ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
otobüste yaşlı adamı döven okul müdürü
-
bir gözü kör ve kalp piliyle yaşayan 71 yaşındaki adamı, oğlunun da yardımıyla döven eğitimci. oğluyla birlikte adamın tepesine çıkıp tekmeliyorlar. tabi ki ceza falan da almayacaklar. en fazla göz altına alınıp serbest bırakılır. çünkü bu ülke kendi halkını arsızlara, uğursuzlara terk etmiş durumda.
ülkede bilinçli olarak asayişsizlik politikası uygulanıyor
https://twitter.com/…ldz/status/1762831435197530282
gelen mesajlar üzerine edit: videodaki kişi mersin kasım ekenler lisesinin müdürü ismet turan. oğlu, ahmet oğuz turan
özelden güncellemeler devam ediyor edit 2: https://x.com/…849198?s=46&t=35jhs9xmhpm5cxj-u8rfow
ve açıklama:
https://www.akdenizgercek.com.tr/…lk-aciklama-geldi
emre belözoğlu'nun bebeğinin doğuma itiraz etmesi
-
baskın genlerin baba tarafından geldiğini gösteriyor..
- ne yaptım ya? ne yaptım ben şimdi; tekmeledim mi, sancı mı verdim? sebebi ne şimdi doğumun!? 0_0
+ sizi dışarı alalım lütfen! :)
- iyi de ne yaptım hocam ben!? 0_0
+ itirazlar bir şeyi değiştirmeyecek! şu an doğru dönemdeyiz, lütfen dışarı!
- pff!
...
ailenin komik kısa mesajları
metin feyzioğlu'nun rte'yi çılgınca alkışlaması
-
sırf yeşil pasaport için muhalif adamlar bile böyle oluyorsa, rant için cebine milyon dolarları atan adamları düşünemiyorum.
eve gelen kuryeden çöpü de dökmesini istemek
-
ancak sikkafalı bir ortadoğu çomarının aklından geçer ve eyleme döker utanmadan.
genç girişimcilerin çoğunun batmasının sebebi
-
bunun biri benim,
kısa vadeli yıllık, orta vadeli 5 yıllık ve uzun vadeli 10 yıllık iş planlarım vardı.
hiçbirine, insafsızlık, komisyonculuk, vefasızlık, kanun bilmezlik, gözünün yaşına bakmama gibi unsurları dahil etmemişim.
siz dahil edin.
ha arada bir de hırsızlık var.
dikkat edin.
edit: şimdi ne yaptığımı soranlar fazla,
beyaz "yakalılığa" devam.
edith piaf: ulan ne entry tuşu aşığıymışım be.
suriyelilerin türklerden üstün bir halk olması
-
savaştan kaçma, köz getirme ve zodiac bot kiralama gibi alanlardaki üstünlüktür. başka da bir hayırları görülmemiştir..
talimat gelmiştir o kararı kendi başına veremez
-
kimse de cikip "madem oyleydi de daha once sen bu adami ne demeye milletvekili olarak tutuyordun?" demiyor mu bu beyanatin uzerine?
evet, soru retorik.
cübbeli ahmet ile kadın doktorun fotoğrafı
-
her sınıfta, atatürk'ün fotoğrafının yanına asılması gereken, simge görsel dir.
sağlık sıhhat yerindeyken " kızları okutmayın, buluğ çağında evlendirin yoksa çok ayıp olur günah olur " diyen yobaz tipler, can boğaza gelince o okumuş kızların elinde şifa arıyorlar.
yok mu depremi engelleyen, roketleri düşüren şeyhlerinin öğrettiği bir dua? oku, üfle, zımba gibi ol. niye namahrem eli değdiriyorsun vücuduna.
edit: iftira attığımı söylemişler buyurun kendi ağzından dinleyin: video
nasıl da saydırıyor hem okuyan, hem çalışan kadınlara.
drone
-
nasıl izin alınır? dronumuz 500 gram altı ise kafamıza göre takılabiliyor muyuz? gibi sorulara doğru düzgün cevap bulamadığım için kendim yazmaya karar verdim. genel hatlarıyla yazıyorum çünkü ayrıntıya girdikçe olayı çözmek imkansızlaşıyor. istanbul için yazıyorum ancak diğer illerde de durum benzer şekilde.
1- dji spark (500g altı) dronum var. kayıtsız ve izinsiz istediğim yerde uçabilir miyim?
- kayıt yapmak zorunda değilsiniz. ancak istediğiniz yerde uçamazsınız. tavsiyem dronu shgm'nin sitesi üzerinden kaydetmeniz, daha sonra uçuş izni alacakmışsınız gibi bilgilerinizi doldurup açılan haritada uçuşa serbest olan alanları tespit etmeniz. bunu yaparken insanlardan, binalardan, askeri alanlardan ve havaalanlarından oldukça uzak bir yer belirlemenizde fayda var. uçacağınız yeri belirleyip ekran resmi alın yazdırın ayrıca shgm'nin iha talimatnamesini de yanınıza alarak uçuşa öyle gidin. polis gelmesi durumunda bütün belgeleri ibraz edersiniz.
