hesabın var mı? giriş yap

  • 100 veya 200’lük banknotu nerede bozduracağım diye düşünmeyen kafası rahat, küçük hesapların insanıdır.

  • abicim bu nedir ya? her sabah kalkıp annemi ayrı babamı ayrı arıyorum dışarıya çıkmamaları için. tam ikna ediyorum birden ama'lı bir cümleyle çabalarımı boşa çıkarıyolar. camiler kahveler kapanmasa 90 yaşındaki dedem eve girmeyecek. ananeme alışverişe çıkma biz alırız, misafirliğe gitme diyorum haftaya akraba günüm var zaten yakında köye gidicem iptal edemem diyor. yemin ederim 3 yaşındaki yeğenim daha uslu bi çocuk. hiç değilse ısrar edince ses yükseltince anlıyo, lafımı ikiletmiyo. ben başkalarına bulaştırırım endişesiyle peçeteyle tuttuğum kolonyayla başka bir kolonyayı silip, ikinci kolonyayla el dezenfektanımı silip, el dezenfektanımla ellerimi temizleyip alkol zinciri oluşturup virüslere geçit vermiyorum, yaşlılar sokağa çıkıp hastalık peşinde koşuyo. korkutmak için izletmediğim video, söylemediğim yalan kalmadı. yarın ne yalan söylesem acaba diye düşünmekten yıldım. buradan yaşlılara sesleniyorum. silkinin kendinize gelin kardeşim.

  • evet diyenlere muavinlerin uygun muammeleyi yapacaklarına dair bir his sahibi olmama neden olan açıklamadır.

  • merhaba,

    bugün şile sahilde deniz fenerinin sağ kısmında kalan bölgede su içen koç başı şeklinde bir kaya gördüm belki benzettim ama internette arattım bir şey bulamadım.

    konum olaraksa şöyle anlatayım fenerden görülen sağ tarafta ki büyük kayanın üzerinden sol tarafa doğru baktığınız zaman görüyorsunuz fenerle kayanın arasında kalıyor ama o büyük olan kayadan bakmanız gerek.

    şu şekilde iki fotoğraf çektim.

    bu su içen koç : https://i.hizliresim.com/gmoqjv.jpg

    bu da koça su içiren ben : https://i.hizliresim.com/qlzk0r.jpg

    edit : bakın şimdiden söylüyorum eğer yarın öbürgün turistik bir yer olacaksa buranın kaşifi olarak kayanın adını 'koçbaşı kayası' koyuyorum. `*`

    edit 2 : fularıma laf etmeyin sonuçta hepimiz ekşi yazarıyız.

    edit 3 : yurtdışında yaşayanlar göremiyormuş nereden yüklemem lazım bilmiyorum bilen birisi varsa yükleyip mesajla göndersin linki buraya editlerim. // teşekkürler @fealijack 1. https://eksiup.com/9cd97c599103 - - 2. https://eksiup.com/7e4f73e1d580

    edit 4 : konumu ekliyorum buradan aşağı gidince önünüze çıkan büyük kaya : https://www.google.com/…2!3d41.1781003!4d29.6202312

  • bana, bilimin insanlığa olan hizmetlerine teşekkür ettiren videodur.

    her kim insanlığın faydasına çalışmış veyahut çalışıyorsa allah ondan razı olsun...

  • saçmalamayın lütfen. imfden borç felan istediğimiz yok, sadece al yanında bulunsun lazım olursa kullanırsın diye bize para vermeye çalışıyorlar. siz hiç gurbete giden birinin cebine para sıkıştırmadınız mı lazım olur diye? yaa al all, lazım olur diye. eyyy imf, sen kimsin yaaa?

  • türk televizyon tarihinin en iyi yapımıdır.

    bu dizi 2003-2005 arasında yayınlanıp sona ermiştir.
    öyle bir dizidir ki mirası 15 senedir yenmiş, yine de bitirilememiştir. vizyonsuz mirasçıları tarafından ırak, filistin, gladio, vatan, muro vs. derken sanırım 5 film, bir de üzerine 300 bölümlük pusu dizisi çekilmiş. hala da ayda bir kurtlar vadisi yeniden başlayacak haberlerini ve heyecanla bekleyen takipçilerini görüyorum. bunca rezalete ve sömürülmeye rağmen bitmeyen kurtlar vadisi itibarı, ilk 97 bölümün kalitesinin kanıtıdır.

