hesabın var mı? giriş yap

  • amacı "biz öyle baba parasıyla okumadık, onlardan daha zekiyiz" falan diyebilmek olan kişinin yaptığı eylemdir.

    baba parasıyla okumamış ve onlardan daha zeki olan -ya da daha çalışkan- kişilerin bileğinin hakkıdır.

    sen de oku sen de yaz.

    kıskanma.

  • japonya tarihinin en büyük soygunu olan ve günümüzde hâlâ çözülememiş bir şekilde gizemini koruyan san'oku-en jiken vurgununun türkçe adı.

    10 aralık 1968 sabahı, nihon shintaku ginko isimli bankanın kokubunji/tokyo şubesine bağlı bir zırhlı sedana (nissan cedric h31), taşınmak üzere yaklaşık 300 milyon yen civarında nakit para metal kasalarda yüklenmişti. bu para, toshiba'nın fuchu fabrikası çalışanlarının o ayki ikramiye ücretiydi. bu arada bu tarihten altı gün önce bankaya isimsiz bir tehdit mektubu gelmiş ve yedi gün içerisinde belirtilen yere 3 milyon yen getirmedikleri takdirde bankanın şube müdürünün evini havaya uçuracaklarını söylemişlerdi. ancak bunu şube müdürü dahil kimse ciddiye almamıştı.

    10 aralık tarihine geri dönelim. 300 milyon yen'in yüklü olduğu zırhlı araç, istikameti olan fuchu'daki toshiba fabrikasına doğru seyir hâlindeyken, peşine beyaz bir polis motosikleti takıldı ve durmalarını işaret etti. araçtakiler de durarak polise neler olduğunu sordular. polis adamlara araçtan inmelerini, şube müdürünün evinin patlatıldığını ve şu an içinde bulundukları araca da dinamit döşenmiş olduğunu söyledi. bunun üzerine h31'den inen adamlar, polisle birlikte arabaya döşenmiş dinamitleri sökmek üzere aracın sağını solunu aramaya başladılar. birkaç dakika sonra arabanın altından dumanlar yükselmeye başladı ve korkan adamlar kaçışırken "polis" de arabaya atlayarak kayıplara karıştı.

    bu soygun üzerine japonya'nın en büyük polis soruşturması başlatıldı. tüm japonya'da 110 bin şüpheli isim sorgulandı ve 170 bin polis görev aldı. birkaç isim tutuklanmış olsa da hepsinin masum olduğu sonradan ortaya çıktı ve bu olay hâlâ çözülemedi.

    (merak edenler için; 10 aralık 1968 tarihinin 300 milyon yen'i, bugünün kuruyla yaklaşık 1 milyar yen (10 milyon dolar) yapıyor. belki bu miktar bugün, bankalar ve/veya büyük şirketler için hiçbir şey değildir ancak soygunu 1968'de bir kişinin tek başına yaptığını unutmayalım.)

  • küçükken uzaylılarla ilgili ne bulursam okur, kütüphanelere gider araştırmalar yapar, ilgili gazete küpürlerini, yazıları ve fotoğrafları hepsini tek bir dosyada toplardım. bir sabah uyandığımda çekmecemde dosyamın olmadığını gördüm. evin altını üstüne getirdim ama yoktu. dosya kayıptı. yıllarca dosyanın uzaylılar tarafından fark edilip kaçırıldığını düşündüm. bundan ötürü hiç üzülmedim, hep gurur duydum. bu olaydan 12-13 yıl sonra ise annem, "ben o dosyayı çöpe attım çünkü kafayı yiyiyosun sanmıştık" dedi. tüm büyüyü bozdu. madem çöpe attın bunu bana neden söylüyosun anne? yıllarca ben bunun hayaliyle yaşadım. hayali bile güzeldi uzaylıların ben uyurken odama ışınlanıp "cixuavicuw..xceiviciuw.." sesler eşliğinde çekmecemi açıp, dosyamı alıp, bana dokunmadan gitmeleri. çünkü bu, bana verdikleri değeri gösteriyordu. meğer dosyam o gün geceyi başka bir galakside değil, ümraniye çöplüğünde geçirmiş...resmen hayal kırıklığı bu. demek bir çocuğun o yaşlarda uzaylılarla ilgilenmesi kafayı yeme göstergesi? kedileri ıslatıp havaya atsaydım, arkadaşlarımın sokak ortasında donlarını indirseydim, bakkala seslenip uzaktan nah çekseydim ve hiçbir gereği yokken zillere basıp kaçsaydım kafayı yemiş olmayacaktım öyle mi?