hesabın var mı? giriş yap

  • yusufcuğun çırpınışıdır.

    islamcılara teşekkür borçluyum. muhafazakar kökten gelen ve bir zamanlar sizin gibi dinci çomar olan benim bile dinden çıkmama neden oldunuz. o bataklıktan kurtuldum. ağlamaya devam edin. azalarak biteceksiniz.

  • 13 yaşındaki ege liseye hazırlık kursuna gitmektense evde oturup gta oynamayı tercih etmektedir ama bu düşüncesini doğrudan paylaşmak da işine gelmez...

    ege: selamün aleyküm mübarek!
    romica: aleyküm selam oğlum, "kursta bizi sınavlara hazırlamak yerine dinle beynimizi yıkıyorlar" algısı yaratma planını anlıyor ve yaratıcılığına şapka çıkarıyorum ama işe yaramıyor...
    ege: sümme haşa!

  • iyi yapmışlar. hatta az bile yapmışlar. adamlar soykırıma uğrarken geç de olsa bir tek amerika devreye girmişti. müslüman dünyası kılını bile kıpırdatmamıştı. kadın, çoluk çocuk tecavüze uğrayıp, katledilirken nerdeydi bu araplar? bosnalılar şimdi vefa borçlarını ödemişler. onu bile çekinerek yapmışlar. o yüzden eleştirmeye kimsenin hakkı yok. o travmaları yaşamayan bilemez. tabi sonuçta trump'ın da rezil olması ayrı bir güzellik.

  • ve yine yeniden ekşi sözlük ve şurekası yazarların ip'lerini savcılığa verirken konu yazarlara lütfedip de "bilader senin bir dava olayın var, bilgilendireyim dedim" mesajı atmaya bile tenezzül etmemişlerdir.

    sonra gezersiniz tv'lerde leoparın kuyruğu diye.

    aferin lan sizi özgürlük savaşçıları sizi

  • devlet bahçeli'nin ve burdaki tek siyasi görüşü kürt düşmanlığından oluşanların anlamadığı ülkenin çok ciddi bir rejim değişikliği tehlikesi ile karşı karşıya olduğu.

    kimse bu %60'lık kesim bir olsun 4 yıl ülke yönetsin ve sonra zamanında seçime gitsin demiyor zaten. bu imkansız. yapılması gereken koalisyon kurup restorasyon sürecine girmek, yolsuzlukları ve erdoğan'ı yargılamak. daha sonra erken seçime gitmek.

    bahçeli 99 yılında yaptığı gibi yine erdoğan'nın yükselişine sebep oluyor şu an. olası bir erken seçimde akp bir daha öyle ya da böyle iktidarı vermez. şu seçim türkiye'nin tek şansı idi ki görüldüğü kadarıyla siyasi vizyonsuzluk ve geri kafalılık yüzünden harcanıyor.

    geçmiş olsun.

  • mazhar osman, neyzen tevfik’e içki içmeyi yasaklamı$.. içmeye devam ettigi takdirde hayati tehlike doğacagını söylemi$.. ileri derecedeki samimiyetlerine dayanarak içki içmeyecegine dair bir de and içirmi$.. aradan zaman geçmi$, mazhar osman, neyzen tevfik’e bir yerde içki içerken rastlamı$.. hemen hatırlatmı$:

    - "hani sen içki içmemek üzere and içmi$tin?"

    neyzen $öyle cevap vermi$:

    - "üstat, biz fakir adamız.. bulunca içki içeriz, bulmayınca and içeriz!..."

  • aktif basketbol yaşantıları sonrası şucu olmuş, bucu olmuş tartışmalarını bir kenara bırakırsak, bir sporsever olarak basketbol izlerken ağzımda maksimum tat bırakmış iki çok iyi oyuncudur.

    yıllar önce parkede yaptıklarını bugün internette izlerken, gençliğimin en güzel spor hatıralarını hala zihnimde canlandıran ve aynı hazzı yaşatan, oyuncu bazında türk basketbolunun açık ara zirvesinde yer alan iki efsanedir.

    cristiano ronaldo - lionel messi'de olduğu gibi, karşılaştırma yapmak yerine ikisinden de ayrı seyir zevki alınmıştır, alınmalıdır.

    ikisinin dünya basketboluna, kendi takım taraftarlarına, özellikle de türk basketbolseverlere yaşattıkları ömür boyu unutulmaz.

  • ''başım gözüm üstünesin
    suskum, avazım üstüne...''

    anadili şiir olan bir şairdir.* gözümde türkçe şiir ülkesinin en güzel ve en farklı şehridir. şiirleri türkçe olmasına rağmen, şiirlerinde kürtçenin kokusunu almamak imkansız, bundandır kürtlerin de onu çok sevmesi, bağrına basması ve çoğu zaman yanılgıya düşüp kürt şair deyince akıllarına ilkin ahmed arif'in gelmesi. kürtçe'nin kokusu için tabii ki ahmed arif'in şiiri vardır ve inanılmazdır, evet, ama o dilin tadı için kesinlikle yeterli değildir, bunu belirtmekte yarar var... neyse sabah sabah ismini anmamın asıl sebebine gelirsek: bugün iyi ki doğmuştur. iyi ki vardır. ve iyi ki bize şiirler armağan etmiştir.

    ''kaç bin yıllık hasretimin koncası/ gözlerinden/ gözlerinden öperim/ bir umudum sende/ anlıyor musun?''