hesabın var mı? giriş yap

  • iyi bir aile. aksi takdirde sahip olacağınız şey özgüven değil, özgüven kisvesine bürünmüş aşağılık kompleksidir.

  • an itibariyle artık tamamen beynin çalışma prensipleriyle ilgili olduğuna ikna olduğum olay, tecrübe. nöroloji kesin bir şey söyleyemese de, ellerinde fikirleri yok değil. elbet bir gün dört başı mağmur bir açıklamaya ulaşacaktır. ben bugün buna inandım. bildiğim kadarıyla, ya da en azından bana mantıklı gelen 3 ana sebep deja vu'nun olası sebeplerinden:

    1. beynin hafıza departmanının klasörler halinde çalışması. klasörler halinde çalışan beyin gelen bilgileri kategorize ederek depoluyor ve birbirine benzer bilgileri aynı yere atıyor. bazen benzerlikler o kadar fazla okuyor ki bir klasörde neredeyse aynı iki öğe bulunuyor. sonra beyin, bilgisayarlardan bildiğimiz gibi, söz konusu dosyayı "kopyala ve değiştir" yapıyor. yani, eski dosyanın üstüne yeni dosyayı yazıyor. bu esnada olayın bilinç düzeyinde yansıması da deja vu tecrübesi oluyor.

    2. beynin iki aşamalı algılama, tanımlama ve depolama sistemi. beyin bir bilgiyi tanımlarken ve depolarken iki kere algılıyor. bazen bu algı türleri arasındaki fark henüz bilmediğimiz bir sebeple ortadan kalkıyor ve olay iki kere algılanmış olduğu için, birey olayın ikinci kez yaşandığı hissine kapılıyor. bazı teorilere göre bu, beynin iki lobunun birbirinden milisaliselik farklarla çalışmasından, bazısına göre ise gözün bilgileri beyne bazen iki kez göndermesinden kaynaklanıyor. sonuç olarak bilginin iki defa algılanması, olayın ikinci kez yaşandığı hissini uyandırıyor.

    3. beynin depolama departmanının tarihleme biriminin çalışmaması. beyin depoladığı her bilgiye daima bir tarih atıyor. ancak bazen, henüz bilemediğimiz bir sebeple bu tarihlendirme işlevi gerçekleşmiyor ve otomatik olarak eski bir tarih yazılıyor. bu sebeple deja vu tecrübe ediliyor.

    bence nöroloji bu üç olası teoriden birini veya bunlardan devşirilmiş yeni bir teoriyi kesin olarak deja vu'nun sebebidir diye deklare edebilecektir. buna inanmamın sebebi ise şu, entry'nin asıl konusu:

    az önce iki arkadaş arasında geçen sohbet sırasında deja vu yaşayacağımı 5 saniye önceden bildim. sohbet devam ederken konuşulan konu, kişilerin sayısı ve konuşma şeklini bizzat yaşadığım ve neredeyse aynı olan eski bir olayla benzettim. içimden "az sonra bir deja vu yaşayabilirim" diye geçirdim. hatta, eski olayı tüm öğeleriyle hatırladığım için deja vu'nun olası süresini bile tahmin ettim. ve bundan 5 saniye sonra aynen tahmin ettiğim gibi 5 saniye süren bir deja vu yaşadım.

    işte yaşadığım bu küçük olay, en azından benim için, deja vu'nun beynin fiziksel özellikleriyle ilgili bir olay olduğunun kanıtıdır. bu sebeple bir gün, modern bilimin deja vu için itiraz edilemez kesinlikte bir açıklamaya ulaşabileceğini düşünüyorum.

    son olarak şunu da sorasım geldi: madem ki depolama ve hafıza ile ilgili küçük hatalardan kaynaklanıyor, o halde neden tüm öğeleriyle hatırladığım eski bir olayla, henüz yaşadığım yeni bir olay üzerine deja vu yaşadım? üstelik deja vu yaşayabileceğimi tahmin ettiğim halde. eğer soru doğru yere doğru şekilde vuruyorsa, yukarıda bahsettiğim teoriler eksik demektir. işte çözüme küçük bir katkı daha.*

  • kucuklugunde gecirdigi trafik kazasi nedeniyle yüzünde bir takim izler bulunan genc orta saha futbolcusu. gelecegi parlaktir. ancak galatasarayda üstlenmesi gereken görevi yerine getirip getiremeyecegi henuz belli degildir.umarim bu genc yetenek fayda saglar.