    --- spoiler ---

    izlemeyeni, spoiler'ı vs. kalmamış bir dizidir ya yine de usuldendir
    --- spoiler ---

    şaşmaz'ın torpili, mafya, racon, silah, şiddet... bunlar klişe eleştriler.

    aşağıdaki sinopsisin derinliği ve kalitesi türk televizyonlarında eşsizdir.

    bu toprakların fransız ihtilali niteliğinde olan, 1908 hürriyet devrimiyle kişilik kazanan ittihatçı vatanseverliğini 21. yüzyıla taşıyan bir yapım. nitekim senaryomuzun kilit ismi, aslan akbey, kuşubaşı eşref'in torunu. (bkz: eşref sencer kuşçubaşı)
    o zamanlar yepyeni bir rüzgar olan ak parti iktidara yeni gelmiş. amerika, ırak işgaline girişmiş. akp'nin ilk icraatlerinden birisi meclis'ten 1 mart tezkeresini geçirmeye çalışmak. 1 mart tezkeresi'ne dair (bkz: #114891234). hikayemizin kötü adamı, ortadoğu baronu, bu tezkerenin geçmesi için lobi çalışmaları yapmaktadır -ki ölümü de bu konudaki başarısızlığının bedeli olmuştur-. dizinin o dönemde korkmadan bu kadar açık şekilde 1 mart tezkeresi sürecini ele alması ve anlatış biçimi, akp'nin amerikan hizmetkarı olduğunu anlatmaktadır.
    bu hikayedeki topraklarımızın kaderini belirleyen politik olaylardan yalnızca bir tanesi. susurluk kazasından, abdi ipekçi cinayetine kadar işlenmeyen konu yok.

    dram yönünün kuvveti ise bambaşka. kosova'da görev yapan bir istihbarat mensubu, ali candan, yeni bir operasyon için ülkeye geri çağırılır. ameliyatla kimlik değiştirerek mafya'nın içine sızacak, ve karahanlı'nın suç örgütünü çökertmeye çalışacaktır. bu bile tek başına hikayeye yeterli dinamiği sağlayabilecekken, görevi veren aslan akbey'in karahanlı ile şahsi husumeti olması, aslında karahanlı'nın oğlu olan ali'yi çocukken kaçırıp gözetiminde yetiştirip, bu göreve hazırlıyor oluşu ve seyircinin bunu yavaş yavaş öğrenişi mükemmel işlenmiş bir senaryodur.

    diğer yandan ise yüz ve kimlik değiştiren ali'nin yine ailesinin ve sevgilisi elif'in çevresinde olması, onlarla yakınlaşması harika bir dramadır. ali/polat aslında çok mutludur. liseden sonra elif'in ve ailesinin yanında geçirdiği süre toplam 1 sene bile değildir. ancak şimdi başka bir kimlikle de olsa, her gün onlarladır. nişanlısı elif'in, en yakın arkadaşı hikmet'in, annesinin, babasının her gün ali'yi özleyerek acı çekişini görmesi, polat'ın onlara ali'yi hatırlatarak daha çok acı vermesi, ancak bu zorlu göreve dayanmasını sağlayan sevdiklerine yakın olmaktan da bencilce vazgeçemeyişi, aslan akbey ile bu konudaki çatışmaları...

    diğer yandan ise okumuş, vatansever, vicdanlı bir devlet görevlisi olan ali candan'ın acımasız mafya babası polat alemdar kimliği altında ezilip ölüşünü izleyişimiz. yakın arkadaş olduğu küçük bir kabadayı olan çakır'ı normalde asla atmayacağı adımları atması için manipule ederek onunla beraber yükselmesi ve bu uğurda aslında çakır'ı adım adım ölüme yaklaştırması. polat olmasa çakır tetikçiliğini yapar, laz ziya'nın damadı olarak belli bir koruma altında ufak tefek mafya işleriyle yaşar giderdi. polat'ın sinsi yönlendirmeleri, gaz verişleri ile ilk bölümlerde defaatle tombalacı, testere ve kılıç tarafından dillendirildiği üzere çakır normalde yapmayacağı şeylere kalkıştı hep. sanırım çakır'ın ölümüyle ali candan'ın da öldüğünü gördük. aslan akbey ile polat'ın bir binanın çatısındaki efsane tartışması'nda ali candan ölmüş ve artık polat alemdar olmuştu. öyle ki finalde kimliğini açıkladıktan sonra dahi annesi, babası, hikmet'i ona hep polat demiştir.

