hesabın var mı? giriş yap

  • asgarî ücret artışı bir gelsin, o zaman göreceğimiz asıl şenliğin fragmanıdır..

    edit: "neden" diye soran arkadaşlar olmuş. buraya yazayım;

    peynir üretiyorsun diyelim. yanında 10 kişi çalışıyor. ocak ayındaki zamla beraber bu adamların maaşına 1000 lira zam gelse, sigortası, vergisi, algısıyla beraber senin cebinden çıkacak para kişi başı 1500 lira olur. 10 kişi için 15 bin lira fazla ödeme yapacaksın. bu maliyeti ister istemez ürünlere yansıtman gerekir.
    aynı durum senin malını taşıyan lojistik firması için de geçerli. daha sonra ürün markete gelecek, markette de aynı şekilde işçiye daha fazla ödeneceği için bu maliyet de yansıyacak..

    yani asgari ücretin artmasının maliyetlere bir yansıması olacak her şekilde.

    edit 2: biraz önce başka bir markete gittim. pınar süt 8,90 falandı. 15-16 lira olması an itibarıyla doğru değil yani.

  • halamlara gitmiştim gece orada kalacaktım. lakin giderken sigara almayı unutmuşum. mecburen enişteminkilerden bir kaç tane otlanacağım. ( çalacağım )

    sigara paketi eniştemin önündeki sehpanın üzerinde duruyor ve eniştemin hiçbir yere kımıldayacağı yok. lise 1'e giden ve o an ders çalışmakta olan kuzenimden yardım istedim.

    b: ozan ya ben sigara çalacağım da eniştem gitmiyor bir türlü. bir şey sormak bahanesiyle çağırsana. ( eniştem kendisine bir şeyler sorulmasından çok hoşlanır.)

    kuzenim tamam dedi babasını çağırdı. ben de paketten birkaç tane sigara aşırdım derken içeriden çaat diye bir ses geldi ve eniştem:

    " 2 kere 2'nin kaç ettiğini bilmiyor musun gerizekalı."

    hay senin sorduğun soruyu...

  • bir insana çirkin demenin mantığı nedir? kadına demiyorum bak, insana diyorum. güzel bulmayabilirsin, çekici bulmayabilirsin ama "sen çirkinsin" i doğrudan veya dolaylı olarak söylediğinizde ne geçecek elinize cidden merak ediyorum.

    16-17 yaşlarındaydım mesela ben. gittiğim dersanenin karşısındaki ayakkabıcıda bir çocuk çalışıyordu. yemyeşil gözleri vardı, acayip beğeniyordum. şansıma bir ortak arkadaşımız aracılığıyla tanıştırıldık, bir gün kafede oturup sohbet ettik. ayrılırken "seni bir daha görecek miyim" falan dedi bana. oh çektim içimden demek ki beğendi beni diye. sonra günlerce aradım, telefonu açmadı, ortak arkadaşımıza da "yakından o kadar güzel değil ya" demiş.

    günlerce ağladım lan. şiştim ağlamaktan ben çirkinim diye. bak bir kadın ancak ergenlik dönemindeyse bu kadar ağlayabilir çirkinim diye, çünkü elinde olan tek şey dış görünüşündür o yaşlarda. bana sorarsan, bir erkek "çirkinsin yeaaaa" tepkisi veriyorsa ama ergenlik dönemini çoktan geride bıraktıysa, orada büyük bir sorun vardır, kimse kusura bakmasın.

    herkes birilerinin dünya güzeli şu hayatta. sen kimsin de birinin karşısına geçip "çirkinsin" i ima edeceksin?

  • yazdığı kitaptaki tüm erkeklerin başına sardırdığı bir yüzük belası ile alttan alta;

    -- evlenmeyin olm. yüzük bu başa bela. kaç erkek telef oldu.

    mesajı vermektedir.

    mutsuz bir evliliği olabilir.

  • az önce programda "reza benim çocuğumun babası ve benim de kocam. biliyorum ki bunun da bir sabahı var. inşallah bu kara günler çok çabuk geçer çünkü çocuğumun incinmesini istemiyorum" dedi.

    kendisine buradan sormak istiyorum:

    ergenekon'dan, balyoz davası'ndan bu ülkenin aydınları, profesöreri, gazetecileri, onurlu subayları, sahte belgelerle suçsuz yere tutuklanırken neredeydin?

    ben balyoz davasından tutuklu bir subayın kızıyım. adım gibi de iyi biliyorum davanın kimler tarafından, ne şekilde oluşturulup, bu suçların üzerimize nasıl atıldığını. sorarım sana ebru gündeş; hiç mi empati kurmadın o zaman bizimle? bir insanın kocası/babası/oğlu tutuklandığında nasıl hisseder acaba diye düşünmedin mi?

