ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
amy winehouse'un neden ölmesi
-
(bkz: herkesin neden yazar olması)
marcel duchamp
-
hazır nesneleriyle sanatın her yerde olduğunu gösterdi. o da warhol gibi süpermarketlerin bir modern sanat müzesi olduğunu düşünüyordu. günlük hayatın alışıldık eşyalarını alışmadığımız mekanlara yerleştirerek sanatta yaratıcı düşüncenin en şaşırtıcı örneklerini verdi.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
(kucukyali ulusoy'da otobusten indik, bagaj almaya calisiyoruz, muavin bagaj numaralarini anons ediyor)
muavin: 48 var mi? 48?
kadin1: aa 48 benim, bir saniye gecebilir miyim?
muavin: buyrun hanimefendi. 72? 72'nin sahibi burda mi?
kadin2: ayy 27 vardi benim ama?
muavin: hanimefendi bir dakika bakicaz hepsine sirayla, 54'un sahibi burda mi?
adam1: hah, birinci cinko!
(peki ya adam1'in dayim olmasina ne demeli? utanmayla altina isemek arasinda eglenceye doymak bebegim)
sgk'nin ilaçlarda taban fiyat ödemesi başlatması
-
bilale anlatır gibi anlatmaya çalışacağım.
iki ilaç arasında aynı etken maddeye rağmen fiyat farkını oluşturan iki değişken vardır.
1- ilacın etken maddesinin yapıldığı ülke
2- etken madde eşdeğerlik kontrol ve testlerinin yapıldığı fabrika-ülke
yani ucuz ilaç, hindistan-çin menşeli etken maddeden yapılmıştır ve yine bu ülkelerin kurallarının geçerli olduğu labratuvarlardan eşdeğerlik-etkinlik onaylarını almıştır. buna karşılık pahalı dediğiniz marka ve bilindik ilaçlar örneğin fransa veya almanya gibi avrupa ülkelerinde üretilir ve test edilir ve haliyle bu ülkelerin ürettiği ve test ettiği ilaçlar daha güvenilirdir. etrafınızdan sıkça duyduğunuz "falanca ağrı kesici bana iyi gelmişyor ama filanca şak diye ağrımı kesiyor" hikayesi bununla ilgilidir.
yani arkadaşlar olayın pek çok boyutu mevcut. söz konusu olan karmaşık organik moleküller topluluğudur. üzerinde etken madde aynı yazıyor diye içindeki kimyasal da aynı olmak veya aynı etkiyi göstermek zorunda değildir.
son söz: konunun doktorla, eczacıyla, mümessille falan alakası yok. devletin sağlık harcamalarını subvanse etme yeteneğinin sonuna geldik. yani para bitti. kapitalist sistemde paran bittiyse donlarını avm den değil, çarşamba pazarından alırsın.
erdoğan'ın doğum gününün törenlerle kutlanması
-
doğum gününü bilmem de, ölüm yıl dönümleri tüm dünya'da şölenlerle kutlanacaktır.
debe editi : (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)
instagram kullanımında tr'nin ilk sırada olması
-
dikkat ederseniz işsizlik ve insanların temel ihtiyaçlarını bile dosdoğru karşılayamadığı ülkeler bu tarz kötü sıralamalarda enlere oynar. çünkü gelişmiş ülkede insanlar gezmek, hobilerini ve isteklerini gerçekleştirmek, yani hayatın tadını bizzat yaşarken; sosyal medya gibi şeylere ayıracak vakit bulamaz, yokluğunu da hissetmezler. kısacası onlar yaşar, bilmem kaçıncı dünya ülkeleri de sadece izlemekle yetinip tatmin olmaya çalışır. yazık çok yazık!
edit: imla
havaalanı çıkışı mars'tan gelmiş gibi kasılan tip
-
havaş'a binerken gevşer.
edit: bir boktan başlık daha başıma
ali'nin beynine aşık oldum
-
ayşe özyılmazel'in ilişkiyi tanımladığı cümle.
hani herkes diyor ya ''ulan bizim göremediğimiz ne gördün'' diye rahatlayın bişey görmemiş zaten.
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
her sipariş için default olarak:
"zeytin olmasın. soğan olmasın. turşu olmasın."
bir gün çorba mı ne istemiştim, getiren çocuk "abi çorbada ne arar zeytin, ne arar turşu" demişti.
türk üniversitelerinin tek cümlelik özetleri
-
tecrübe ettiklerimden bahsetmek gerekirse;
yeditepe üniversitesi: alıp verdiğiniz nefes başına hesabınızdan x lira tahsil edilecektir, onaylıyor musunuz?
istanbul üniversitesi: fırında makarnaya 0,001 kuruş zam geldiği için yarın eylem yapıyoruz arkadaşlar!
mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi: oh mon dieu, şu sınıfın köşesine işeyen kedinin oluşturduğu kompozisyona bakar mısın?
24 nisan 2017 yaşar holding açıklaması
-
hiçbir şey korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir.(bkz: albert camus)