hesabın var mı? giriş yap

  • ofiste sesli okudum ve hepberaber sesli güldük.

    bir tane akıllı adam da çıkıp diyemiyor mu "aga biz bunları yazdık da çok salak oldu be" diye.

  • ilk sahip olduğum bilgisayarın harddisk'i 128 megabyte ** olunca genelde hafızada alan açmak için yaptıklarımdır.

    mario, euro 92 vb. oyunları kurunca bilgisayarda yer kalmamış ve çözüm olarak işe yaramayan dosyalar tarafımdan silinmeye başlanmıştı.

    ve elbet sıra windows klasörüne de gelmişti...

  • ashton kutcher'a twitter'dan bir kaç kere mention atmışlığım var, henüz cevap yazmadı belki ama kendini zor tuttuğuna eminim. şimdilik kendisini ağırdan satarak beni etkilemeye çalıştığı ortada ki bunu da uzun soluklu bir ilişkinin başlamadan önceki karşılıklı etkilenme döneminden alınan hazın ertelenerek uzatılması olarak algılayabilirsiniz. dolayısıyla kendimi söz konusu gruba gururla dahil ediyorum.

  • zaman zaman tuhaf çalışan monologlarına tanık olduğum hazır yemekçi.

    geçenlerde bir şubesinde sipariş ettiğimiz hamburgerler 15 dakika geçmesine rağmen hala gelmemişti. kasadaki kız en sonunda "siz gidin; ben masanıza getiririm" diye bizi gönderdi.

    elinde hamburgerlerle geldiğinde gecikmenin sebebini sorduk. kız aynen şöyle dedi:
    "valla ben de bilmiyorum ki... dalacam bigün hepsine zaten!"

  • başlık: kemerde sahile gelen ruslari kovaliyorum beyler

    1.ben osmanlı torunuyum o kevaşelerin sıcak denizlere inmelerine izin veremem

    2.@1 sebepsiz güldüm piç şuku

  • çocukken müzik kesilince sandalyelere oturmaya çalıştığımız oyun, meğerse hep metrobüsün alıştırmasıymış.

  • olayi izlerken sasirmadim hic, sayet abd'de paraniz yoksa siz bir hicsiniz. insanlar sadece ama sadece cikarlari icin sizinle iyi iliski kurarlar. kitaplarinda networking'di suydu buydu hep bu asilanir.

    baltimore'a ilk adimimi attigimi hatirliyorum. otobuse binmistim, diyalog su sekildeydi.

    - merhaba.
    + suraya koy, 5 dolar.
    - peki.
    + nerede ineceksin.
    - otelim su...
    + hayir hayir hayir hayir, hangi durak?
    - er...
    + nereye gittigin beni hic ama hic ilgilendirmiyor, son durak mi?
    - evet.

    son duraga geldigimde ise taksiyi aramistim. etraf zaten tekin degil, adres vericem ama tam adresi bilmiyorum herif konussa telefonda "10 katini vericem" diyecem. yandaki landmark'i soylesem herif hemen bulacak, otobus duragi da, bayagi belirgin bir yer.

    + merhaba, su duraga bir taksi istiyordum.
    - tam adres?
    + hemen su...
    - tam adresi bulunca ara. *cit*

    tekrar ararim.

    - hangi adres?
    + sehrin girisi, heme yaninda su var..
    - tam adres, nerede?
    + hemen su bi....*cit* diiiiiiiiiiiiit.

    sonra otelinize gelirsiniz ve resepsiyonda sizi yuzlerinde kocaman bir gulumseme ile karsilarlar. cunku siz musterisiniz, ve resepsyonistin job description'u belli.

    tehlikeli bir yerde olmaniza ragmen kimse size 2 dakika bile sabretmez, dedim ya olseniz donup bakmazlar bile. filmlerde insanlara yansitilanlardan cok farklidir yani. komunuz su bu tabii ki yardimseverdir, cikar iliskisiydi suydu buydu nedenlerden dolayi. ha turkiye'de olmuyor mu derseniz? oluyor tabii, fakat bes parasiz bir sekilde bir otobuse yabanci olarak binseniz sofor, olmadi tum otobus ahalisi bir sekilde yardimci olur, hatta evinize bile birakirlar sizi. kolektif toplumlari cok elestiriyoruz, fakat bu arti ozelligini de belirtmekte fayda var.

    amerika'nin tadini cikarmak istiyorsaniz cebninizin deriiiiiin oldugundan emin olmalisiniz once, paraniz varsa bireyciligin butun nimetlerinden faydalanirsiniz. yoksa en aci, keskin tarafi sizin kalbinizden giriverir. yolda arabaniz bozulursa, yardim bekleyeceginiz kisi sokaktan gecen yardimsever vatandaslar degil kesinlikle ama kesinlikle roadside assistance olmali.

