hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.

  • ilkokul 2'ye giden kuzenime yaş problemi çalıştırırken:
    ben: bak şimdi sıra arkadaşının yaşı seninkinden 1 fazlaymış ikizin yaşlarının toplamıysa 15 miş. bu durumda sıra arkadaşının yaşını nasıl bulursun?
    kuzenim: sıra arkadaşım değl mi döner sorarım sen kaç yaşındasın diye!

  • hırsızın elinde silahı görür görmez karşı tarafa belli etmeden elinin usulca silahına gitmesinin, tabancasını belinden çektiğinde silahın halihazırda kurulu olmasının, hırsız etkisiz hale gelip yere düştükten sonra yanına giderek ayağıyla hırsızın silahını elinden uzaklaştırmasının ve hırsızı etkisiz hale getirdikten sonra dışarı çıkarak hırsızın yardımına gelen kimse olup olmadığını kontrol etmesinin olayın ana karakterinin de bu tip durumlara yabancı olmadığını gösterdiğini değerlendiriyorum.

  • ilköğretim çağındaki sevgi kelebeği erkeklerin ritüeliydi bu. gocuğu alır derin bir iç çekerek hoşlanılan kızın gocuğunun üstüne veya hemen yanı başına asıverirsin. içgüdüsel bir şeydir bu, erkeklerin genlerinde var.

  • keşif, dolayısıyla keşfin getirdiği açıklama tamamen yaşamın kökeni ile ilgili.

    uzun yıllardır, arsenik tüketen veya arsenik içinde yaşayabilen canlılar olduğu biliniyordu. fakat bu canlıların konumuzla ilgisi yok, çünkü yeni keşfedilen canlı türü, bu arsenik içinde yaşayan canlılardan çok daha farklı.

    nasa'nın duyuru yapmak zorunluluğunu hissettiği bu canlı, arseniği yapı taşı olan dna'sına entegre etmiş durumda. yani arsenik bu canlının yapıtaşı.

    peki bunda garip olan ne?

    garip olan şu ki, bugüne kadar bildiğimiz bütün canlıların dna'sı karbon, hidrojen, azot, oksijen, fosfor ve sülfür'den oluşmaktaydı. dolayısıyla yaşamın var olabilmesi için gerek ve yeter şart olarak bu elementlere ihtiyaç olduğu düşünülüyordu. keşfedilen gfaj-1 namlı bakteri ise, dna'sında forfor yerine arsenik kullanıyor. bu da gösteriyor ki; hayatın yapı taşı olan dna'nın başka elementlerle oluşması da mümkün. başka bir deyişle, dünyada olduğundan çok daha farklı kimyasal yapılara sahip gezegenler üzerinde hayat oluşamaz diye bir kural artık yok.

    ortamda karbon mu yok? koy oradan silisyum'u, azot mu yok? flor olur o zaman, oksijen mi yok? at araya kalsiyumu... olay bu, dna veya benzeri yapılar türlü biçimlerde oluşabilir. dolayısıyla hayatın temel yapı taşları için bir sınır yoktur.

    ayrıca, dünya üzerinde keşfedilen diğer ekstremofil canlılarla birlikte düşündüğümüzde bu keşif iki şeye netlik kazandırıyor:

    1) evrim gerçektir. hayat, çok çeşitli kimya ve iklim yapılarında oluşabilir ya da buna adapte olabilir.
    2) dünya, hayatın oluşması için çok özel şartlara sahip eşsiz bir gezegen değildir.

    elbette dünya bizim türümüz için çok özel şartlara sahiptir ve bizler sadece dünya benzeri koşullar altında yaşayabiliriz fakat, hayatın varlığı sadece dünya gezegeni ve dünya gezegeninin sahip olduğu iklim ve kimyasal yapı üzerine değil, çok daha farklı yapılar üzerine inşa edilebilir.

    aynı zamanda iki geyik de bu keşifle beraber sonlanıyor:

    1) dünya güneşe birazcık daha yakın veya uzak olsaydı üzerinde hayat olmazdı
    2) hayatın varlığı için sıvı halde suya ihtiyaç vardır.

    peki, bilim adamları dizi senaristlerinin ve azıcık bilim ile ilgilenen herkesin söylediği; "başka türde yaşamlar da olabilir" şeklindeki görüşlerinden haberdar değiller miydi de yaşam için sadece dünya benzeri yerler üzerine araştırma yapıyorlardı?

    bilim adamları bunu elbette biliyorlar ve bu konu hakkında çalışmalar yapıyorlardı. fakat gfaj-1 keşfedilene kadar ellerinde bu konuda bir delil yoktu. bilirsiniz, bilim kesin bulgular üzerine hareket eder. bir kuşku veya öngörü üzerine; titan'a 300 milyon dolarlık bir araç gönderip hayat üzerine araştırma yapılmasını bekleyemezsiniz. fakat bilim adamları bunu da yaptılar, yani titan'a "temel" düzeyde de olsa bir sonda gönderdiler. ki bu çaba bile, bilim adamlarının farklı hayat şekilleri olabileceğine dair taşıdıkları özgüvenin bir sonucudur.

    neyse, artık dünya dışı yaşam arayışları, yıldızların "yaşam kuşağı" dediğimiz suyun sıvı halde bulunabileceği gezegenlerle sınırlı kalmayacak. yaşamın bir şekilde kimyasal tepkimelerin oluşabildiği her yerde karşımıza çıkabileceğini bileceğiz.

    ya da ufo'larla ilgili; "hocam şimdi onlar sülfür temelli canlılar, o yüzden dünya şartlarında yaşayamıyorlar, bunun için de öyle gelip bakıp gidiyorlar" diyebilme şansımız olacak...

  • 1604 yılında, kepler (bkz: johannes kepler) tarafından yay burcunda meydana gelen jüpiter-satürn kavuşumunun isa'nın doğumunu müjdeleyen bethlehem yıldızı olabileceğine yönelik bir spekülasyon ortaya atılmıştır ve bu kavuşum -7 senesinde balık burcunda gerçekleşmiştir.

  • ulker sokakin en kral travestilerinden olan ebru ile mahalle sakini ozlem konusmaktadirlar.

    ozlem : allahim.. yerim ben bu kedileri..
    (ozlem yerdeki tombis kediye dogru egilir)
    ozlem : bu ne zaman doguracak kac aydir sish geziniyor.
    ebru : kiz, ben ne zaman dogurursam o da o zaman dogurur. erkek o..