hesabın var mı? giriş yap

  • oglumun gozlerime bakmasina, onunla konusurken beni anlamak istercesine kafasini sola yatirmasina, birsey istediginde kafasini o seyin yanina koymasina, arabanin sesini evden duydugunda cama kosmasina, beraber yurumeye, hasta olmaya, evden cikamayacak duruma geldiginde tuvaleti icin israrla banyoya gitmek istemesine, gittigi banyoda kalp krizinden ölmesine, onunla gecen her ana, her dakikaya milyonlarca tesekkurum var. diger hayvanlari sevdirmesine, merhameti hatirlatmasina, dunyami daha yasanir kilmasina milyonlarca tesekurum var. bana kattiklari icin milyonlarca tesekkurum var. gozumde yas kalbimde sizi olmasina milyonlarca tesekkurum var. pasamin, argosumun biricik oglumun kulagina kuyruguna patisine kurban olun.

  • bir tarafta furkan varsa diğer tarafa hiç bakmadan direkt olarak hak vereceğim için büyük olasılıkla olmayan ayar.

  • bugün benim için özel bir gün.

    üniversite yıllarından tanıdığım biri ile çok uzaklardan görüşme fırsatım oldu. çocuk 20'li yaşlarının başlarında.

    "cf" oldum, "cf'yim" tarzı bir şey dedi. dikkat bile etmedim. sonra baktım google'dan, cystic fiberosis(sp) diye bir şeymiş.

    "akciğer nakli yaptılar bana" dedi. "geçen sene tam bugün saat 15:xx'te".

    bir an şaşırdım, fotoğraflarını gördüm. çocuğun göğsünün altından boydan boya kesmişler. ameliyattan ~bir hafta sonra hastanede her tarafına borular bağlı iken çekilmiş fotoğrafları vardı. gülüyordu.

    sormadım bile neden "bir yılı kutluyorsun" diye. dinledim sadece. ve sonra baktım google'a...

    akciğer nakillerinden sonra 1 sene yaşama oranı %80, 5 sene yaşama oranı ise %25'lerde imiş.

    çocuk nasıl derseniz, içi içine sığmıyor. nasıl tutunuyor hayata, nasıl değer veriyor her geçen saniyesine. ilk işini de kapmış, nasıl mutlu....allah değil 30'unu, 90'ını, 100'ünü göstersin diye dua ettim...

    ve düşündüm, ulan iki gün öncesine kadar ufak ufak sorunlar yüzünden kendimi dünyalar şanssızı ilan eden ben değil miydim?

    şehir fırsatını kaçırdı diye bütün gün ağlayan iş arkadaşım değil miydi?

    şu an sol frame'de dikkat çeken başlıklardan biri sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gece değil mi?

    bazı şeyler beynimin içimde dolanıp durdu. hayatı sorguladım, hepimizin elinde olan ve dönüp bakmaya bile tenezzül etmediğimiz rutin "şanslar", "fırsatlar" o çocukta olsaydı neler yapardı diye sordum kendime.

    utandım.

    siz siz olun, kıymetini bilin sahip olduklarınızın. aşk acısıymış, şuymuş buymuş...değmez. insan böyle anlarda anlıyor işte.

    ders dolu bir gün geçirdim.

  • ukrayna*'da yaşarken kız kaldırmaya türkiye'ye gelmiş bir gerizekalının feryadı. evladım mal mısın sen?

  • (bkz: bir ihtimal daha var o da akpsiz hükümet mi dersin)

    eğer gerçekten hdp 10,4 le barajı aşarsa :

    tablo şu oluyor :
    chp 26+mhp 18 : %44 > akp %41

    selahattin demirtaş ne demişti? türkiye'yi hukumetsiz bırakmayız, akpsiz bir hukumeti akpsiz bir koalisyonu destekleriz, bunu daha net nasıl söyleyebilirim?

    hdp'nin dışarıdan desteklediği chp-mhp azınlık hukumeti, ekmeleddin ihsanoğlu'nun başbakanlığı milletimize hayırlı olsun. hırsızlar da tez zamanda yargılanır inşalllah!

