ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
olan biten
-
kullanıcıyı manevi zarar göreceği bir yere yönlendirmek ya da kullanıcı üstünden rızası olmadan çıkar sağlamak amaçlı link abuse eden arkadaşlar, bir süre sonra sözlüğe login olmaya çalıştıklarında başka bir yere yönlenebilirler. (örneğin: €-castig.com)
mart 2010, dark side
gündüz kamyon trafiği yoğunsa ekonomi yolundadır
-
almanya'da yollarda kamyon falan yok, demek ki adamlar s*ki tutmuş dediğim tespit.
türkiye'de en itici insanların bulunduğu şehir
-
trabzon
sakarya
türkiye'de kimse çalışmak istemiyor
-
çalışanın hakkını çalışmayanlar yediği için, çalışana eşek muamelesi yapılıp daha fazla iş yüklendiği için, çalışanı kendi malı sanan amirler insanlıktan çıktığı için doğru olan tespittir.
türk kızı vücudu
-
tecavüz edilmedik canlı veya cansız nesnenin bırakılmadığı bir ülkede yaşayan erkeklerin aşağıladığı vücuttur.
çok mu reddettiler sizi? kıyamam...
debe editi: (bkz: minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
boş geçmeyelim lütfen..
21 ekim 2015 kılıçdaroğlu teke tek özel yayını
-
(bkz: allah'ım gol)
15 dakikadır izliyorum adam hat-tricke koşuyo yeminle..
fatih: silah saklamışlar devleti kandırmışlar
kılıçdar: ne kandırması herşeyden haberleri var.
fatih: valiler saklamış
kılıçdaroğlu: al o zaman valileri görevden. neden almıyorsun alamıyorsun...
devlet içinde paralel yapı olmaz.
eğer bu durum oluştuysa, onların döneminde oldu.
genel müdürü, müsteşarı ben atamadım onlar atadı.
düne kadar kolkola gittiğiniz adama terör örgütü diyorsunuz.
fatih: kandırmışlar ama
kılıçdaroğlu: çocuk musunuz devlet yönetiyorsuz. kandırılıyorsanız devlet yönetemezsiniz...
11 nisan 2019 istanbul'da yeniden seçim kararı
-
olmamış olayları olmuş gibi göstererek nasıl bir haz alıyorsunuz amk ergenleri sizi. sözlüğün iq puanı düştü sizin yüzünüzden.
başlık başa kalmış.
hayata dair gülümseten detaylar
-
hedef kitlem; cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insanlar . evet, hep beraber gülümseyelim istemez misiniz? haydi toplanın öyleyse.
neredeyse her allahın günü üreticide yatıp kalktığımız günlerden bir gün, fabrikada bazı denemeler yapıyoruz yine. yorgunluk, sinir, stres had safhada. yüzler de, bunlarla doğru orantılı olarak, asık. ben de beş karışlık suratımla üretimde dolaşırken, pres makinasının arka tarafında duran atıl tezgahın üzerinde üç adet ansiklopedi gördüm. iki tane ana britannica bir tane de meydan larousse, gazetelerin verdiklerinden... önce yanlış görüyorum sandım, çünkü resimde öyle sakil duruyorlar ki. sonra tezgahın başına gittim, üstleri başları etrafa uyum sağlamış halde ve eser miktarda yağ içinde olan ansiklopediler orada duruyorlardı, evet. fırsatı kaçırmadım ve hemen pres ustasına seslendim;
- hayırdır veysi usta, bunlar nedir?
+ ha, onlar mı? onlar benim büyük sözlükler. geçen hafta bizim evin oradaki çöpün kenarında buldum. birileri atmış, ben de aldım buraya getirdim. her gün vardiya molalarında, öğle yemeklerinden sonra, açıp okuyorum biraz biraz. bir görsen dünya bilgi dolu içi, bir sürü de şey öğrendim. bu yaştan sonra, bunun bağımlısı olduk iyi mi?
(tarifsiz bir gülümseme ve ışıl ışıl gözler eşliğinde, devam ediyor)
+ bizim okuma şansımız olmadı ki. ortaokulu bitiremeden usta yanına verdiler bizi. şimdi benim çocuklar okusun istiyorum. ama her gün başka başka şeyler öğreniyorlar, görüyorlar, gelip evde soruyorlar, “bilmiyorum” demek çok ağrıma gidiyor. belki bunları okursam, onlara da bir faydam dokunur.
bazı insanlara babalık nasıl da yakışıyor değil mi? veysi usta, o gün bana da babalık etti bir anlamda. okul okumadan da öğrenebildiği, ve etrafına öğretebildiği, şeyler var çünkü. bazılarımızın parayla pulla, çok okumakla, çok bilmekle sahip olmaya çalıştıkları var, onun cümlelerinde...
tayyip coffee
-
hiç gitmeseniz bile başkalarının içtiği kahvenin ücretini ödüyor olabilirsiniz, dikkat etmek lazım.