ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
arabayı 5. viteste kaldırabilen kız
-
güçlü kızdır.
zira normal şartlarda uzun vites oranına sahip 5. viteste araba hareket geçmez. kızın arabayı tutup havaya kaldırması gerekir.
bu kadar güçlüyse ve seninle evlenmek istiyorsa ya o'nunsundur, ya da kara toprağın*
ana haber bülteni klişeleri
-
metrekareye aşırı miktarda yağmur düştüğünde klasikleşmiş alt bant
(bkz: x yağmura teslim oldu yollar göle döndü)
sürekli çevrilen cızbız köfte, kesilen döner, dana gulaş, kıyma makinesinde arta kalan çekilmiş kıymaların eldivenli bir el tarafından sıyrıldığı görüntüler eşliğinde
(bkz: et fiyatları el yakıyor)
balık pazarında sulanan balıklar, bağırış çağırış, curcuna, iki balıkçı röportajı, iki müşteri röportajı ve finalde hamsiyle yapılan alakasız bir yemek* * *görüntü enstalasyonundaki alt bant çeşitlemeleri
(bkz: x tl'ye düşen hamsi fakirin sofrasında)
(bkz: hamsi balıkçının yüzünü güldürdü)
(bkz: köftesi lahmacunu döneri derken şimdi de)
(bkz: lodos hamsiyi vurdu)
çok zeki insanın nasılsın sorusuna vereceği cevap
-
(bkz: nasıl değilim)
burn reklamındaki siki taşağına denk gençler
-
5-6 sene sonra hanımın bıçak ucuyla uzattığı elmayı yiyip, yetenek sizsiniz izleyecek gençlerdir.
17 kasım 2020 alaattin çakıcı tweet'i
-
tonla yazım hatası barındıran tehdittir, şaşırtmadı tabii. chp'li belediye başkanları tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyormuş bak bak :). chp'li belediye başkanı; hükümete yakın rant peşinde koşan iş adamlarını, cemaatleri, katar emirinin annesi başta olmak üzere zengin arapları daha da zengin etmek için istanbul'un kuyusunu kazanlara karşı savaş veriyor. sen ne yapıyorsun peki? kimmiş delikanlı sen misin yoksa imamoğlu mu ?
çılgın bediş
-
gece gece hüzne boğan dizi. sonunun böyle bittiğini bilmiyordum ulan ben. losttan bile daha heyecanlı ve efsanevi bir sonla bitmiş resmen. elemanlar bu diziyi alıp baştan sonra inceleyip lost'u çekselermiş bambaşka bitermiş dizi harbiden. ayrıca final boyunca leon filminin soundtrack'lerini kullanmaları da gözden kaçmıyor.
o değilde gözümden iki damla yaş geldi, kötü oldum lan sözlük, duygusallaştım olum ben şu anda.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
tam olarak benim anım değil aslında. gerçek bir anı da değil işin doğrusu. sadece bir kişi için doğru bu anı, o da umarım harika bir hayat geçiriyodur, geçirmiştir.
90 lı yılların başı, örli doksans diye bilinir. atakule vardı ankara'da, bildin mi? keşke bilmeyeydin, neyse o zaman orası popüler allah sizi inandırsın ve kumpir diye inanılmaz bir yemek yapıyolar. yeni çıkmış sayılır. bi kumpirin içine çift sosis koyulabildiğini ve böylece king kumpir olduğunu öğrendiğimizde içimizi heyecan kaplayan yıllardı. vay be.
neyse efenim, bastık gittik biz kumpiri yemeye. girdik dükkana, oldukça boştu. oturduk, king kumpirimizi sipariş ettik. kısa keseyim, geldi kumpirler afiyetle yedik. sonra, lakabı gödeleme olan (niye hatırlamıyorum) arkadaşımız sadece garip bir insan olduğu için kumpirin patatesini de komple yedi. niye yiyon dedik, güzel oluyo dedi. neyse bitirdi bu patatesi yemeyi ve tuvalete gitti. tam o sırada büyük ihtimalle mekanın sahibi olan lacoste tşörtlü, pantolon askısı takmış amca masamıza geldi. afiyet olsun dedi, beğendiniz mi dedi. ivit dedik, çokzeldi. o sırada amcanın gözü boş kumpir kartonuna takıldı ve sordu.
