.
islam alemi de ramazanda oruç tutmayan kâfir midir sorusundan öteye gidemedi. halen ramazanda yemek yiyorlar diye dövecek adam arayan primatlar bile var.
bu kadar müslüman ülkesi bir israil düzeyine ulaşamadı ya çok üzücü.
ölü bedene dokunmak
-
gecenin kör bir vakti vefatını öğrendiğim babam, evin küçük bir odasında soğuk beton üzerinde yatıyor. beyaz bir örtüye sarınmış, kefen değil. dudağının kenarında bir tebessüm var, hala aklımda... her daim çatılmış kaşları ve kesmeye kıyamadığı sakalları yok. yanakları kırmızı. sanki her an olduğu yerden kalkıp "öğlene ne yiyeceğiz" diyecekmiş gibi, uyuyor gibi, şekerleme yapıyor gibi yüzüne bakınca. ama kımıldamıyor, konuşmuyor, susuyor.
odanın kapısından bakıyorum. o yerde yatıyor ben onu izliyorum. hala bir rüyanın içindeyim gibi hissediyorum. biri beni dürtüp uyandırsın istiyorum. orda bekliyorum. çatılmış kaşları gevşemiş, dudağının kenarındaki tebessüm büyüyor gibi baktıkça.
birileri omzuma dokunup dostça gelip geçiyor. kapıya dayanıyorum hala, bir yere dayanmam lazım, yıkılırım yoksa...
hastalandığımız zamanlarda "durun ben sizi bir terletirim bişeyciğiniz kalmaz" diyen babam, buz gibi yatıyor. yanına sığışmak istiyorum. usulca yaklaşıyorum. elimi tereddütlü. korku değil bu, onun öldüğü gerçeği ile yüzleşmek. hani filmlerde görürüz ya öyle işte, dokunmakla, dokunmamak arasında kalıyorum. gözlerimi kapatıp elimi yüzünde gezdiriyorum. hala sıcak... bembeyaz, pırıl pırıl parlayan saçlarına dokunuyorum. bir ölüye dokunmak gibi değil bu. ölü gibi değil, ölmüş gibi değil. gözlerimi açıp saçlarını düzeltiyorum, kaşlarını. o kesmeye kıyamadığı sakallarından arta kalanları seviyorum. belki yaşarken sevemediğim kadar çok seviyorum babamı. o yatıyor, ben ağlıyorum. usulca çekiyorum elimi, elimde onun sıcaklığı, içimde ölümünün soğukluğu... ılık ılık ağlıyorum...
emo'luktan ceo'luğa giden uzun yol
-
incedir.
(-_\\).............................. ($_$)