    mcdonald's musteri hizmetlerini arayip calisanlari kovdurmaya calismak bir halta yaramaz bu yuzden. bu olayin gectigi restorandan 2 mil otedeki mcdonalds'da da ayni sey olurdu, 20 mil otedekinde de, 200 mil otedekinde de, 2000 mil otedekinde de. bir adam cikip "hop, noluyor lan?" dese sasirirdim esas. cam bolmeler ardindan konusan gorevliler, her gun televizyonlarda saatlerce donen ev guvenligi su guvenligi bu guvenligi reklamlari, insanin icini karartan "ilacimizi almazsaniz oleceksiniz" reklamlari, cocuklarin en ufak bir toz tanesinden olebileceginin asilanmasi, "germ" yuzunden temas bile kuramayan insanlar...new york'ta sokakta olen bir evsizin yanindan 8-9 saat boyunca hic birsey yokmus gibi gecip giden insanlarin, 911'i bile aramayan insanlarin videosunu hatirlayan tek ben olmamaliyim.

  • türkiye'de yılan zehri olarak bilinen ama bunula yakından uzaktan alakası olmayan bir toksindir/zehirdir.(evet zehir olduğunu tutturduk) aslında bu toksin clostridium botulinum bakterisi ve ilgili türler tarafından üretilen nörotoksik bir proteindir. öncelikle bu toksini üreten aileyi bir tanıyalım ve göreceğiniz üzere bazılarını tanıdığınızı göreceksiniz.

    clostridium cinsi bu bakteriler , gram pozitif bakteriler içinde yer alır. ilk olarak 1700'lerin sonlarına doğru almanya'da, sosis yemeye bağlı görünen bir dizi hastalık salgını yaşadı. fakat ilk anda neden kaynaklı olduğu bulunamadı yıl 1817'ye geldiğinde alman nörolog justinus kerner , bu sosis zehirlenmesiyle ilgili araştırmalarında çubuk şeklinde hücreler tespit etti. daha sonra 1897'de ise belçikalı biyoloji profesörü emile van ermengem , bozulmuş jambondan izole ettiği endospor oluşturan bir organizma bulgusunu yayınladı.

    ancak bir hata yapmışlardı çünkü buldukları bakteriyi bacillus cinsinden bilinen diğer gram pozitif spor oluşturucularla birlikte sınıflandırmışlardı. fakat buldukları bu bakteri oksijenli ortamda üreyemiyordu yani zorunlu anaerob(oksijensiz ortamda üreyebilen) canlılardı.

    1924'e gelindiğinde ıda a. bengtson , van ermengem'in bulduğu mikroorganizmalarını bacillus grubundan ayırdı ve onları clostridium cinsine atadı ve sonunda bakterimiz yerini bulmuş oldu.

    bu bakteriye veteriner hekimlikte(ben) özellikle çiftlik hayvanlarında çok rastlanılır ve ani ölümlere yol açar. ayrıca insanlarda gıda zehirlenmelerinde çok görülmektedir.

    botulinum toksinleri bilinen en zehirli maddelerdir ve kabaca sinirler arası iletimi sağlayan asetilkolin sistemini bozarak etki gösterir, böylece böylece kasların felç olmasını sağlar. zehirlenme doğal olarak yara veya bağırsak enfeksiyonunun bir sonucu olarak veya gıdalarda oluşan toksinin yutulmasıyla meydana gelebilir. a tipi toksinin tahmini insan öldürücü dozu intravenöz(damar içi) veya intramüsküler(kas içi) olarak uygulandığında 1.3-2.1 ng(nanogram) /kg , solunduğunda 10-13 ng/kg veya ağızdan alındığında 1000 ng/kg miktardadır ve bakteri toprakta bol miktarda bulunur. ayrıca bal , c. botulinum sporlarının bulunabildiği bir besin deposudur ve bebek botulizmiyle bağlantılıdır. bu nedenle bir yaşından küçük bebeklere bal önerilmemektedir.

    şimdide bu toksini üreten bakterinin kardeşlerine bir bakalım; yaklaşık 250 tür içerir ama hastalıktan sorumlu başlıca türler şunlardır.
    *clostridium perfringens , gıda zehirlenmesinden , nekrotik enterite ve gazlı kangrene gibi sorunlara neden olur.
    *clostridium tetani tetanoza neden olur.

    bu kadar zehirli ve ölümcül olabilen bir bakterinin toksinini nasıl oluyor da kozmetik sektöründe kullanabiliyoruz. 16. yüzyılda yaşamış doktor, kimyacı ve bilim adamı paracelsus'un ünlü bir sözüyle başlamak istiyorum; her şey zehirdir. mühim olan dozdur. bundan ötürü botoks'u 1970'li yıllarda alan b. scott adlı bir doktor göz kası rahatsızlıklarının yani şaşılığın tedavisinde kullandı ve olumlu sonuçlar alınca da bir anda ilaç şeklini aldı. daha sonraları dermatoloji başta olmak üzere serebral palsi, çeşitli kas spazmları, migren gibi bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlandı.

