hesabın var mı? giriş yap

  • serie a: ertelendi
    avusturya ligi: ertelendi
    la liga: ertelendi
    ligue 1: seyircisiz
    premier lig: seyircisiz
    avrupa ligi: seyircisiz
    şampiyonlar ligi: seyircisiz
    süper lig: zabaha gadar burdayıkk

  • sting'in büyük ayıbıdır.

    inanmayanlar olabilir ama maalesef var böyle bir klip... inanılmaz ama gerçek...

    sting'in çektiği desert rose isimli klip, serdar ortaç'ın klibinden çalıntı çıktı.

    bu orijinali:

    http://www.youtube.com/watch?v=yhvkuawxvpq

    bu da sting'in yaptığı fikir hırsızlığının belgesi:

    http://www.youtube.com/watch?v=c3lwwbslwqg

    neyse ki sting efendi, deli gibi uğraşmasına, klibi birebir şekilde taklit etmesine rağmen serdar ortaç'ın karizmasını ve yakışıklılığını taklit etmeyi başaramamış. ee kolay mı arka koltukta oturan serdar olmak... önüne kadın şoför oturtup, eline bi de kamera falan almış ya, özenti sting!

    yalnız serdar abimiz... karizma tamam ama şarkının ismi biraz garip olmuş sanki? bazı insanlarda farklı çağrışımlar yapabilir.

  • acayip bir operasyondur.

    aralik 1989’da, amerika, general manuel noriega’yi tahtindan indirmek icin panama’yi isgal etti. amerikan askerleri panama’ya girer girmez, noriega ve yandaslari, vatikan elciligine sigindilar. vatikan elciligi panama topraklari icindeydi ama uluslararasi kanunlara gore amerikan askerlerinin, elcilik binasina girme gibi bir yetkileri yoktu. yemezdi! salak bush babasi en buyuk push, "oglum, siz gidin din minle ugrasin. niye diktatore ev sahipligi yapiyorsunuz. ne is?" gibisinden vatikan’a noriega'nin teslimi icin ricada bulundu ama herhangi bir sonuc alamadi. vatikan, "yaziktir, bize siginmis, veremeyiz" dedi, isi kapatmaya calisti!

    amerikan askerlerinin, en buyuk silahlari kullanmaktan baska caresi kalmamisti!

    amerikan askerleri nasil bir silah kullandi dersiniz?

    --- spoiler ---

    rock muzik!

    --- spoiler ---

    evet rock muzigini silah olarak kullandi amerikan askerleri.

    elcilik binasinin etrafina cok guclu hoparlörler getirildi. hoparlörlere guclu bir radyo baglandi ve radyo da amerikan askeri ussu’nun radyo istasyonuna cevrildi. radyonun sesi sonuna kadar acildi ve sirasiyla van halen’den panama, the clash’dan ı fought the law, guns n’ roses’dan welcome to the jungle ve jethro tull’dan too old to rock’n roll calinmaya baslandi. butun mahalle gumbur gumbur sallaniyordu. 3 gun boyunca, gece gunduz, muzik devam etti... kulaklari sagir edecek bir ses tonda.

    vatikan buyukelcisi, her boka karisan, kil tipli ve sorunlu komsu gibi aldi eline telefonu, george h. bush’u aradi. aralarinda “ooolum, manyak misin? kissana muzigin sesini. yarin ise gidecem” gibi bir diyalog yasandi. bush "efendilik bende kalsin, komsuluk bozulmasin" dedi herhalde ve muzik 3 gun sonra durdu. buyukelci “lan simdi bunlar yeniden baslar” korkusuyla, noriega’ya “sen git teslim ol lan” dedi.

    noriega, 3 aralik 1990 gunu amerikan askerlerine teslim oldu.

    simdi kissadan hisse kismi - velvet ındiegroundun sahibi koreli kardesim... al sen plaklari, git saray'a. sen yapman gerekeni anladin!

  • endüstriyel soğutmadan bildiriyorum: dolap gövdelerinde ham madde olarak sac kullanıyoruz şuan satın alma departmanı sac bulamıyor işlemek için satmıyorlar, bu da bayramdan önce yetişmesi gereken siparişlerin terminini etkileyecek ve ödeme alamayacağız. planlamada 1 hafta önce yıllık izine çıkan arkadaşın stok takibi yapmamasının sonucu bu, herkes topu birbirine atıyor.

    sabahta patronlar finansal danışman eşliğinde yaklaşık 2-3 saatlik bir toplantı gerçekleştirdiler.

