ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
buzluktaki naaş cizre'de değil filistin'de yalanı
-
sabah gazetesi ve sabah gazetesini kaynak olarak kullanan çapsızların alçaklığıdır. sabah'a göre, cizre'de öldürülen cemile çağırga isimli 10 yaşındaki çocuğun buzluğa konmuş naaşını gösteren fotoğraflar filistin'de gerçekleşen bir cinayetin ardından çekilmiştir. sabah, buna delil olarak http://www.sabah.com.tr/…-oldurulen-cocugu-kullandi linkindeki "haberi" yayınlamıştır.
oysa merhumenin buzluğa konmuş fotoğrafı olarak radikal, t24, cumhuriyet gibi yayın organlarının haberlerinde bambaşka fotoğraflar kullanılmıştır. yani dün filistin'de olan, bugün cizre'de gerçekleşmiştir ve sabah denen şey bunu inkar etmek için bambaşka fotoğraflarla "haber" yaymıştır.
http://www.cumhuriyet.com.tr/…labinda_saklandi.html
http://www.radikal.com.tr/…urucuda_saklandi-1430038
http://t24.com.tr/…izin-cikti-ve-morga-kondu,308942
çocuğun naaşının evde ailesiyle çekilmiş fotoğarfları, cenazenin taşınma anını gösteren kareler, buzluğa yerleştirilmiş halleri fotoğraflanmış ve haberleştirilmiştir. sabah denen şey ise, bambaşka bir fotoğraf kullanarak aklı sıra cemile çağırga'nın ve ailesinin başına gelenin gerçek olmadığını iddia etmiştir.
sabah'taki fotoğraf: http://i.sabah.com.tr/…2015/09/10/1441912270806.jpg
gerçek fotoğraflar:
http://t24.com.tr/…292192_3125605648212877426_n.jpg
http://t24.com.tr/…297292191_7022965263262513_n.jpg
http://i.radikal.com.tr/…8/201509080835_cemıle4.jpg
http://t24.com.tr/…30625521_61830944583408503_n.jpg
http://t24.com.tr/…358854_7792681141967957617_n.jpg
http://t24.com.tr/…292184_1301749013891373589_n.jpg
http://t24.com.tr/…64258845_44111314944475480_n.jpg
bu da haberin asıl kaynağı olan hürbakış: http://hurbakis.net/…n-cizrede-derin-dondurucudaydi
sözlükteki birtakım zerzevat ise, sabah'ın alçakça yalanını (bkz: cizrede buzdolabındaki cesedin filistinden çıkması) başlığıyla sözlüğe taşıyıp devam ettirmektedir.
bu arada sabah ve buradaki maşaları, filistin'de ne olduysa bugün de cizre'de olduğunu "istemeden" ispat etmektedir.
bahsettiğim, yalan olmadığını ispatlamaya çalıştığım şeye bak. ailesinin, 10 yaşında bir çocuğun cesedini, kokmasın diye evlerindeki derin dondurucuya koyması. bunun hem filistin'de hem bugün cizre'de gerçekleşmesi. inandırmakla yükümlü olduğumuz şeye bak. çocuk cesedi buzluğa tıkılmak zorunda kaldı mı kalmadı mı? ailesi aynı evde çocuklarının buzluktaki cesediyle uyudu mu uyumadı mı? onlarca haber sitesi, bir sürü fotoğraf, bir yığın teyit. insanı gerçek olduğunu ispatlamaya zorladığınız, hakkında alçakça yalanlar attığınız şeye bakın.
allah sizin bin türlü belanızı versin. cehenneminiz bu dünya olsun.
sinan engin'in akıl dışı 2020 olimpiyatları yorumu
-
büyük düşünür, yüce filozof sinan engin'in; "tokyo ne kardeşim! ne başarısı var. ne yapmış biri bana anlatsın yani, ne yapmış.." şeklinde inanılmaz temellere dayanan açıklaması..
bir tarafta 2012 olimpiyatlarında 7 altın, 14 gümüş, 17 bronz toplamda 38 madalya alan japonya, bir tarafta 2 altın, 2 gümüş, 1 bronz toplamda 5 madalya alan türkiye.
kısaca; başkaları adına utanmak
edit; efes darth uyardı. bizim 1908 den beri katıldığımız olimpiyatlarda toplam madalyamız 88 adamlar geçen sene 39 tane toplamış toplamda 139 altın 435 madalyaları varmış.
