ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türklerin öğrenemediği şeyler
-
empati
öfke kontrolü
nasuh mahruki'nin türk ordusunu hedef göstermesi
-
99 depreminde en ön safta olan adamın acaba asker desteğinin önemini bildiğinden olabilirmi sayın çok muhterem suser?
sen muhalif olma zaten ya.
t: tırı vırı bir tespit içeren başlık.
thy'deki rizelilerin önlenemez yükselişi
-
açp dönemune cerçekleşmiştur.
turkcell ceo'sunun çok terbiyesiz biri olması
-
''bizim heyecanımızı ve kararlılığımızı durduramayacaksınız'' nedir yahu? parti başkanı üslubu resmen komedi. talimatla oraya geldiğini şu cümleden bile anlayabilirsiniz.
pokemon go
-
gece 4 gibi çıkıp sokakta pokemon avladığım oyun. işin garibi bir araba durdu, kolay gelsin o pokemon mu dedi içindeki 4 genç, evet diyince buralarda var mı pokemon diye sordular. asdfasdf. var diyince 4'ü de indi, telefonlar çıktı, aramaya koyuldular. ya güzel bir olay, ya da toptan kafayı yedik.
ankara çayyolu'ndan selamlar.
hayatıma 17 dakikalığına giren yeditepeli kız
-
durumumuz yoktucular için özet:
kahramanımız sabah geç kaldığı için son derece rüküş bir şekilde dışarı çıkıyor ve ağzına kadar dolu olan bir minibüse biniyor. burada göğüslerinden gözünü alamadığı bir genç kız tarafından direk muamelesi görüyor ve gencimiz asal sayı sevdiğinden 17 dakikalık bir macera diye bunu bize anlatıyor.
yeditepeli kız sana sesleniyorum. herkese tutunma.
adı koyulmamış ilişki
-
nasıl da acıtır bitince... ağladığın adam sevgilin bile değildir, dokunmamışsındır, etmemişsindir. aşk değildir arkasından üzüldüğün, arkadaşın değildir kaybettiğin, elini bile tutmamışsındır ama bir şey vardır. sırtına doğru bir ağrı yayılır aklına gelince.. yolda görürsün, yüzüne bakmadığında edecek iki lafın yoktur, hesap soramazsın çünkü sevgilin değildir, dön diyemezsin çünkü hiç gelmemiştir... biten bir şey vardır ama o biten şey nedir o bile belli değildir....
dağ evi + hatun + internet + 1000 kitap + ps4
-
hayatlar ise beylikdüzü + elizabeth + adil kullanım kotası + 3-5 liseden kalan kitap + 5 yıllık laptop
kim milyoner olmak ister
-
başkaları adına utandırmayan, tedirgin eden program.
bir vedat milor'un yaşadığı apartmanda aşure dağıtmak bir de bu bölümünde yarışmacı olmak. yok böyle kabus, varsa söyle.
aile dizimi
-
tam üç kere aile dizimine katıldım. şöyle oluyor çözülmesi istediğin problemi söylüyorsun o problemle ilgili olarak gruptan kendini ve alakalı olan kişileri temsil edecekleri seçiyorsun.seçilen kişiler adım atarak aile diziminde morfik alan denilen alana giriyorlar ve kendileri temsil ettikleri kişi gibi hissetmeye başlıyorlar. ( amaç da tam olarak bu) bu kişiler temsilen duygular yaşayarak durumlarını anlatıp rahatlıyorlar. burada ağlama, suçluluk, utanç, pişmanlık, gibi duygular açığa çıkmalı böylece dizimin kırıldığı düşünülüyor. problemi atalarını temsil edenlerle çözmüş oluyorsun. çünkü atalarına ulaşma şansın yok.en sonunda liderinde yönlendirmesiyle bir adım geri atarak morfik alandan çıkıyorsun.
bu noktada ortamdaki herkesin şifalanması bekleniyor. suçluluk duygusu ortaya çıktıysa gruptaki diğer suçluluk duygusu yaşayanda nasibini alıp şiflandığına inanılıyor. ağlayan, rahatlayan bir sürü kişi oluyor.
güzeldi değişik bir deneyimdi.
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
-
geçen denk geldim. tanıdığın çocuğu oldu. adını mavi mira koymuşlar. bastım kahkahayı. (bkz: mavri mira)
ikinci çocuğun adını pontus rum mu koyacaksınız diye sordum. küstüler. konuşmuyoruz şimdi. çok skimdeydi gerçi. mavi mira ne lan. zararlı cemiyet ismi koydunuz, okula başlayınca tarih dersinde geçilecek taşak hiç mi aklınıza gelmedi.
kaşağı'yı okuyup kahrolan nesil
-
içinde bulunduğum nesil. hem de biz bu kitabı derste işlemiştik o ızdırap haftalarca sürmüştü. artık üzüntüden derbeder olup kendimi meyve suyuna vermiştim. hatta bir tenefüs cinnet geçirip "kaç para ulan bi kaşağı!" diye sıraları yumruklayıp dağıtmıştım. üzüntüden ben de kuşpalazı olacaktım nerdeyse. bunun üstüne bir de şeker kız candy izlerken anthony'nin attan düştüğü bölümü izleyince ruhsal yönden büyük hasar almıştım o zamanlar. psikoloğa gidip çocukluğuma insek bu ikisi kabak gibi görünür. ah ulan ah bi at tarağı için değer miydi :(
aziz sancar'ın gençlere verdiği yurtdışı tavsiyesi
-
kendisi, kurulu düzeni olmasa kesin dönerdi