    2002 yılında abd gıda ve ilaç dairesi (fda) tarafından onaylanarak, özellikle yüzün en üst üçte birlik kısmındaki yüz kırışıklıklarının azaltılması için nispeten güvenli ve etkili olarak kabul edildi ve kozmetik sektörüne de girmiş oldu.

    son not: botoks'un bir zehir olduğunu unutmayın! örümcek-adam'ın ben amcasının da dediği gibi büyük güç büyük sorumluluk getirir onun için bu işi eğitimini görmüş kimselere yaptırın.

  • başlık: firavun dönemi inci sözlük başlıkları

    1. firavunun kızını keops piramidinde nasıl gibtim toplanın anlatıyorum
    (09.06.2015 23:00 • pochemuchka •)

    2. ramsesin zütünün kılıyım
    (09.06.2015 23:01 • artemissia •)

    2.1 ramseyi ıstırırım yalarım bile
    (09.06.2015 23:03 • atlara tecavuz eden aygir •)

    2.1.1 ramsey çalıyo ama çalışıyo beyler
    (09.06.2015 23:07 • atlara tecavuz eden aygir •)

    2.1.2 hem gitse yerine kim geçicek tutankamonmu adamda lider duruşu yok bir kere
    (09.06.2015 23:09 • artemissia •)

    2.1.3 ramses çalışmıyo diyenler mısırdadaki toprak yollara baksın sonra konuşsun taammı
    (09.06.2015 23:13 • atlara tecavuz eden aygir •)

    2.1.4 firavundan kaçarken..

    nil nehri ikiye ayrıldı capslı.

    firavun'un secde etmiş cesedi capslı.

    piramit tepesinde ki ses maceram
    (10.06.2015 01:10 • jupiter ziksin beni •)

    2.1.5 "seni firavun yaptırmayacağız."
    (10.06.2015 01:13 • tazi hizi deve gucu •)

    2.1.10 beyler adamin teki matematiği bulmus capsli
    (10.06.2015 13:01 • sik nakli yaptiran adam •)

    2.1.13 kleopatranın bacak capsleri sıcacıkk !!!
    (10.06.2015 16:03 • anadanbabadan •)

    2.1.17 onlar konuşur ramses yapar
    (10.06.2015 23:00 • ayarcizihni •)

    4. beyler adamın biri kızıldenizi ikiye bölmüş capsli
    (09.06.2015 23:03 • social democrasy •)

    6. beyler ben musanın kardeşi harun abiniz soruları alayım
    (09.06.2015 23:20 ~ 10.06.2015 07:06 • abaso •)

    6.2 harun abi???
    (10.06.2015 01:18 • ballack35 •)

    8. güneş tanrısı ra'ya verdiğim ibretlik ayar
    (09.06.2015 23:21 • pochemuchka •)

    15. ra ya inanan mallar gelin bi...
    (09.06.2015 23:41 • siwano •)

    21. mumya gibtim capsli
    (10.06.2015 00:31 • igehenna •)

    23. musanın firavuna verdiği sopalı yılanlı ayar capsli
    (10.06.2015 01:03 • ben tayt •)

    24. firavun tanri degilse coldeki kumlari kim yaratti amk
    (10.06.2015 01:06 • social democrasy • 13)

    24.1 firavunu mumyalarken tasagi elimde kaldı
    (10.06.2015 02:11 • hatununkirmiziojesi •)

    28. sfenksin tepesinde osbir çektim 5 şukuya anlatırım
    (10.06.2015 01:20 • konusmakopekk •)

    29. yıl olmuş m.ö 5000 hala firavuna inananlar var
    (10.06.2015 01:28 • lambayapufdee •)

    35. -anubis ve dedem arasında geçen ibretlik diyalog.

    -amon yoksa şu piramitleri kim yarattı

    - ramsesin ordusundayım adamın teki denizi yardı
    (10.06.2015 01:44 • harbi manyak •)

    37. iskenderiye kütüphanesinden çaldığım ferre dergileri yolla diyene yolluyorum
    (10.06.2015 01:47 • pochemuchka •)

    87. nickinizden köle sayınızı tahmin ediyorum.
    (10.06.2015 03:26 • jetsiki yok atsiki var •)

    93. nasıl mumyalandım anlatıyorum.
    (10.06.2015 07:06 • abico •)

    115. ölüm piramit işçiliğinin fıtratında var.
    (10.06.2015 12:07 • strip barbut •)

    .....

  • bana birgun bir tanesi boyun ne cok uzun, ne cok kisa ne guzel birbirimize uyuyoruz demisti. sevinmistim o zaman tabi. kiz kalkti eski sevgilisine geri dondu aylar sonra. neyse bunlari birlikte gordum gunun birinde. herifin boyu uzun. o an kafamda cakan simseklerin tek sebebi bana soyledigi sozlerdi. meger beni onunla karsilastiriyormus. ulan hicbirseye degilde buna uzuldum aylarca. gerci eminim ona da beni anlatmistir. eski sevgililerin karaktersiz olmasi doganin bir kanunu bildiginiz gibi.