hesabın var mı? giriş yap

  • erzurum'un oltu yöresine ait kebap çeşidi. erzurum deyincede akla gelen ilk şeylerden biridir. lakin erzurum şehir merkezinde tortum cağ kebabı diye geçer ve satılır. zamanında tortum ilçesinden insanlarda almış, yapmış ve tortum cağ kebabı demiş.

    köyünden şehir merkezine doğru cağ adedi başına 2.5 tl'den 7 tl'ye kadar çıkmaktadır. hepsinden yiyen biri olarak diyebilirim ki tad anlamında çok büyük bir fark yoktur. 2.5-5 köy fiyatları olurken 5-7 şehir merkezi fiyatları oluyor. gram olarak da 50-70 gram arası değişiyor. merkezde genel olarak kongre caddesi'nde yaygındır. elbette diğer yerlerde de vardır. ama yoğunluk ordadır. sebebini bilmiyorum (genelde kuyumcular bir yerde, rent a car'cılar bir yerde, ayakkabıcılar bir yerde, tekstil yerleri bir yerdedir erzurum'da. aynı meslek grupları bir aradadır.)

    ama sanıldığı gibi sadece dönerin yan yatırılmış hali değildir. bir kere sığır etinden normal döner vurulabilirken, cağ kebabı küçükbaş hayvan etinden yapılır. et öncesinde soda veya su ile bir gün suda bekletilir sonra arasına baharat ve soğan katılarak yapılır. tabi bu kabaca hazırlanışı, elbette detayı vardır. kesimi de basit görünmesine rağmen ustalık gerektiren bir iştir. ince ve düz kesmek gerekir. genel olarak erzuruma has lavaş ekmek ile tüketilir. dığer lavaşlara göre oldukça ince ve lezzetlidir. yedikten sonra eliniz ve kıyafetleriniz et kokar, yanınızda parfüm falan bulundurmanız yararınıza olacaktır.

    ortalama bir kişi 4-5 cağ ile doyabilir. lakin 35 tane yiyenini de görmüşlüğüm vardır. kendisi insandı, bildiğiniz kulakları falan vardı. büyük cağ kebap restoranlarında rekor cağ yiyenlerin sayısı falan vardır. hatta rekoru kırandan para alınmayacağı da söylenir.

    ilk bakışta pahalı ve kebap olduğu için sıradan görünse de, aslında farklı ve hak eden bir yiyecektir. yemek isteyen dostlara mekan konusunda da yardımcı olabilirim.

  • aynı şekilde sadece öğretmenlere değil devletin her kademesinde a'dan z'ye hediye işi yasaklansa. saatler, altınlar, bilgisayarlar falan hediye edilmese...

    e:imla

  • erkek istediğini giyer, istediği gibi yürür.
    sen bak-ma-ya-cak-sın. bu kadar basit.

    edit: umarım ironiden anlamayan nesil başıma üşüşmez. korkuyorum sözlük.

  • benim oğlum henüz 8 aylıkken o çok yakın denen bir şahıstan rsv virüsü aldı. ağzı burnu aka aka geldi bebeğimi mıncıkladı sevdi. şımarıklık olmasın diye ses etmedim. nihayetinde ciğerlerine inen rsv ile günlerce hastanede kaldık. küçük yaşta rsv benzeri hastalıklar geçiren çocukların çoğunda kronik bronşiolit oluyor. şuan oğlum 4 yaşında. bizim ikisi evde ve biri arabada olmak üzere 3 tane nebulizatörümüz var. yazın tatile giderken bile yanımızda taşıyoruz. ciğerleri hırıl hırıl. ventolin taşikardi yapıyor birde ama ne yapalım mecbur kalıyoruz. çok uzun zamandır koruyucu amaçlı kortizonlu fısfıslar kullanıyoruz.

    siz her boku çok iyi biliyorsunuz. biz bilmiyoruz. onlar bizim ciğerimizin en kıymetli köşesi dokunmayın diyorsak dokunmayın. her boka muhalif olmayın ve size söyleneni yapın!

  • maç sonrası röportajında "2 pozisyon gaçırdım gafam ordaydı sonra zor olanı yaptım gene" minvalinde bir şey söyledi ve ardından "burdan altuğ abiye, gomşum, selam gönderiyorum. gol atacağımı söylemişti." diye ekledi. altuğ ebini yesinler senin.

  • kendisinin dediği gibi "ekonomik zorluklar aşılır, siyasi krizler çözümlenir, ancak çocukları harcanmış bir toplumu yeniden onarmak mümkün değildir.”
    eğitim için elinden geleni fazlasıyla yapmıştı. allah rahmet eylesin. bu ülkeye kattığın her şey için teşekkürler

  • isviçre'de sahte rolex yapılmamaktadır. "italyan" diye satılanlar da uzak doğu yapımı olanların daha kaliteli olanlarıdır. kalite farkını belirtmek için sahte saat satanlar öyle derler. yoksa italya'da da sahte rolex üretimi yoktur.

    hakiki rolex saatlerin kasaları el yapımı olmaz. çok büyük preslerde basılarak üretilir. zaten o yüzden sağlam olurlar. sahte olanların içinde evladiyelik olanlar yoktur. çelik; "döküm" tekniğiyle üretilememektedir. sadece pres olarak üretilebilmektedir. sahte olan rolex saatler döküm kasalıdır ve çelik değildir. altın olanlarda dökümdür ve genellikle orijinali kadar keskin ve düzgün hatlı olmaz. hatları düzgün olsa bile üretim tekniği itibariyle o kadar sağlam olamaz.

    sahte olanlar ile hakikisi arasında büyük bir işçilik ve malzeme kalitesi farki bulunur fakat amatörlerin yaptıkları incelemede bu farkı anlamaları zor olur. en kötü taklitler genellikle quartz (pilli) olurlar. bunların saniye ibresi "tık-tık-tık" gibi duraklamalı bir şekilde hareket eder. oysa hakiki rolex'lerin hemen hemen bütün modelleri otomatik mekanizmalıdır ve saniye ibresinin hareketi "tıkı-tıkı-tıkı" gibi duraksamasız bir şekilde olur.*

    seri olarak üretilen rolex modelleri sadece çelik, 18 ayar masif altın ve bu iki malzemenin birlikte kullanılması ile üretilir. altın kaplama ve gümüş olanları yoktur.

    sahte olanları da hakiki olanlarıda internetten satılmaktadır. alıp almamanız güven meselesidir. bütün mücevherler gibi orijinal "garanti sertifikası" ile almanız, hem güven hem de satmak istediğinizde kolaylık açısından tavsiye edilir.

    ikinci el bir rolex almak isterseniz bütün dünyadaki yetkili servislerde bulunan çalıntı listelerinden küçük bir "seri numarası" kontrolu yaptırmanız, ileride problem yaşamamanız için iyi olur. türkiye'de de otap bayileri bu konu ile ilgileniyorlar.

    bu saatlerin tek dezavantajı 31 günden daha az çeken aylardan sonraki ayın ilk gününde tarih ayarını düzeltmeniz gerekmesidir. dijital saatlerin aksine rolex'lerde bunu hesaplayan ve düzenleyen bir mekanizma -doğal olarak- yoktur.