    --------------------

    hdp barajı aşamazsa, akp 270 + hdp'nin doğudan çıkaramadığı 50 vekil : 320 akp
    akp hukumetimiz muhtemelen çok hayırsız olacak. hırsızlara hırsız katillere katil dediğimiz için yargılanmak istemiyoruz. biz yargılanmayayım, onlar yargılansınlar.

    allah aşkına şu hdp'yi baraj altında bırakmayın, durum çok kritik, bu şans 40 senede bir gelir ancak.

    (bkz: barajı geçen hdp mhp'yi hükümet ortağı yapar)
    (bkz: hdp'ye oy vererek akp'ye zarar veren şeytani grup)
    (bkz: hdp barajı aşarsa kılıçdaroğlu'nun başbakan olması)

    edit : bir sürü mesaj geliyor, mhp akp ile koalisyon yapacak diye. yok öyle bir şey. bahçeli şurada açıkladı, oktay vural şurada açıkladı. devlet bahçeli'nin ideolojinisi beğenmezsiniz, söylemlerini politikalarını beğenmezsinin anlarım fakat devlet bahçeli reyiztir, ağzından çıkan söz senettir. bunu beş yaşındaki çocuk dahi bilir. akp ile koalisyonu net olarak reddetmeyen bir tek kılıçdaroğlu kaldı, o da öyle bir manyaklık yapmaz heralde diye düşünüyorum.

  • - ticaret yollarının değişmesi
    - kapitülasyonlar
    - basiretsiz yönetim
    - milliyetçilik akımları
    - sanayileşme
    - dış borçlanma

    ve tabii ki

    - tımar sisteminin bozulması

    edit: agy arkadaşımız kuzey'deki panslavizm politikasının da etkili olduğunu iletti.

    rusların sıcak denizlere inmek istemesinin de etkisi olabilir tabii.

  • ulan kemal sunal filmleri gibi aynı; 5-10 kere de izlesen sıkılmıyosun. adam resmen göğe yükselmiş

    edit: tekrar tekrar izleyince detaylar daha bir ortaya çıkıyor; uçuşa engel olmak isteyen dayılardan bir tanesinin elindeki çay bardağı ve uçuş gerçekleştirdiği anda bile o çay bardağından vazgeçmeyişi, sıkı sıkıya, hayata sarılırcasına sarılışı...

  • asıl adı erich weiss olan ve 1874 yılında wisconsin' de doğan houdini, bir süre trapezci olarak çalıştıktan sonra 19. yy' da yaşamış olan jean eugene robert - houdin adlı ünlü sihirbazın adını aldı. 1894' te wilhelmina beatrice rakner ile evlendi. bundan sonra karı-koca harry ve bessie houdini' ler adıyla birlikte çalışmaya başladılar. 1899'da bir çeşit "meydan okuma" sanatı gösterilerine başlayan houdini, seyircilerin gösterdiği kelepçeleri takıyor, deli gömleği giyiyor, bir cezaevi hücresine veya kutu gibi şeylerin içine girip sonra bunların hepsinden kurtulmayı başarıyordu. hardeen takma adıyla çalışan kardeşi theodore' da benzer gösteriler yapıyordu. houdini' nin daha sonraki yıllarda yaptığı gösteriler arasında tepetaklak suya batırılmış işkence hücresinden kurtulmak ve duvardan geçmek gibi oyunlar da vardı. sessiz filmlerde de oynayan houdini, yaşlılık yıllarında sahte medyumlarla savaştı, hilelerini açığa vurdu. ufak bir yara sonucu oluşan bir apandisit yüzünden öldü. kitaplarını kongre kütüphanesine, numaralarını yapma hakkını kardeşi hardeen'e miras bıraktı. ölümü 1926. tony curtis' in houdini' nin hayatını oynadığı filmin sonunda, houdini bir su tankının içinden zamanında çıkamayarak ölür. bu şerefsiz film yüzünden yıllarca houdini' nin boğularak öldüğünü sandım.