ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
direksiyon başında sigara içenlere 88 lira ceza
-
yasaklarini avrupadan, ozgurluk ve demokrasiyi ortadoğudan alan bir ulke icin sasirtici değildir
edit: typo
murat başoğlu
-
o değil de bu arkadaş bir sene önce çıkıp: " beni öz yeğenimle yazıyorlar, böyle bir şey olabilir mi" diye sormuş. adamın sorusu retorik değilmiş. baya baya cevap bekliyormuş anlaşılan.
tv8 dizüstü bilgisayar desteği
-
sosyal yardımı acun yapıyor, adaleti müge anlı sağlıyor. devlet de bizim gibi televizyondan izliyor galiba bunları..
ingilizcedeki en güzel kalıplar
-
yararlı, fakat çok tekrarı içinde barındıran başlık. bu başlığa birkaç katkı sağlamak isterken aynı şeylerin 4-5 sefer yazıldığına şahit oldum. kullanılmadan önce "başlıkta ara" bölümünün kesinlikle ziyaret edilmesi gerekli, aksi takdirde şişkinliği kendisini ele verecek.
katkılarım şu şekilde:
make a dog's dinner: bir şeyi/işi berbat etmek, eline yüzüne bulaştırmak. çok kötü bir performans sergilemek.
wouldn't hurt a fly: bizdeki "karıncayı bile incitmez"in aynısı.
bring something to the table: işe yarayacak bir öneri veya fikri ortaya sunmak.
full of beans: müthiş bir enerjiye sahip olma durumu.
be over the hump: bir işin veya aktivitenin en zor/tehlikeli bölümünü bitirmiş olmak. işin/aktivitenin bundan sonraki kısımlarının bundan önceki kısımlarından daha kolay olacağını vurgulamak için kullanılır. (hump deve hörgücü demek, buradan da ilişki kurulabilir).
kill something stone-dead: bir şeyin tamamı ile başarısız olmasına sebebiyet verme durumu, veya bir şeyi tamamı ile yok etmek.
a little bird told me: bizdeki "kuşlar söyledi" deyiminin aynısı. bir bilginin kimden alındığı bilgisini karşı taraf ile paylaşmak istememe durumunda kullanılır.
and that's flat: alınan kararın son karar olduğu, başkasının ikna etmeye çalışması durumlarının işe yaramayacağını belirtme durumu.
sure as eggs is eggs: kesinlik ifade etme söylemi, bahsedilen şeyin mutlaka gerçekleşeceğini vurgulama.
bite the hand that feeds you: şimdiye kadar yardımını gördüğün bir kişiye karşı kötü davranmak. bizdeki "yediği kaba s.çmak" deyiminin benzeri.
jam on it: bir kimseye verilen şeyler için o kimsenin memnun olması gerektiğinin vurgulanması. "what more do you want - jam on it?" sana zaten x vermişiz, daha ne istiyorsun?
by hook or by crook: her şeyin kesin gerçekleşeceği, gerçekleşmesinden başka çarenin olmadığı, gerçekleşmesi için de mümkün olan her yolun denenebileceğini söyleme durumu. "ne yapıp edip bu işi başaracağız" şeklinde.
13 eylül 2018 cumhurbaşkanının tl kararı
-
peki köprü geçiş ücretleri niye dolar bazında yapıldı da yandaş firmaların kasasına devletten milyarlarca lira cukkalandi acaba diye düşündüren kanun vs dir.
insanlar için biyolojik evrim bitti
-
aklıma "dünyada yapılabilecek bütün icatlar yapıldı" diyen amerikalı noter abiyi getirmiştir. 1900'lerin başında.
survivor all-star
-
"doktorların doktoru metin abimiz" dedi acun.
adam 120 gün kırık çıkık yanık yırtık bulantı grip herşeye su ve buzla müdahale etti.
gururlu edit :
bu sene doktor sprey kullanıyor.
ekşinin gücü :)
garip rüyalar
-
ruyamda hz. isa'yi goruyorum ve kendisine diyorum ki,
"abi jesus christ birle$ik mi yazilir ayri mi allaha$kina soyle deliricem?" .
tekrar tekrar soruyorum o sadece bakiyor . cevap verdi mi hatirlamiyorum .
halk tv'ye reklam veren ilk otomobil markası
-
opel'dir.
bir reklam, bir firmanın gözümdeki marka değerini ilk defa yükseltmiştir.