-evladım bunun patatesi nerede?
+abi onu yiyen arkadaş tuvalete gitti. çok fakir kendisi, annesi babası da yok. biz buraya getirdik onu kumpir yesin diye, yapma dedik ama dayanamadı hepsini yedi. kusura bakmayın amca :/
diyiverdim. neden bilmiyorum öyle yaptığımı. bir dönemdi sanırım, ergenliğimin yanında bir de dış ergenlik falan geçiriyordum galiba. yeni tanıştığım insanlara abuk subuk yalanlar söylüyordum. hava atma falan amaçlı değil ha. nerede okuyosun diyolar, okumuyorum su satıyorum diyorum. baban ne iş yapar diyolar, muhasebeci demiyorum da beyaz eşya bayimiz vardı sattık ganyan bakıyoruz diyorum. bakkala teyzemler geldi çorum'dan diyodum lan durduk yere, töbe estafırılla. teyzem de yok, çorum'dan kimseyi de tanımam etmem.
neyse, amca bunu duyunca dudak titretti birden. ağlıycak lan kalantor gibi adam. oturun gitmeyin, geliyorum ben dedi ve gitti. o sırada gödo geldi (gödeleme) hadi gidek falan diyo, biz de oyalıyoruz işte, kolalar bitsin az daha oturak falan diye. derken amca belirdi yanımızda elinde üç tane kumpir.
-bunlar da genç müşterilere ikramımıııızzzz. hadi afiyet olsun. diyip kaçtı.
gödo nooluyo la dercesine bakıyor, biz girşmişiz bile kumpire. neyse o da çok soru sormadı, yedi kumpirini. tabi yine kabuğuyla yedi allahın davarı. kalktık, kasaya gittik. hesap ödendi dedi çocuk. ısrar ettik, olmaz dedik. bari ilk yediğimiz 3 taneyi ödeyelim dedilk. olmaz dedi çocuk. biz uzatınca, patron sizden para alırsam beni buraya yatırıp sker. çıkın lan şimdi dışarı!! dedi.
çıkmadan tuvalete gideyim dedim, koridorda amca durdurdu beni. haftaya yine gelin oğlum, arkadaşınızı da getirin. aferin üstünü başını yapmışsınız siz, tertemiz maşallah dedi.
utancımdan daha fazla dinleyemedim amcayı, koşarak çıktım dükkandan. dolmuşa binip eve döndük, işeyemedğim için yolda çok sıkıştım. altıma ediyodum ama o ayrı hikaye. amcayı bi daha hiç görmedim, cesaret edip bi helallik alamadım.
19 eylül 2014 suriyelilerin türkiye'ye geçişi
-
avrupa birligine girecektik, ortadogu bize girdi amk.
anne
-
dunyada kar$ilik beklemeden cigborek yapan tek insan.
yaran diyaloglar
-
çanakkaleden istanbul'a gelen arkadaşımı, mecidiyeköy metrobüse almaya gitmiştim. aramızda geçen muhabbet;
-nasıl kolay oldu mu yolculuk?
+güzeldi. birde istanbul'da kimseye güvenme derler.metrobüse binmek için istanbul kart alacakken bir adam “gel boşuna kart ücreti ödeme, benim karttan basarız sen bana ödersin” dedi. öyle yaptık. insanlık ölmemiş.
o gün istanbul'un kurtuluş yıldönümü nedeniyle metrobüsün bedava olması dışında her şey normal.
ak-saray'daki efsanevi mahmud abbas karşılaması
üniversite mezunlarının hayalini kurdukları maaş
-
eşimin aldığı maaş + 1 lira.
çirkin olmak
-
hayat oyununu hard level da oynamak