hesabın var mı? giriş yap

  • benim çocukluğumdur. böyle bir çocuğunuz varsa, biraz yaramazlığa teşvik edin ev sahibine çaktırmadan.
    çocuk azcık piç olsun, yoksa benim gibi özgüzensiz, sikko bi eleman olur çıkar.

  • ulan kemal sunal filmleri gibi aynı; 5-10 kere de izlesen sıkılmıyosun. adam resmen göğe yükselmiş

    edit: tekrar tekrar izleyince detaylar daha bir ortaya çıkıyor; uçuşa engel olmak isteyen dayılardan bir tanesinin elindeki çay bardağı ve uçuş gerçekleştirdiği anda bile o çay bardağından vazgeçmeyişi, sıkı sıkıya, hayata sarılırcasına sarılışı...

  • açılınn ben geldim. aşık olduğum kadınla evliyim, 2,5 yaşında bebemiz var ve sevdiğim işi yapıyorum. gelecek kaygısı yaşamamak için şimdiden çeşitli yatırımlar ile çocuğumuzun geleceğini kurtarmaya çabalıyoruz. evlendiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu,kirada oturup en ucuz mobilyaları almıştık. şimdi evimiz oldu ama hala aynı mobilyaları kullanıyoruz çünkü ev dediğin dört duvar içinde pahalı eşyalar değil, ev benim için ailemin içerisinde olduğu yer. herşeyi dişimizden tırnağımızdan arttırıp birlikte yaptık daha doğrusu eşim sağolsun dört duvarı yuva yaptı. yuvayı gerçekten dişi kuş yaparlar dedikleri doğruymuş arkadaşlar, . üç gün sonra aç kalsam, işsiz kalsam şuna eminim karım arkamda dağ gibi durur. herkese içerisinde sevgi ve huzur olan yuva dilerim arkadaşlar.

  • yaris kazanmasi icin mutlaka yaninda atak yapan, rekabet eden bir atin olmasi gerekirdi, hatta bu nedenle hep ekurili kosardi*. sih tahanin gectigi yarista da ekuriler birbirini gazlarken, sih taha* ters taraftan yaptigi atakla gelmistir. bunu goren yavuzhanin sahipleri sonraki yarislarda, at sagli sollu gazlansin, ters atak yemesin diye iki ekuri ile kosturmuslardi*.

  • kötü bir trol başlığı. artık o kadar belli ki bıktırdı iyice bu tür trafik yaratıcı clickbait tarzı başlıklar.
    böyle bir olay olmaz demiyorum ama başlığı açan kişinin tarzı çok belli ki böyle bir kadını uzaktan 100 metreden anlayabilir ve yaklaşmaz. direkt filmin devamını anladığınızda sıkılırsınız ya filmden öyle bir şey. ilk 2 cümleden sonu belli hikayenin.

  • en iyisini anlatıyorum

    öncelikle pişirme şeklinin yanında kahvenin kalitesi ve tazeliği daha fazla önem taşır

    en geç 2 hafta önce kavrulmuş güzel bir kahve çekirdeği bulmak lazım. daha sonra her kahve pişirmeden 10 dakika önce öğütmek lazım, yani hazır öğütülmüş kahve almayın. pişirmeden önce öğütün. bu konuda sözen marka değirmenler epey yardımcı olacaktır.

    cezvenin şekli de önemli, yarışma kazanmış bir arkadaşın kullandığı cezve şuradan görülebilir

    cezve var, kahve var sonra ne yapacağız? binbir çeşit tarif vardır fakat kendi tarifimi yazıyorum;

    öncelikle bir pişirme standı olmalı, o yukarıda verdiğim cezvenin fotoğrafının arkasında bir stand var göreceğiniz üzere, ondan lazım işte ve altındaki ocaktan.

    cezveye 70 gram *ılık* su koyuyoruz, üzerine de 7 gram taze, henüz öğütülmüş kahveyi koyuyoruz. daha sonra çay kaşığıyla birazcık karıştırıyoruz, amaç kahveyi ıslatmak.

    sonra cezveyi ocağın üzerine koyuyoruz, alttan ocağı açıyoruz. yüksek ateşle başlayacaksınız. daha sonra cezvede kahvenin kenarlarında köpükler oluşmaya başladığında ocağı kısacaksınız.

    bu süreç içerisinde kesinlikle kahve *karıştırılmaz*

    sadece stand üzerinde duracak kahve, siz ateşi ayarlayacaksınız.

    ocağı kıstınız, bekleyin

    iyice köpürecek, tam da cezveden taşmak üzereyken standdan alacaksınız. eğer tam sınıra gelmeden alırsanız az köpüklü olur. eğer daha fazla tutarsanız da taşar.

    tam sınıra gelince alıyorsunuz, fincana dolduruyorsunuz ve afiyetle içiyorsunuz.

    "hangi kahve çekirdeğini kullanalım" derseniz tavsiyem ve favorim şudur

  • başlık: belediyenin cenaze arabasını çalıp her gece
    entry 1: mezarlıkta terör estiriyorum
    entry 3: helal piç millet o arabaya binmek için ölüyo amk

  • merak edenler için sözlükte bulunsun dediğim cv'dir. yalnız kapladığı alan bakımından sözlük serverlarını zorlamaktadır. okuyan çıksın bi zahmet, sözlük kasıyor.

    -1969 yılında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'ni ve ankara üniversitesi dil, tarih ve coğrafya fakültesi'nin tarih bölümünü bitirdi.
    - viyana üniversitesi slavistik ve orientalistik bölümü'nde öğrenim gördü.
    - yüksek lisans çalışmasını chicago üniversitesi'nde yaptı.
    - ankara siyasal bilgiler fakültesi'nde "tanzimat sonrası mahallî idareler" adlı tezi ile 1974 yılında doktor, "osmanlı imparatorluğu'nda alman nüfûzu" adlı çalışmasıyla 1979'da doçent oldu.
    - 1982 yılında devletin akademik politikalarına tepki olarak görevinden istifa etti. bu dönemde viyana, berlin, paris, princeton, moskova, roma, münih, strazburg, yanya, sofya, kiel, cambridge, oxford ve tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı.
    - 1989'da türkiye'ye dönerek profesör oldu ve 1989-2002 yılları arasında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'nde idare tarihi bilim dalı başkanı olarak görev yaptı.
    - 2002 yılında galatasaray üniversitesi'ne, iki yıl sonra ise bilkent üniversitesi'ne konuk öğretim üyesi olarak geçti.
    - şu anda galatasaray üniversitesi hukuk fakültesi ve bilkent üniversitesi hukuk fakültesinde türk hukuk tarihi derslerini vermektedir.
    - galatasaray üniversitesi senato üyesidir.
    - uluslararası osmanlı etütleri komitesi yönetim kurulu üyesi ile avrupa iranoloji cemiyeti ve avusturya-türk bilimler forumu üyesidir.
    - ilke eğitim ve sağlık vakfı kapadokya meslek yüksekokulu mütevelli heyeti üyesidir.
    - 2005 yılında topkapı sarayı müzesi başkanı oldu.

    ortaylı; türkçe;
    ileri seviyede almanca, fransızca, ingilizce, italyanca ve rusça;
    orta seviyede kırım tatarca, slovakça, romence, sırpça, hırvatça, boşnakça, arapça, farsça, latince, ibranice, bulgarca, antik yunanca, ve yunanca bilmektedir.

    kaynak: vikipedia.