hesabın var mı? giriş yap

  • kucukken cocukların elini yıkaması icin yapıldığını sanardım, pek sevinmiştim bizi adam yerine koydukları ve boyutumuza gore bisi yaptıkları icin. ama annem o anda beni yakalayıp napiosuuunn sesiyle acı gerceği anlatmıstı. butun bu sebeplerden ilk hayal kırıklığımı yasamamı sağlayan olaydır taharet muslugu.

  • "örneğin erkek yanarken, kadın donar; erkek dışarda vakit geçirmeyi severken kadınlar evde oturmayı sever."

    ben kadınmışım lan! hem çevremdeki kadınlardan daha fazla üşüyorum hem de evde oturmayı çok seviyorum.

  • doktorun sahte raporuna rağmen takipsizlik kararı vermek hangi vicdana sığar? türkiye vahşileşiyor!

  • o'connor, amerikan edebiyatında seçkin bir yer tutan güneyli yazarlar geleneğine bağlıdır tıpkı faulkner, capote, tennesse williams gibi. o'connor da onlar gibi güneyin kendine özgü tutuculuğu ve duyarlıkları üzerinde yaşadıkları çetin toprak parçası kadar kıraç insanları aile-içi ilişkilerinden başlayarak komşuluklara oradan da toplumsal vahşetlere kadar irdeleyip anlatmıştır.

    o'connor'ın yalnızca güneyliğin sınırları içerisinde kalmasını sağlayansa başta din olmak üzere bütün değerlerin sahteleştiği bir dünyanın sözcüsü durumundaki yarı-inançlı kişilerini neredeyse zehirli bir dille anlatmasıdır. yalnızca ortak sahtelikten paylarına düşenle ölümü ya da öldürülmeyi hak ederler. haklarında suçlu, haksızlıklarında masum olabilirler.

    "edebiyatçı işini bitirdiğinde geriye açıklanamayacak bir gizem kalmalıdır." diyen o'connor'ın sanat anlayışının anahtarı da bu tümcede gizlidir. ne diyelim okumaya girişene ve o anahtarı bulabilene ne mutlu.

  • dün gece tekrar aradılar. artık eskisi gibi meşgule atmıyor ya da açıp suratlarına kapatmıyorum.

    çünkü bunu yapınca illaki hemen başkalarına yöneliyorlar.

    açtım telefonu. evet yeni dükkan açtım internet bağlatacağım dedim. il sordu. farklı bir il söyledim. cadde sordu. google'la hemen girip o ilden bir cadde söyledim. numara sordu. salladım tuttu. isim sordu kemal muktedir dedim.

    o sırada tabi en az 20 dakika sesiniz gelmiyor, kesik kesik geliyor dedim. orada bir şeylerle sürekli uğraştı. şimdi geliyor mu dedi evet dedim. tam paketi anlattı fiyat diyecekken sesiniz gelmiyor paketi duyamadım dedim. tekrar anlattı.

    neredeyse tüm paketleri tekrar tekrar saydırdım. şu paket kaç cikaboyttu sordum. modem sordu. modem olmadan internete bağlanamıyor muyum ? dedim. olmayan kişilere seslendim. onlarla konuşur gibi yaptım ve onu hatta beklettim. tekrar ona dönüp kaldığı paketten tekrar sordum. 50tl'lik paket hangisiydi sordum. 1500 cikaboytlu paketiniz var mı diye sordum.

    sonra neyse vazgeçtim dedim kapattım. tekrar arasınlar yine işi gücü, yemeği, cenazeyi ortada bırakıp yine açacağım. bütün cikaboytları burunlarından fitil fitil getireceğim.

    ben kemal. geliyorum.

  • genellikle acile grip nedeniyle gelip ilaç yazılıp gönderilmesine tepki olarak :
    - bi seron bile takmadınız
    diyenlerin , zorla kendilerine serum taktırmayı başardıklarında , müşahade odasında selfiesini çektikten sonra
    - ay bitmedi bu serum da
    diyerek yapmaya kalkıştıkları eylem.

  • recebimin az önceki grup konuşmasından bir kupledir.

    eeee?

    hadi entiriyi dolduralım. nüfus olmuş 76 milyon. yaklaşık 4 kişi bir hane yapsa 19 milyon aile yapar. hadi çekirdekler yanlız yaşayanlarla 20 milyon diyelim.

    20 milyonu böl 2,5'a 8. yani 8 yılda bir buzdolabı değiştiryorsunuz ama 11 yıldır bir adamı değiştiremediniz be! başka ne denir ki bu mesele üstüne

  • bu ülkenin özeti diyorlardı ya hani bu adam için gerçekten öyleymiş. eninde sonunda herkesi bu hale çeviriyor bu ülke.