ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gaia hipotezi
-
1960larda nasa icin çalışan james lovelock tarafindan, lynn margulis'in de yardımıyla geliştirilen hipotez. lovelock 1979'da yazdıgı " gaia: a new look at life on earth" adlı kitapta, bu hipotezden ilk defa bahsederek, dünyanın aslında canlı bir organizma gibi olduğunu iddia etmiştir. dünyadaki yaşamın adı gaia'dır ve buna göre karalar gaia'nın kemikleri, okyanuslar, denizler ve ırmaklar onun dolaşım sistemi, atmosfer onun solunum sistemi, üzerinde yaşayan canlılar da onun sinir sistemidir. lovelock'a gelen eleştirilerin birinde, canlı olan her organizmanın üreyerek çoğaldığı, dünyadaki yaşam için ise böyle bir durumun olmadığı söylenir. lovelock buna; dünya dışında, örneğin marsta bir şekilde yaşam oluşturulduğunda, bakterilerin yaşaması sağlandığında, gaia çoğalmış olacaktır, diye cevap vermiştir. neticede, bu hipotezde lovelock'ın anlatmak istediği şey, dünyanın bir bölümüne gelecek zararın, aslında dünya üzerindeki tüm yaşamı etkileyeceğidir
manyetosfer
-
güneş uzaya sürekli olarak sıcak plazma gönderir. bu yüksek yüklü parçacıların, yolları üzerine çıkan her şey üzerinde de çok büyük etkileri vardır. dünyanın kalın atmosferi bu parçacıkları emerek ve dağıtarak yeryüzüne ulaşmalarını engeller. buna ek olarak, dünyanın uzaydaki uzantısı olarak niteleyebileceğimiz güçlü bir manyetik alanı vardır. bu alan, dünyanın dış çekirdeğindeki eriyik demir alaşımları vasıtasıyla oluşur.
dünyanın güneş rüzgar ve fırtınalarıyla etkileşime girdiği bölgeye manyetosfer adı verilir. güneşten gelen parçacıklar yüzünden manyetosferin şekli sürekli değişmektedir. pozitif yüklü protonlar ve negatif yüklü elektronlar manyetosfere girdiklerinde, bir çoğu daha atmosfere bile ulaşamadan dışarıya doğru yön değiştirirler.
daha fazla plazma taşıyan ve daha hızlı ilerleyen güneş fırtınaları ise manyetosferi oldukça zorlar. plazmanın büyük bir bölümünün yönü değişse de, bir kısmı manyetosferde takılır ve kutup yakınlarındaki açık manyetik çizgiler boyunca ilerlemeye başlar. bu yüklü parçacıklar, atmosferdeki nitrojen ve oksijen molekülleriyle çarpıştığında aurora yahut kutup ışıkları adıyla da bilinen kozmik ışık bulutlarının oluşmasına sebep olurlar.
kadir inanır'ın son hali
-
güzel yaşlanmak bu olsa gerek.
boru ile külah fırlatmış efsane nesil
5 yaşındaki kızına seni sevmiyorum diyen anne
-
aynı binada ikamet ettiğimiz bir hanımefendi.
zor bir hayatı var, eşi ile mahkemenin uzaklaştırma kararı nedeni ile ayrı.
maddi sıkıntıları da var.
az önce açık camdan 3 kat aşağıda olmasına rağmen duydum;
- neden babana gitmiyorsun ? seni sevmiyorum !
hırıltılı ama yüksek sesle yanıtladı dünya güzeli busecik ;
- ben de seni sevmiyorum...
5 yaşındaki miniği sevgi tehdidi ile terbiye etmek...
kız da inatçı ama...
yine de çok ama çok şeker.
seslerini duyunca içim içime sığmadı, bir yetişkin çocuğuna "seni sevmiyorum" diyordu !
bu nedenle komşu hakkı, mahremiyet, özel hayat demedim, yazma ihtiyacı duydum.
o çocuk büyüyünce sevmeyi öğrenebilecek mi ?
tashih : mahremiyet sınırlarını aşmak gibi bir gaflete düşmüşüm, paylaştığıma pişman oldum
ama bu kadar kişi yazınca da silmekten de imtina ettim. merhametin kendi sıfatım olmadığını unutmuşum.
annelerin salaklıkları
-
böyle başlıklar açan evlat yetiştirmek.
ek: başlığı açan gitmiş kaybolmuş, üstüme kaldı iyi mi. @2 vazifemi çok iyi yerine getirdiydim halbuki.
şanlıurfa'da onkoloji doktorunun olmaması
-
benim urfalı kardeşlerim doktor dövüp stres atamıyor. nerde bu devlet?
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
geceleri arkadaşıyla oturup nba maçları izlemeye bayılıyor. üniversite olarak ailesinin de isteği doğrultusunda mimarlık düşünüyor.
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
basket oynarken kıçları ve sırtları terleyerek şortu formayı ıslatırlar. gece ntvde çıkan kendileri gibi semirmiş basket yorumcusunu izlerler. cips yerler, sabah kahvaltı yapmazlar. gevrek falan kelogs bişeyler yerler. öğlen bol mayonezli hamburgeri mideye indirirler. evde anneleri bunlara makarna falan yapar. arkadaş grubu zibidi kaynar. türkiye'de savaş çıksa banane abi yeaa derler. konuşurken yabancı kelime falan kullanırlar. nike, adidas giyerler.
isimleri genelde can, tolga, berk, alper falandır. ebebeynleri 30lu yaşlarının ortalarında kariyerlerinden zor bela bir zaman bulup yapmışlardır bunu. tek kardeş olurlar,, en fazla iki. ana okuluna giden bir kız kardeşleri, yada üniversiteye giden taş bir ablaları olabilir. abileri olmaz. olsa da sert çocuk ((bkz: tough guy)) değillerdir. gerçi hava harp okulunda okuyan sinek kaydı traş olan çelik ifadeli abileri olduğu da görülmüştür. bu durum dumura uğratır.
en anadolu çocuğunun ismi umuttur. reebok giyer bu en fazla
osman, muhsin, hikmet, sadi, şükrü ve abdullahtan böyle bir gençlik çıkmaz
alkol satışına gün ve saat sınırlaması getirilmesi
-
gençlerin önünde nükleer santral, termik santral, siyanürle altın arama, gdo'lu gıda gibi çok daha çağdaş ölüm yolları varken, alkol gibi basit bir sebepten ölmesini içine sindiremeyen akp'nin düzenlemesidir.
yahu kanser olmak, mutasyona uğramak, siyanür zehirlenmesinden ölmek varken neden siroz?
rakı masasında olması gerekenler
-
galiba benim de olmam gerekebilir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''ben allah yazarken a'yı küçük yazınca tedirgin oluyorum adam gelmiş ateistim diyor.''