hesabın var mı? giriş yap

  • silah taşıma ruhsatına sahip ve silah taşıyan bir avukat olarak mevcut görüntüler üzerinden olayı yorumlamak isterim.

    -öncelikle olayın ana kahramanlarının (kasadaki çocuk, yeşil t-shirtli kişi ve beyaz gömlekli kişinin) kars veya ardahan yöresinden olduklarına yemin edebilirim fakat ispat edemem. esenyurt zaten istanbul'un değil bu iki ilimizin bir ilçesidir dersek abartmış olmayız. (edit: kasadaki çocuk malatyalı çıktı)

    -olay haraç meselesinden ziyade şahsi bir mesele gibi duruyor (alacak verecek, tefecilik, sataşma, kan davası vb) çünkü iki cinayetin zanlısı beyaz gömlekli şahıs olay yerine oğlunu alıp gitmiş (görüntüde “baba,baba” diye bağıran tosun) görüntülerdeki beyaz gömlekli şahsın herhangi bir çetenin “eleman” konumundaki birine benzemediğini, olay yerine lüks bir suv araçla gidilmesini de hatırlatarak rahatlıkla söyleyebilirim. (bu yorumumumla bu kişinin eleman değil godfather olduğunu kastetmiyorum tabiki) hiç bir mafya patronu, çete reisi, kabadayı, godfather icraate alt soyunu alarak gitmez. dolayısıyla bu pencereden bakarsak organize değil şahsi bir mesele gibi geliyor bana. (edit: olayın evveliyatında başkaca bir yaralama olayının olduğu, kan parası ile yaralama konusunun kapatılmaya çalışıldığı, borcun ödenmediği ile ilgili iddialar var)

    -olayın şahsi bir mesele olmadığına, organize bir durum olduğuna dönük yorumlara da çok itirazım olamıyor zira kasadaki çocuk ana figürler olan yeşil t-shirtli kişi ve beyaz gömlekli kişiyi tanımıyor. onlara ismiyle hitap etmiyor. dolayısıyla bu yönüyle de ilginç ve sıra dışı bir durum oluşmuş durumda (edit: kasadaki çocuk karşı tarafı tanıyormuş, bir uyarı üzerine videoyu tekrar izlediğimde kasadaki çocuk yeşil t-shirtli adama samet amca diye net bir şekilde sesleniyor)

    -bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim; beyaz gömlekli kişinin ateş etme eylemiyle 2 kişiyi öldürmesi meşru müdafaa sınırlarını çok aşan bir durum. her ne kadar ilk silah çeken ve ateşleyen kişi kasadaki çocuk da olsa, beyaz gömleklinin ona ateş ettiği sırada o çocuğun üstünde 3 kişi var (yeşil t-shirtli kişi, beyaz gömleklinin oğlu tosun ve sik kafalı japon askeri) ve tamamen etkisiz hale getirilmiş (çocuk 2 atıştan sonra 3. atışı yapamaz hale gelmiş çünkü elleri kolları tutulmuş) buna rağmen beyaz gömlekli çocuğu öldürücü nitelikteki atışlarla vuruyor. arkasından dükkandaki silahsız iki kişiyi de vuruyor. dolayısıyla rahatlıkla kasten cinayet suçu oluşmuştur diyebiliriz.

    -cinayet suçunun nitelikli (ağırlaştırıcı) hallerine ilişkin olarak ise; tasarlayarak olmadığını söylemek mümkün çünkü dükkana girip tarayıp çıkmıyorlar. öncesinde diyalog var ve herseye rağmen ilk silahı kasadaki çocuk çekiyor ve olaylar ondan sonra cereyan ediyor. kan davası vs varsa kan gütme saikiyle adam öldürmeden nitelikli ceza alabilirler.

    -kasadaki çocuğun tedbirli olmasına rağmen (silahının kurulu ve yakınında olması) şanssız olduğunu söyleyebiliriz. çünkü ilk iki atışı kendisine yönelen fiili saldırıyı engellemeye yetmiyor (muhtemelen ayaklara yapmış olduğu atışlar hedefi bulmuyor) sonunda da kendisi neredeyse bitişik diyebileceğimiz 3 adet atışla vurulup hayatını kaybediyor. üzücü. gencecik birisi ve babasını korumak isterken hayatını kaybetti.

    -vurulan ve birinin hayatını kaybettiği diğerinin ise yaralı kurtulduğu diğer iki kişi için ise söylenebilecek tek şey: yanlış zaman, yanlış yer

    -organize şube'nin olayın faillerini yakalaması an meselesidir. şahsi bir mesele olduğu iddiamdan yola çıkarak, vefat edenlerin gencecik iki insan olduğu gerçeğine de dayanarak şunu söyleyebilirim; bu şarkı burada bitmez.

    -silah bulundurma veya taşıma hakkınız varsa bu yasal haktan yararlanın. tüm dünya yarın barışa boğulsa bile bu işin uzaylısı var dinazoru var. silahlanın kardeşim.