garipoğlu ailesinin mide bulandıran paylaşımı
-
eğer anneyi saymazsak yaştan dolayı, o gün çekilmiş olan fotoğraflarda en kalabalık fotoğraflara bakarsak 7 kişi var.1 2 bu 7 kişinin hepsi de genç. doğum günü için evde toplanmışlar ve görünen yüzüyle evde anne ve 7 genç var. peki neden bu kadar 7 genç vurgusu yaptım? çünkü paylaşılan fotoğraf serisinde bütün fotoğraflar klasik doğum günü partisi fotoğraflarıyken, en sonda alakasız bir şekilde among us isimli bir oyunun ekran görüntüsü paylaşılmış. bu ekran görüntüsünde de oyunda 8 karakter olduğu gözüküyor. eğer anne oyuna dahil değilse(öyle tahmin ediyorum) evdeki 7 genç ve dışarıdan 1 kişi dahil 8 kişi oynuyorlar. ve bu 8 karakterden birinin nickname' i "gem". artık nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin açık açık bir mesaj içerdiği kesin. söyleyeceklerim bu kadar.
abd'de tarlaları domuzlardan koruyan çiftçiler
-
muğla’da toki yapılan yerde hergün ortak parkı domuzlar basıyordu. hatta bir gün gece büyük bir domuz dokunacak kadar bitişik geçti yanımdan, dondum kaldım.
neyse dedim ki ben bu olayı çözeyim insanlar zarar görmesin (kahramanım ya...). önce belediyeyi aradım biz bakmıyoruz dediler.
valilik, emniyet, jandarma, türk silahlı kuvvetleri, mit... biz bakmıyoruz dedi.
e .mına koduğum yerinde insanları vahşi hayvanlardan koruyan bir devlet biriminin mutlaka olması gerekir diye düşünüyorum sağlıklı bir birey ve vatandaş olarak. en son milli parklar genel müdürlüğünün bu işe baktığını 3 saat arama sonunda öğrendim. telefondaki diyaloğumuz şöyle:
- iyi günler hergün vahşi domuzlar siteye iniyor. çoluk çocuk zarar görecek.
- beyefendi eğer şikayetçiyseniz mesai saatleri içinde silahlı ekip gönderiyoruz. denk gelirse öldürüyoruz.
- ee domuzlar saat 7 gibi geliyor. mesai bitince…
- o zaman gelemeyiz.
-ne yapalım? biz öldürebilir miyiz?
-hayır öldüremezsiniz, meskun mahal... ateş etmek yasak..
-ee ne yapacağız?
- tokinin etrafına duvar öreceksiniz?
-iyi de araba yolundan yine girerler...
-valla yapacak bir şey yok beyfendi. şikayetçiyseniz gelelim şimdi...
o zaman şaşırmıştım. demek aslan sürüsü türkiye'de şehre inse, mesai dışı saatte bizi koruyacak bir devlet birimi yok.
o nedenle bu amerikalıların yaptığı şey doğrudur. kendi önleminizi alın ama unutmayın şehirde vahşi hayvanlara ateş ederseniz tutuklanırsınız. "rambo 1" gibi bubi tuzağı ile yok etmelisiniz.
edit: şu anda şöyle bir çözüm bulunmuş. bakmışlar domuzlardan kurtuluş yok. yöre halkı domuzları beslemeye başlamış.
bir nevi evcilleştirmiş mi diyeyim tanrılara kurban mı veriyorlar diyeyim bilemedim. yorum sizin. ayıya göbek attıran milletimiz domuzu da çizgi film karakteri piglet'e dönüştürmeyi bilir zannediyorum.
aşk-ı memnu
-
behlül'ün diksiyonuna hastayım ben bu dizide en çok.
- bünün edi... eşk...
30 yıl sonra gezi olayları hatırlanmayacak
-
ahmet davutoğlu garipliği. hayali desek daha iyi. nasıl acıtmışsa.
"10 yıl sonra, 30 yıl sonra 2013 deyince bunlar mı hatırlanacak? ben şundan eminim istikametimiz değişmez, özgüvenimiz sarsılmaz yolumuza ilk çıktığımız andaki ilkelerimiz yine yolumuzu yenileyerek aydınlatmaya devam ederse 30-40-50 yıl sonra gezi olayları, 17 aralık falan hatırlanmayacak" dedi."
gezi'yi de seni de hiç unutmayacağız ahmet.
(bkz: davutoğlu'nun gündüz düşleri)
cafe ve restoranlarda fiyatların artık çıldırtması
-
bir aşçı olarak yorum yapmam gerekirse,
bir menüde kalem başına fiyat, maliyet x3 olarak hesaplanır.
bir yemeği malettiğinin üç katına satarsan hayvansın hede hödö diyeceklere şöyle bir açıklama yapayım:
hesaplamanız gereken şey, giderlerin hepsi aradan çıktıktan sonra kâr edebiliyor olmanız, dolayısıyla malzeme fiyatı+mekan kirası+elektrik,gaz,su+çalışan ücretleri+temizlik masrafları+bakım masrafları+restorana ait lisans ücretleri (alkol örn.)+türkiye ekonomisi sayesinde ayda bir değişen fiyatlar sebebiyle yeni menü basımları gibi ek maliyetler.