    ben senden daha iyi biliyorum durumun zorluğunu. çünkü benim babam gideli 11 şubat'ta 3 sene olacak. belgelerin sahteliğini defalarca kanıtlamamıza rağmen, adalet bu ülkeden gideli çok olduğu için benim babam hüküm giydi.

    siz de -eğer masumsanız- kanıtlarsınız belgelerinizin sahteliğini, siz de kamuoyu vicdanında aklarsınız kendinizi, hukuk önünde aklayamasanız bile. aynı bizim gibi.

    son bir şey daha, sizin davanızla bizim davamızın başlangıçlarına bir bakın. ne kadar benzediğini görünce çok şaşıracaksınız.

    masumsanız dediğiniz gibi, allah kurtarsın. kurtarsın ki, bizim 3 senedir çektiğimiz acıları siz de çekmeyin.

  • ne birlikte tatile gitmektir, ne birlikte çok vakit geçirmektir, ne de aynı evi paylaşmaktır.

    ne yaparsan yap, birini tanıdığını sanarsın, ama günün biri geldiğinde yanıldığını en acı şekilde anlarsın, en sevdiğin en güvendiğin insan bile bir bakmışsın hiç tanımadığın bir insan olmuş çıkmıştır. acı ama gerçek.

  • epa'ya göre doğada 6 farklı tipte bulunabilen silikat minerallerinin genel adıdır asbest. her ne kadar kimyasal yapıları farklı da olsa; tüm asbest tipleri benzer biçimde her biri birer iğneyi andıran uzun, ince, lifsi kristallerden meydana gelmektedir.

    asbest türlerinin tamamı kanser yapıcıdır. osha yönetmeliklerine göre havada serbest haldeki asbeste maruziyet üst limiti 8 saatlik süre boyunca 0.1 f/cc (santimetreküp başına 0.1 fiber) olarak belirlenmiş olmasına rağmen, esasında asbestin tıbben güvenli bir maruziyet üst limiti bulunmamaktadır. diğer bir deyişle asbestin hoş görülecek, makul bir değeri yoktur.

    birbirlerinden kolaylıkla ayrılarak havaya dahi karışabilmelerine rağmen tek başlarına oldukça sert yapıda olan asbest lifleri, vücut tarafından hiçbir şekilde bertaraf edilememektedir. hayatının herhangi bir döneminde kısa süreli dahi olsa asbeste maruz kalmış herhangi bir kimsenin, ömrünün geri kalan kısmında solunum problemleri ile karşılaşma riski oldukça yüksektir.

    asbest, solunum yoluyla maruz kalınması durumunda akciğer zarı kanseri*, asbestoz* ve akciğer kanseri* oluşumuna zemin hazırlar. deri ya da göz ile teması durumunda tahrişe sebep olur. cilt ile teması durumunda kana karışabilen asbest bu yolla karın zarı kanserine* de sebep olabilmektedir. asbest liflerini temas ettiği vücut dokusundan tamamıyla arındırmanın bir yolu yoktur. kısaca asbest maruziyeti geri döndürülemez, telafi ve tedavi edilemez.

    yüksek mukavemet, ısı yalıtımı, elektrik yalıtkanlığı, yanmazlık, esneklik, düşük maliyet gibi birçok mucizevi artısı olması sebebiyle geçmişte oldukça popüler bir yapı malzemesi olan, 1930 ila 1970 yılları arasında tüm dünyada yoğun miktarda kullanılmış olan, sıradışı avantajları sebebiyle inşaat sektörünün yanı sıra fren diskinden tost makinesine, buzdolabından aspiratöre kadar birçok ürünün imalatında tercih edilmiş olan asbeste günümüzde ne yazık ki hala birçok meslek grubu çalışanı maruz kalmaktadır. adao verilerine göre, amerika birleşik devletleri'nde görülen tüm meslek kaynaklı kanserlerin %54'ünün sorumlusu asbesttir.