  • şimdi nevşehir'de 8 yıl önce kaybolmuş, muhtemelen öldürülmüş bir kadın var. kadıncağız kötü yola düşmüş ve kocasının para geldiği müddetçe itirazı olmamış.

    sevgilisi diye çıkan miniçakal da uzun süre kadını satıp parasını yemiş.

    eski kocası, kayınvalidesi, komşuları, hısım akrabaları günlerdir sırayla konuşuyor.

    yapan eminim bulunacaktır ama benim canımı sıkan şey çok farklı.

    bu insanların hiç birisi fiili olarak çalışmıyor ve birden fazla sosyal yardım alıyorlar. kaybolan kadının kocası %50 engelli maaşı alıyor ki engeli yok, artı annesine baktığı için vasi maaşı alıyor ki engelliyse nasıl alıyor? üztüne yaşlı annesi ayrıca bağırıp duruyor benim 5000 tl maaşım var diye.

    yıllardır bu hazinenin paraları sosyal hizmet adı altında bu tip, hiç bir iş yapmayan insanlara dağıtılıyor deli gibi.

    kovidli halimizle bile kucağımızda laptop kulağımızda telefon hala çalışıyoruz.

    maaşlarımızdan çatır çatır kesilen ve bu tiplerin kursaklarından geçen her lokmada hakkım var ve zerre helal etmiyorum.

  • "ben bir ateist değilim. kendime bir panteist diyebileceğimi de düşünmüyorum. ilgili soru bizim kısıtlı akıllarımız için çok geniş. biz, pek çok değişik dilde kitapla doldurulmuş bir kütüphaneye giren küçük bir çocuğun durumundayız. çocuk kütüphanedeki kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini bilir. nasıl yazıldıklarını bilmez. yazıldıkları dilleri anlamaz. çocuk, kitapların sıralanmasında esrarengiz bir düzen olduğundan şüphe eder, ama ne olduğunu bilmez. bu durum, bana göre, en zeki insanın bile tanrıya göstereceği yaklaşımdır. biz, evrenin muhteşem bir şekilde düzenlendiğini ve belirli kanunlara uyduğunu görmekteyiz, ancak bu kanunları çok bulanık bir şekilde anlayabilmekteyiz."

    albert einstein

  • adam onun içine yüksek fruktozlu mısır şurubunu basacak. bu şekilde ürünün maliyeti azalırken üstüne raf ömrü artacak. yani 10 liralık ürün bu şekilde 5 lira olacak. diğer taraftan günümüzün gençleri şehirlerdeki betonlaşma ve internet çağında olduğumuzdan dolayı daha hareketsiz yaşadıkları için obez olmaya çok yatkınlar. üstüne türkiye'de 40 yaş üstünde düzenli spor yapan insan sayısı çok az. sen böyle bir ülkede kotayı düşürmen gerekirken artırıyorsun. hani ilaç üreten bir ülke de değilsin bunlar ülke için hep sıkıntı.

    son olarak beni üzen başka bir konu da sözlükte bile şu konu gündem olmuyor. halbuki büyük bir skandal bu. halkımızın bu bilinçsizliği yüzünden maalesef türkiye'de hastalıklar artmaya devam edecek. galiba günümüzde savaşlar bu şekilde oluyor. bizler içinde olduğumuz farkına varamıyoruz.

    edit: imla