hesabın var mı? giriş yap

  • otelin kapısından geri çevirilip bunun ardından oteli satın alan kişi halen otelin saahibi olan hasan süzer değil, mersin'de değirmencilik yapan bodosaki adlı çok zengin ve anadolu kökenli bir rum'dur. 1. dünya savaşından önce kendisi otelde kalmak istemiş, kıyafeti nedeniyle otele sokulmamıştır. bu olaya çok kızan bodosaki derhal oteli satın almak istediğini bildirmiş. ilgilliler onun bu isteğine set çekmek umudu ile otelin değerinden çok daha yüksek bir bedel talep etmişler fakat yine de bodosaki bu fiyatı kabul ederek pera palas otelini satın almıştır.

  • türklerin islamı benimsemesinde her daim şöyle bir bağ kurulmuştur, türklerin gök tanrı inancı ile islam'ın allah'ı benzerlik taşıyor diye.
    tek tanrı inancı yani.
    bu katliam ile görüyoruz ki mümkünatı yok, o dönem türklerinin tanrı'sı, bu gaddar tanrı, yani allah olsun.
    islam öncesi türk hakanları, her yıl düzenli olarak kurultaylara çıkar, "kendilerine dava açılmasını beklerlerdi." töreye ya da herhangi bir kişiye karşı yanlış yapmışlar mı diye.
    islam sonrasına bakıyoruz, o hakanlarımız gitmiş, yerlerine "sorgulanamaz hükümdarlar" gelmiş.
    yok mu bu işte bir yanlış?

  • şu müge anlı’nın, ailesi tarafından terkedilen çocuklari 20-30 sene sonra bulup, bir de zorla, onları terkedenlerle buluşturmaya kalkması resmen bir zulümdür.

    bugün yine aynısı yaşandı. 18 sene önce ailesi, 6 çocuğundan birini, zengin bir aileye vermiş veya satmış. bir de sözümona şart koşmuşlar “ayda 1 bize çocuğu gösterin” diye… ben o ailenin yerinde olsam “az yiyin de bakıcı tutun kendinize” derdim. neyse, aile göstermemiş tabii, aradan da 18 sene geçmiş. kızın adı sanı belli olmasına rağmen, aile “dur bir instagram’da araştırayayım” vs demeden, direkt cümbür cemaat müge anlı’ya çıkmışlar.

    kız da dogal olarak, “olmaz olsun böyle aile” diyip, konuşmak istemediğini, üniversite sınavlarına gireceğini, bunlarla uğraşmak istemediğini söylüyor. ama müge bırakır mı? “yok anneni boşver ama kardeş çok değerli, yok sen bir daha düşün…” böyle böyle yarım saat dil döktü.

    sevgili müge, insanların hayatlarına bu şekilde burnunu sokmaya ne hakkın var? tamam, kızı buldun, neden “hayır” cevabını kabul etmiyorsun? şimdi birisi tv’ye çıkıp, “müge, senin annen benim, anne dediğin kadın annen değil” dese, o aileyi bağrına basar mısın?

    valla izlerken sinirim bozuldu. sevgili tuğba, duruşunu hiç bozma. müge anlı’nın da gazına gelme. seni bulmak isteyen, sen 5 yaşındayken, 10 yaşındayken bulurdu, 18’ini beklemezdi. o kardeş edebiyatlarına da inanma. kardeşin, kan bağın olan değil, birlikte büyüdüğün kişidir. 18 sene sonra ortaya çıkan aile de kardeş de olmaz olsun.

  • bi kavanoz aldım, kapağını deldim. gün içinde devamlı kağıt para harcıyorum. cebimde mutlaka madeni para kalıyor. bazen 1-2 lira, bazen 7-8 lira fark etmiyor. gün sonunda direkt kavanoza. kavanoza da dokunmak yasak. 1 ayda 350-400 tl çıkıyor içinden. kimden kötü?

    bi de daha önceden de yazmıştım bi yerde. çevrenizdeki bilimum yancı, otlakçı yavşaktan kurtulun. bu en etkilisi.

  • bi sakatlık yaşamamasını umduğum atlama. ki kendi dediğine göre " yoğk "

    toprakta yavaşlatıp, ters perendeler atarak durdu ehheh. ben en çok adam dan dun giderken " la yavaş oğlum nidiğon lağn " diyen kişiye güldüm. lan ne etmesi mi var, adam düşüyo işte patates çuvalı gibi.

  • geçen hafta, bizim şirkette çalışmak isteyen biriyle yaptım. çocuk şirketteki hiyerarşi ile ilgili bazı çekincelerinden bahsetti, ben de "merak etme, sen direkt patrona bağlı olacaksın, burda kimse senin sikine osuramaz" dedim adama. bugün başlaması gerekiyordu ama gelmedi herif.
    var ya bütün bu dünya kurumsal olur da, benden yine de bi sik olmaz ha.

  • insanlar doğduğundan beri tanıdığı insana kefil olmaz, iş arkadaşı neymiş.
    biraz mantıklı argümanlarla gelin.