    spoiler- - 57. bölümde bir detay dikkatimi çekti. aslan akbey'in ölümünden sonra, abdülhey ve polat aslan'ın evinde bıraktığı defteri bulur, o sırada evi basan polislerden kaçmaya başlarlar. iki polis polatları kovalarken, polat dayak yiyen bir kadın görünce dayanamaz durur. kadını döven adam bıçak çeker. o sırada polatla aradaki farkı kapatan polise, hiç yoktan ortaya çıkan bir araba çarpar. diğer polis arkadaşı da ona yardım etmek için durur. o sırada polat kadını döveni öldürüp kaçmaya devam eder. eğer o arabaya polise çarpmasaydı polat yakalanacaktı. bu arabanın açıklaması hiç yapılmadı. şimdi benim anladığım kadarıyla, dizinin gidişatının tapınakçılara döndüğünün ilk işareti bu sahnedir. çünkü dizinin sonunda, tapınakçıların polat'a hep yardım edip önünü açtığını öğreniyoruz. sahne toplasan 3 saniye idi ama seyirci olarak bizim ilk gördüğümüz yardım bu olsa gerek. tapınakçılar polat'ı hep takip ediyordu. o gece bile. kadına yardım etmek için duracağını anlayınca, yakalanmaması için polislere araba çarpmasına sebep oldular bir şekilde. (ya arabayı kullanan onların adamıydı -çünkü kaçıyor- ya da elif'in arabasına yaptıkları gibi sistemden frenleriyle falan oynadılar) çünkü planları polat'ın yükselmesiydi. yükselttiler. kumarhane ofise çevrildikten çok sonra duvardaki tablolarda polat kendisini yükselttiklerinin mesajını farkediyordu. buradan varacağım sonuç ilk 55 bölümden sonra dahi hikaye kaliteli- iyi kurgulanmıştı. haftalık bölüm çekilmiyordu. 57, finalden 40 bölüm öncesi ve finale hazırlık. bu dizi çok iyiydi.

    bir de aslan'ın çakallığından bahsetmek istiyorum. polat aslan'ın vasiyetini okuduğunda, aslan'ın ona söylediği şu; seni karahanlı'nın oğlu olarak yutturmaya çalışacağız, sen de öyle davran. yani burada bile söylemiyor polat'a kendisinin kaçırıp yetimhaneye yerleştirdiğini. o zaman devlet'e düşman olur belki diye korkuyor olabilir. diyor ki sen öyleymiş gibi davran imparatorluğunu yık. hele diziyi ilk izleyen seyircilerin üst üste yaşadığı karmaşalar ve polat'ın efe karahanlı olduğunun doğu bey vasıtasıyla keşfi gerçekten çok iyi işlenmiş.

    oyunculuklar, karakter ağırlıkları, diyolagların etkileyicilikleri bambaşka bir başlık. ara ara yazıp tamamlarım devamını. şimdilik bu kadar.

    beni en çok üzen şey ise, kurtlar vadisi efsanesinin mirasçılarının itibarını yemeye doymayışı. kurtlar vadisi ismini kullanarak yapılan rezalet işlerin bu efsane ile bir tutulması.

  • milliyetçiliği eleştirirken milliyetçileştiğinin farkında olmayan kitlenin kullandığı vasat slogan. ben hrant dink'in ölümüne de, öldürülüş şekline de, öldürenlerin aldığı komik cezaya da karşıyım. ama ermeni falan da değilim. pippa bacca diye bir kadın vardı liseliler bilmez o öldürüldüğünde neden hepimiz italyanız denmedi, neden iş etniğe vurulmadı. hepimiz hrantıza bile eyvallah ama işin içerisine ermeni, türk, kürt, italyan ,fransız kelimesini kattığın anda sosyalist değil ulusalcı oldun demektir. asala militanları türk diplomatlarına dehşet saçarken, onları katlederken sanıyor musunuz tek bir ermeni çıkıp da "hepimiz türküz" dedi. o değil de bir "hepimiz insanız" vardı ne oldu ona?

  • şimdi bir akademisyen olarak çocuğum siz yüz yüze de eğitim istemiyorsunuz demek istiyorum kendilerine.

    neyse bunu haklı sebeplerle istemeyenler olabilir ama ne yapalım, dönemi mi iptal edelim, yazın sıcağında okula mi geleceksiniz, baharda ders dinletemiyorduk size yazın 38-40 derece sıcağında nasıl dinleyeceksiniz?

    devlet bedava gb versin çocuklara. teorik dersler böyle hallolsun. başka çare yok zira.

  • türkçe olarak şiao mi şeklinde okunması gereken hede. oradaki xiao’nun anlamı küçük, mi’nin anlamı ise pirinç. telefon markasının literal anlamı küçük pirinç oluyor.

  • dersimiz: hayat bilgisi
    konu: insanları takdir etmek.

    (annesi 5 yaşındaki ege'ye işini iyi yapan insanları takdir etmek gerektiğini anlatmıştır. ege uygulamada...)

    evde, servis saatinde gelen apartman görevlisine:

    ege: engin abi tebrik ederim, kimse senin gibi çöp toplayamaz, senin sayende evimizi böcek basmıyor, sen olmasan çöp ev olurduk.

    ilaç getiren eczacı kalfasına:

    ege: sen olmasan hepimiz ölmüştük, doktor gibisin.

    lokantadaki garsona:

    ege: hepimiz senin sayende doyuyoruz, sofrayı da çok güzel topladın, aferin.

    lokantadaki müşteriye:

    ege: aferin, bütün yemeklerini bitirmişsin, göbeğin kocaman olmuş.

    lokantanın otoparkçısına:

    ege: vay canına, bütün gün arabamızın başında beklemişsin, çok iyi bir polissin sen, kıyafetin de çok havalı.

    bütün takdir edilenlerin ortak cevabı: puhahaha teşekkürler.