  • wrap wrap yapın da ass'inize sokun demek istediğim kelime.

    allah cezanızı versin ulan. adam açmış bir kıytırık dürümcü dükkanı. dürüm değil de "wrap" yazmış. wrap ne lan wrap? dürüm derken varoş mu kaçıyor? dilinden bu kadar utanıyorsan ne diye bu ülkede yaşıyorsun ki?

    hangi ara bu kadar küreselleştin de önünü yabancı müşteriden alamıyorsun a özenti gebeş.

    oh be!

  • merhaba. ben kendi halinde yaşayan bir vatandaşım. sizinle küçük bir konu hakkında konuşmak istiyorum. bu senenin başından beri, benim için her zaman büyük bir hayal olmuş olan gla180 hayalleriyle yanıp tutuşuyorum. arkadaşlarım, dostlarım, sevgili kardeşlerim ben bu arabaya sahip olmak çok istiyorum ama benim o kadar param yok. sabahları iki poğaça bir meyvesuyu üstüne de iki dal sigaradan sonra metrobüsle işe giden gariban bir insanım.

    iki haftadır sahibinden'de gla180 ilanlarına bakıyorum. üç dört tane aracı görmeye gittim ve görüşmeler çok iyi geçti. ama işte bilmedikleri şey, benim o kadar param yoktu ki. 4 sene önce kardeşimin düğününde giydiğim takım elbisemi giyip gittim araçları görmeye. bana karşı ılımlı bir tavırdaydılar. notere gittik hatta bir araç için. kimliğim evde kalmış diyerek usulca farkettirmeden çıktım noterden ve hüngür hüngür ağlamaya başladım kapıda. çok gücüme gitti dostlarım.

    bakın dostlarım ben sıfır bile bakmıyorum. 2016 model falan bakıyorum. ailemle bu arabanın fiyatı olan 178.000 tl'nin 3'te 1'ini bile karşılayamıyoruz. :( o yüzden sizden tek isteğim gönlünüzden herhangi bir şey kopuyorsa o bile yeterli benim için ama herhangi bir destek herhangi küçük bir düşünce bile benim için yeterli.

    sizleri seviyorum dostlarım. gla180 almama yardımcı olun, dm yoluyla ulaşanlara ibanımı vereceğim. size söz arabayla her hafta foto falan atarım instagrama. isimlerinizi falan yazdırırım üstüne, lan yeter ki gla'm olsun be. :(

    edit: 50’den fazla mesaj geldi iban isteyen. burada bir aileyiz dostlarım, şimdiden 60.000 tl’yi topladık, bu paraylacksndksjxjsjs oğlum ironi lan ironi. kimsenin emeğini dilenmeyiz biz, ciddiye alıp yazanlardan allah razı olsun, umarım kalbinizin ekmeğini yersiniz :) allah herkesin gönlüne göre versin, hepiniz sağolun varolun dostlarım :)

    edit2: ironi’den anlamayip dilenci diye çıldıranlar da sakin olsun. kimseden para toplamadık oğlum, kacirdiginiz bir sey yok :)) sizi asude defne özkan başlığına alalım, ibani da acik, topladigi para da :)

  • cihazların fişleri standar eu prizden farklı, sadece apple'a özgü bir şekilde yapılır ve eu plug'a çevirmek için 79.99 $'lık kabloyu apple store'da satarlar.

    çamaşır makinesinde sadece apple'ın istediği şeyleri yıkayabilirsin, mesela beyaz dede tipi donları yıkamaz illa boxer olsun ister, renklilerle beyazları bir arada yıkayayım bir çılgınlık yapayım desen izin vermez.

    buzdolabına çökelek peyniri koyamazsın, kabul etmez. sebzeliği yoktur, zaten gerek de yoktur kimse kullanmasa da olur, şişe koyma yeri sadece 1 adettir, zaten kimse 1 şişeden başka şişe koymuyordur.

    bulaşık makinesi yapıp kapağına cam yerleştirir ve insanlar ne kadar da devrimci bir tasarım diye övgüler yağdırır. ancak bu makine kireçli suda çalışmaz ve kayık tabakları yıkamaz. yıkamak için app strore'dan 2.99 $'a app indirmenizi isteyebilir.

  • eö1 - vak
    eö2 - vak vak
    eö3 - vak

    açıkça görüldüğü üzere, daha önce vaklanmış bir entriyi vaklaması nedeniyle 3 numaralı entri ördeği hatalıdır. örnek alınmaması gerekir.

  • baris manco'nun bu efsane sarkisi, 1970'lerde tum muzisyenlerin basinda demokles kilici gorevi goren trt denetleme kuruluna gonderildi, ama sozlerinin cok mustehcen oldugu gerekcesiyle reddedildi. ama inat eden baris, bu defa enstrumantal versiyonun yolladi kurula. bu defa da, "gitar cok mustehcen caliniyor" gerekcesiyle reddedildi. tam trt isi bir karar dogrusu..