ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bana bile kimlik soruyorlar
-
makyajsızsa demek..
garsona teşekkür eden müşteri
-
garsona teşekkür ederim, kasiyere teşekkür edip iyi çalışmalar dilerim, sokakları süpürürken görürsem görevliye kolay gelsin derim. evim 4. katta, asansör çalışmıyor, her geldiklerinde kuryeye, kargoya, sucuya kusura bakmayın, yorduk sizi, teşekkürler derim. ve genelde %40 gülümsemeli geri dönüş alırım.
sorun değil, insanlar mutsuz ve yorgun, anlıyorum. siz de anlayın, nezaketten vazgeçmeyin.
yazarların ingilizce seviyelerini gösteren cümle
-
hahahahahaha
biri are you cola, are you disco demiş. gülmekten karnıma kramp girdi. alemsiniz ya nereden aklınıza geliyor böyle şeyler hahahahahahhahahahahajaja
adnan hoca ile fethullah hoca arasında kalmak
-
adnan hoca ile ortam, fethullah hoca ile kariyer yapılır.
tercih meselesidir
140journos'un esenler otogarı videosu
-
blutv’ye içerik yapmaktan artan kalan zamanlarında lütfedip tamamlamışlar nihayet. kusura bakmayın yorduk sizi de krallar.
kebapçıda görülen hürmet
-
starbucks'a gidip kasadaki çocuğa;
- çayın taze mi?
diye sorabilecek bir vizyona sahip olduğum için bana hitap eden harekettir.
vali kebabı yerken kendimi viyana valisi gibi hissediyorum. aynı hürmeti hayatta bir fast food zincirinde göremezsiniz. mesela fast food zinciri bir dükkana giriyorum;
- selamın aleyküm.
dememle birlikte adam;
- 1 tl farkla es selamın aleyküm almak ister misiniz?
diyor resmen.
mesela kebapçıda;
az çorba, yarım şiş, 1,5 pide gibi farklı porsiyonlar sunulması bile müşteriye saygıdır.
fast food zincirine girip;
- bana az cheeseburger!
veya
- yarım donut alabilir miyim?
diyebilir misiniz?
ha derseniz kasadaki adam güntekin onay'ın suratındaki kakam var ifadesi ile mal mal yüzünüze bakar.
ajda pekkan'ın 1973'te şimdikinden yaşlı görünmesi
-
73'te photoshop olmadığındandır.
edit: başlık başa.
istanbul'da musluk suyunun mavi akması
-
o değil de bu videoda bir dram yaşanmaktadır. mavi akan suyu videoya çekmek istiyorsun, o da ne. su tası mavi. bu yüzden renk belli olsun diye suyu tastan yere döküyorsun. fakat yerdeki taşlar da mavi. sonra allah'tan suya zoom yapılıyor da suyun mavi olduğuna inanabiliyoruz (bkz: swh) sanırım tuvaletteki mavi baskınlığına dayanamayıp su da mavi renge dönüşmüş.
senin gençliğini söndürürüm çocuk
-
1. olayın geçtiği yer dört yol olarak tabir edilen kavşak. bu gibi yerlerde sağdaki araçlara yol verilir. yani yol beyaz toyota'nın. (edit: adam "o kural avrupa gibi yerlerde geçerli" diye savunma yapmış. yazılı ve evrensel bir trafik kuralından bahsediyoruz. her yerde geçerli ve uymak zorundasın)
2. o ana gelene kadar motosikletli arkadaş sağdan soldan arabaları geçiyor. adam gibi şeridinden gitsene?
3. koskoca adama lanlı lunlu konuşuyor.
dayı az bile yapmış.
gece uyanmış anne
-
saatler 3:10'u gösterirken "saat 4 oldu yat artık!" diyendir.
yurt dışından türkiye'ye gelince fark edilenler
-
insanı üzen şeylerdir genelde... taa ki onca zaman sonra ilk defa türk yemeği yiyene kadar.
sonra trafiğe çıkanca yine üzer sizi.. o ayrı mesele.
sonra yine yemeğe oturursunuz, bir soslu dürüm, bir içliköfte.... mutlu olursunuz.
sonra atm kuyruğunda arkanızda duran adamın omuzunuzun üzerinden neredeyse el gözeneklerinizi görebilecek kadar dibinize girdiğini görüp, yine üzülürsünüz...
sonra bir tatlıcaya girip bir porsiyon baklava yersiniz... mutlu olursunuz
tatlıcıdan çıkarken ayağınız parampinçik olan kaldırım taşlarına takılır, üzülürsünüz.
ve bu gider böyle....
tomris uyar
-
turgut onun için: ‘bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur’ der.
edip onun için: ‘seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki’ der.
cemal onun için: ‘daha nen olayım isterdin, onursuzunum senin’ der.
bir kadın olarak gıpta ettiğim, varlığına çok güzel adamlar tarafından harika dizeler yazılmış, sayesinde güzel güzel şiirler okuduğumuz, kıskanılası kadın...