    asbest maruziyetini minimuma indirmek amacıyla kullanılması elzem olan başlıca koruyucu ekipman respiratördür. kullan at maskelerin yanı sıra değiştirilebilir kartuş ve filtreli respiratör modelleri de bulunmaktadır. suratın tamamını ya da yarısını koruyan tekrar kullanılabilir respiratörler ile birlikte maruziyete uygun filtrenin de ayrıca seçilmesi ve satın alınması gerekmektedir. bir maskenin ya da respiratör filtresinin kişiyi asbestten koruyabilmesi için amerikan niosh standartlarına göre p100, yahut avrupa standartlarına göre p3 sınıfına ait olması gerekir. bir filtrenin bu iki sınıftan birinde olması, havada bulunan .3 mikrondan büyük herhangi bir zerrenin %99.95 ihtimalle filtre tarafından tutulacağı anlamına gelir. p2, p95 gibi daha düşük sınıflardaki maske ve filtreler asbest maruziyetine karşı koruma sağlayamaz. dolayısıyla, asbestten koruması amacıyla maske satın alırken p100, p3, fffp3 sınıflarından birine ait olup olmadıkları kontrol edilmelidir. kimi filtreler açık halde bulunup suya ve dış etkilere karşı korunmasız bırakılmış iken, kimi kartuşlu modeller filtreyi ıslanmaktan korumakta ve bu sayede daha uzun bir kullanım ömrü vadetmektedir. respiratörün, kullanım esnasında içeriye hiçbir yerden hava sızdırmaması gerekmektedir. bu sebeple doğru boyutta respiratör satın almak büyük önem arz etmektedir. respiratörün surata tam olup olmadığını anlamak için test kitleri mevcuttur. aynı kaygılardan ötürü, sakalları kesmeden respiratör kullanmak naifliktir, trajikomiktir.

    aşağıda 3m tarafından üretilen ve önerilen bazı respiratör modellerinin linkleri bulunmaktadır. moldex, honeywell north gibi diğer markalara ait modellere de bakılabilir. bunların bir kısmı türkiye'de iş güvenliği malzemesi satan firmalardan temin edilebilirken, bir kısmı yalnızca yurt dışından temin edilebilir durumdadır.

    3m 6000 serisi
    3m 7500 serisi
    3m 2091 respiratör filtresi
    3m 60921 respiratör kartuş/filtre
    3m 9332 kullan at tipi maske

    her kullanımdan sonra respiratörün durumunu kontrol etmek ve temizliğini yapmak gerekmektedir. temizlik işlemi titizlikle yürütülmelidir. öncelikle respiratör üzerindeki kartuş veya filtre çıkarılmalı, devamında respiratör 50 dereceyi geçmeyen temizlik solüsyonuna daldırılmalı, daha sonra çamaşır suyu eklenmiş suya daldırılarak dezenfekte edilmeli ve durulanarak kurumaya bırakılmalıdır. bu, 3m firmasının kendi web sitesinde önermiş olduğu temizlik prosedürüdür.

    bir filtre, artık rahat biçimde nefes almanıza engel olmaya başlamış ise o filtrenin ömrünü doldurduğundan emin olabilirsiniz. öte yandan, herhangi bir biçimde hasar görmüş bir filtreyi kullanmak asbest maruziyetine davetiye çıkarmaktır.

    asbestten tam anlamıyla sakınabilmek için yüzün tamamını kapatan bir respiratörün yanı sıra koruyucu giysi ve eldiven de kullanmak gerekir. asbest ile kontamine olan kıyafetlerden kurtulmadan evinize giremezsiniz. havada serbest halde bulunan asbest rüzgar ile olduğu kadar insanların kıyafetlerine tutunarak da taşınır. sözgelimi, asbestli ortamda çalışmak durumunda kalan bir kimse yeterli önlemi almadığı takdirde evde kendisini bekleyen ailesinin sağlığını da tehlikeye atar. hiçbir önlem almadan 6 ay boyunca asbeste maruz kalan bir işçinin ilkokula giden çocuğu, geleceğin akciğer hastalıkları adayıdır.

    eğer ölçümler gerçeği yansıtıyor ise ankara'da meydana gelen bu felaketten maske kullanarak, filtre sipariş ederek, camları kapatarak paçayı kurtaramazsınız. göz göre göre bu zehre maruz kalmak delilik, çocukları bu zehre maruz bırakmak caniliktir. ankara halkının bu akıl tutulmasınan bir an evvel sıyrılıp eyleme geçmesi gerekmektedir. ilgili kurumlar, bugünden itibaren her gün şehrin muhtelif yerlerinden numuneler almak, ölçümler yapmak ve kamuoyunu bilgilendirmek mecburiyetindedir. maltepe'deki sıfır noktasının etrafındaki dört kilometre çaplı alanda yaşayan insanlar bir an evvel tahliye edilmelidir ve bölge karantina altına alınmalıdır. ankara'da insanlık suçu işlenmiştir, sayısız insanın ciğerlerine hastalık tohumları ekilmiştir ve maruziyet hala devam etmektedir. sorumlulular yargılanmalıdır.

    kaynakça:
    https://www.cancer.gov/
    https://www.epa.gov/asbestos
    https://www.asbestos.com/
    https://mesowatch.com/
    https://www.mesothelioma.com/

  • malum twitlerini görünce üşenmedim ve önce keepass'ı açıp, tee nezmandır giriş yapmadığım imdb şifreme baktım, ardından log in olup yeni filmini arattım ve büyük bir keyifle oyladım. (bkz: 1)

    komedyendir.