şimdi maalesef ki türkiye'de artık bu malzeme fiyatı x3 dengesi bile fahiş fiyatlar dolayısıyla bozulmuş olabilir. bir restorandaki elektrik ve doğalgaz gideri zaten malzemeyi aşacak paralara ulaşmış olmalı diye üfürüyorum (çünkü çok da net bir bilgim yok) hadi çalışan paralarından kısarak dengelesinler diyelim falan filan ve bu matematiğe uydurmaya çalışalım.
fettucine alfredo gibi basit bir tarif üzerinden (ve kafeler nasıl yapıyorsa ona göre hesaplamaya çalışacağım) maliyet hesabı yapalım.
100 gram tavuk göğüs: 17 tl
100 gram çiğ makarna: 3,4 tl
75 ml krema: 13,125 tl
10 gram toz parmesan: 17,5 tl
1 diş sarımsak: 0,1 tl
15 ml zeytinyağı: 4,5 tl
tuz&karabiber: 0,03 tl+0,25 tl
üstüne süslemek için 1 adet kokteyl domates: 1,54 tl
yani toplamda 1 tabak fettucine alfredomuzun (ki bunlar perakende fiyatlar, toptanda bir 15 tl kadar ucuzlayacağını düşünmekteyim) malzeme bazında işletmemize maliyeti 57 tl 445 kuruş. bunun üç katı ise 172,335 tl oluyor. haydi bir de bunu 175 tl'ye yuvarlasın diyelim. (üstüne restoranların kullandığı hilelere hiç girmiyorum, toz parmesan diye hesapladığım şeyde çoğu restoran kars kaşarının kabuğunun rendesini falan kullanıyor, o hesapla da buraya 17,5 tl fiyat biçtiğimiz şeyin fiyatı 3 tl'ye falan düşüyor)
şu an yemeksepetinden fettucine alfredo fiyatlarına bakıyorum: liva pastanesinde 243 tl, pilavcı abide 247 tl, hüdaverdi pastanesinde 210 tl, matchless makarna'da 230 tl.
haydi bir de yemeksepeti komisyon alıyor üstüne kurye murye, restorandan menü fiyatına bakayım bulabildiklerimin: livashop.com'da fettucine alfredo 270 tl. yemeksepetinden de pahalı yani.
e peki sorarım restoranlar, güncel perakende fiyatlarıyla 57,5 tl'ye mal ettiğimiz bir tabak yemeği kâr edebilecek olduğunuz ücreti 175 tl iken bize neden x4 x5 fiyatlarla kakalıyorsunuz?
peki sevgili halk, siz enayi misiniz, hala bu kafeleri restoranları hınca hınç dolduruyorsunuz?
eyyorlamam bu kadar.
komik edit: yarası olan bir işletmeci gocunmuş olacak ki mesaj attı isterse 750 lira fiyat biçer size ne diye, ben de o zaman ev sahipleri de tek göz odaya 30,000 tl isteyince kızmayın dedim, e tabi kızmam fedakarlık neden bizden bekleniyor siz de maaşınızın yarısını alın o zaman fedakarlık gösterip dedi.
muhatap olduğumuz zihniyet bu arkadaşlar. bu durumda fiyatların düşmesini daha çok bekleriz gibi.
iftiralar olmasaydı ak partiyle ay'a bile çıkardık
-
(bkz: yenge de maşallah ne içiyor)
çocukluktan akılda kalan tatlar
-
(bkz: trophy gofret)
(bkz: tombi)
(bkz: bumbo)
(bkz: tang)
(bkz: eti portakallı bisküvi)
(bkz: cino)
(bkz: yumiyum)
(bkz: salçalı ekmek)
(bkz: şekerli ekmek)
zehra güneş
-
24 yaşında, dünyanın en muhafazakar tabirle ilk 5 voleybol kulübünden biri olan vakıfbank'ta senelerdir as oynayıp birçok kupa alan, milli takımında mevkisinde alternatifi bulunmayan, pozisyonunda dünyanın en iyi iki üç isminden biri olan ve fakat ekşici voleybol otoriteleri tarafından "hantal ve bir üst seviyeye çıkması zor" bulunan yıldız voleybolcumuz. ahahhaha