  • hesse'nin, diğer kitaplarında olduğu gibi, insanlık ve bilgelik aşkına kurguladığı bir başka karakteri ve öğretisi; içsel özgürleşmeye tuttuğu feneri...

    "kim kendi kafasıyla düşünemeyecek ve kendi kendisinin yargıcı olamayacak kadar rahatını seviyorsa, olduğu gibi boyun eğer yasaklara."

  • bir 3-5 yıl olmuştur sanırım. gerçi gönül üzerinden yüzyıllar geçsin istiyor ya, neyse. böyle aile meclisi toplanmışız, masalar uç uca eklenmiş, uzun bir masada yemek yenilmekte. amcalar, halalar, teyzeler ve bu saydıklarımın alt soyları ile üst soyları, epey kalabalığız anlayacağınız. tam bir hiyerarşi olmasa da ailede kendinden en çok korkulanlar başta olmak üzere büyükten küçüğe doğru da bir dizilim söz konusu. biz kuzenlerse masanın sonlarında gırgır şamata konuşlanmışız. hangi sivri akıl bilmiyorum ama içlerinden biri böyle bir kalabalığı en son aztec stadında görmüş olacak ki "hadi meksika dalgası yapalım lan." diyor. olur mu? olur. o coşkuyla dünyanın en sıradan gösterisi gibi geliyor bünyeye, gençlik işte. neyse efenim, en uçta oturmam hasebiyle 3! deyince verilen "başlat!" komutuyla 'oleeyy' nidalarıyla ayağa kalkıyorum geri oturuyorum. masada ölüm sessizliği. herkes manasızca bana bakıyor. kuzenler dahil. çok pis tufaya geliyorum. dayımın "hayırdır inşallah" bakışları eşliğinde tek derdim buymuş gibi tabakların desenlerini incelemeye başlıyorum. o günden sonradır ki, aile ortamlarında "alemin kralı geliyooorr" tezahüratıyla karşılanır; "eski açık sarı desene" diyeni vururum.

  • müşterinin aracı ile 100+ km yol yapmak, gece alemlere akmak sonra sağa sola çarpıp bunu da müşteriden saklamaya çalışmak, yani bana kalırsa rezaletin esas tarafı gene "ya olmuş işte" diyerek es geçilerek piyasa değeri ıvır zıvır muhabbetleri yapılarak işi goygoya dönüştürme çabası. senin elemanların benim aracımı gezmek tozmak içmek ve ehliyetsiz halde terör yaratma amaçlı kullanıyor, senin bundan günler günler sonra tamamen şans eseri haberin oluyor ve hala utanmadan, sıkılmadan, yüzün kızarmadan piyasa değeri muhabbeti yapabiliyorsan o senin insafın.

    başlıktaki yorumları beğenmedim diyerek ayrı başlık açma fikri ise şahaneymiş. gideyim de yazdığım film başlıklarına bakayım genelde beğenilmeyen bir filmi beğendiysem "oradaki yorumlar filmi kötülüyor yea" diyerek başka başlık açarım.

  • her yönüyle şüphe uyandıran kazıdır.

    göbeklitepe dahil türkiye'de yapılan hiçbir tarihi kazıda bu kadar büyük güvenlik önlemleri alınmamıştı.

    tarihi bir kazıda müze yetkilileri bulunduğu söyleniyor ama arkeoloji dünyasından hiç kimsenin konu hakkında fikri yok.

    ülkenin zenginliğini kendi malı gibi gören bir hükümet var ve milletvekili dahil kimse alana giremiyor.

    kazı bittikten üç ay sonra recep tayyip erdoğan vatikan'a davet ediliyor, daha önce 1959 yılında celal bayar gitmiş, başka davet alan yok.

    hangi tarihi kazıda mit ve özel harekat görev aldı bugüne kadar, ülkede eline harita alan define kazısı yapıyor.

    öldürülen polis memuru eşine, kral mezarı ve çıkarılan altınlardan bahsediyor.

    gün gelecek orada görev yapanların korkuları son bulacak ve gerçek ortaya çıkacak.