2- dji mavic (500g üstü) dronum var. dronumu kaydedip istediğim yerde uçabilir miyim?
- kayıt yapmak zorundasınız, yoksa 17 bin tl ceza ödeyebilirsiniz. eğer ticari iha lisansınız yoksa uçabileceğiniz yerler insanlardan, binalardan ve havaalanlarından çok uzak yerler. örnek vermek gerekirse bakırköy havaalanına çok yakın olduğundan bakırköy'ün hiçbir yerinde uçamazsınız. serbest bölgelerde uçmak için ise uçuş izni almak zorundasınız yoksa 4 bin tl ceza ödeyebilirsiniz. shgm'nin sitesinde izin alarak uçabileceğiniz yerleri görebilirsiniz. izin prosedürü en az 12 gün sürüyor. ayrıca, uçuşa giderken bütün belgeleri yanınıza almayı unutmayın.
3- ben dronumla turistik yerler çekmek istiyorum ne yapacağım?
- ticari pilot lisansı (iha 0 / iha 1) için parasını verip eğitim almalısınız. 3. kişilere verebileceğiniz zararlara karşı yıllık sigorta yaptırmalısınız. yine de insanlara ve binalara 50 metreden fazla yaklaşamazsınız. uçuşa kesinlikle yasak olan yerlerde (valiliğin sitesine bakınız) uçamazsınız. pilot lisansınızı alıp sigortanızı yaptırdıktan sonra yine izin prosedürüne dahil olacaksınız. yani en az 12 gün önceden uçuş izni başvurusu yapacaksınız. sonuç olarak ne yaparsanız yapın her istediğiniz yerde uçamazsınız. ayrıca, mevzuata aykırı bir uçuş yaparken 3. kişinin malına ya da vücut bütünlüğüne zarar verirseniz sigortanız bunu karşılamayacaktır.
yurt dışındaki ilginç seçim sonuçları
-
isvec, norvec, almanya, hollanda gibi ulkelerde gocmen isciler digerlerinde ise expat muhendis ve yoneticiler oldugu icin son derece normal bir durum.
zoya kosmodemyanskaya
-
naziler tarafından asılmış bir rus kızı. moskovalı idi zoya. ikinci dünya savaşı sırasında ülkesi topraklarında cirit atan nazilere karşı ayaklanmıştı. bu partizan kızımız, bir gün yoldaşları ile beraber ateş açtı nazilerin üstüne. yakalanan yoldaşlarından biri tarafından ele verildi. ne edilen tecavüzler, ne de yapılan işkenceler, onsekiz yaşındaki kızın cesaretini kırdı. moskova yakınlarında bir yerde asıldı 29 kasım 1941'de. son sözü ise pek manidardır kendisinin; "hepimizi, 190 milyon kişiyi asamazsınız."
(bkz: masha bruskina)
ekşi itiraf
-
bugün benim için özel bir gün.
üniversite yıllarından tanıdığım biri ile çok uzaklardan görüşme fırsatım oldu. çocuk 20'li yaşlarının başlarında.
"cf" oldum, "cf'yim" tarzı bir şey dedi. dikkat bile etmedim. sonra baktım google'dan, cystic fiberosis(sp) diye bir şeymiş.
"akciğer nakli yaptılar bana" dedi. "geçen sene tam bugün saat 15:xx'te".
bir an şaşırdım, fotoğraflarını gördüm. çocuğun göğsünün altından boydan boya kesmişler. ameliyattan ~bir hafta sonra hastanede her tarafına borular bağlı iken çekilmiş fotoğrafları vardı. gülüyordu.
sormadım bile neden "bir yılı kutluyorsun" diye. dinledim sadece. ve sonra baktım google'a...
akciğer nakillerinden sonra 1 sene yaşama oranı %80, 5 sene yaşama oranı ise %25'lerde imiş.
çocuk nasıl derseniz, içi içine sığmıyor. nasıl tutunuyor hayata, nasıl değer veriyor her geçen saniyesine. ilk işini de kapmış, nasıl mutlu....allah değil 30'unu, 90'ını, 100'ünü göstersin diye dua ettim...
ve düşündüm, ulan iki gün öncesine kadar ufak ufak sorunlar yüzünden kendimi dünyalar şanssızı ilan eden ben değil miydim?
şehir fırsatını kaçırdı diye bütün gün ağlayan iş arkadaşım değil miydi?
şu an sol frame'de dikkat çeken başlıklardan biri sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gece değil mi?
bazı şeyler beynimin içimde dolanıp durdu. hayatı sorguladım, hepimizin elinde olan ve dönüp bakmaya bile tenezzül etmediğimiz rutin "şanslar", "fırsatlar" o çocukta olsaydı neler yapardı diye sordum kendime.
utandım.
siz siz olun, kıymetini bilin sahip olduklarınızın. aşk acısıymış, şuymuş buymuş...değmez. insan böyle anlarda anlıyor işte.
ders dolu bir gün geçirdim.