hesabın var mı? giriş yap

  • toplasan türkiye'de bir kaç bin adet piyasaya çıkacak olan telefon üstünden hala kriz var mı yok mu bilmem ne muhabbeti yapan tipleri göstermiştir. hala şu bir kafe dolu kriz yok, şurda alışveriş yapan var kriz yok, bundan alan var kriz yok muhabbeti yapan. araba alıyorlar kriz yok diyorlar (arabadan toplasan 15 tane gelmiş zaten, satılmış). o aldığınız şeylerin zaten arzı çok değil hala anlayamadınız bunu, milyon tane yok lan satışta! bir kaç bin tane var.

  • usta türk hakemsiz olmuyor usta. kırmızı kartı alnımıza çatıyorlar usta. bizim 80'lerde bir penaltı olması lazım. o da mı çalınmayacak usta? ne yapacağız usta?

    uefa'da teşkilatlanma zamanınız geldi uşaklar. uefa'ya bir çaycı sokun. 10 sene sonra bir müdürlük çıkarırsınız.

    edit: entry debe'ye girmiş. tamam daha fazla beğenmeyin. karadeniz mafyasına vurdurtacaksınız beni. *

  • 1836'da jean françois paujot isimli bir jamaikalı tarafından üretilmiştir.

    aslında, kendisi kırmızı ve mavi muz (sadece pişirilerek yenilebilir) üretimi yaparken, bahçesindeki ağaçlardan birinde bulunan muzun sarı rekli olduğunu ve pişirmeden yenilebildiğini farketmiş. muz türleri arasında daha kaliteli bir muz üretebilmek için çaprazlama yaparken, bugün bildiğimiz muzu üretmeyi başarmış.

    asıl ilginç olan ise, paujot'ın daha iyi bir muz üretme çalışmaları sırasında bu sarı muzun doğal bir mutasyon sonucu kendiliğinden oluşması. yani bu muz onun çalışmalarının ürünü değil. bugün bildiğimiz tüm muz tarlaları o tek ağaçtan ortaya çıkmıştır. tabi sonrasında çok zengin olduğunu söylemeye gerek görmüyorum.

    ayrıca bugün bildiğimiz muzun meyvesi kısırdır. doğal yollarla çoğalamaz.

  • hic unutmuyorum tek başıma ilk gittiğim zamanlardı 19-20 yasında var yokum pek paramda yok eskiden bu piçler ağız birliği yapıp tek fiyat vermiyordu aralarında daha ucuza satanlar oluyordu. kumpirleride güzeldi yalan yok. önlerinde gezerken hepsi böyle bagırıyor yine öküzün biri dur dur gitme dedi oyaladı beni, o sırada baska müsterilerde geldi benim önüme geçtiler.

    bende o sırada biraz tüyer gibi diğerlerine bakmaya gittim o öküz hayvanoglu hayvan tam alacagım yere geldigimde siparisi verirken sipariş verdigim kadına bagırdı oradan, ona vermeeeğğğ ona satmayacaaaksaaaan, kumpircidr korktu veremedi korkusundan kadın. cok utanmıstım hayvan oglu hayvan ya. gittim sahildeki kafetarya lokanta tarzı mekanda yemiştim bende.

    tamamen doğulu ahlaksız hayvanların elinde olan yerlerden biri gitmeyin yemeyin aç kalıp belki insan olur hayvan oglu hayvan olanları…