ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lost'ta türk olması durumunda olabilecekler
-
- sayid kardeş, seni yakın gördüm ondan anlatıyorum, dinle hele.
- domuz bana ters locke birader, kusura bakma
- o gemi batar söyliim.
- sawyer senin aklını alırım, delikanlı mısın lan!
- bu adada gömülü hazine var mıdır acaba?
- japon yenge ilhan mansız'ı bildin mi sen?
- boy veriyorum!!
- mis gibi yahu buralar, dönüp de ne yapacağız.
anadolu partisi'nde istifa depremi
-
korkudan linke tıklayamıyorum. emine ülker tarhan istifa edip başka parti kurmamıştır umarım.
gülo'nun başlık parasının bugünkü değeri
-
1978 yılı altın fiyatından daha doğrusu çıkartılabilecek değerdir.
1978 yılı gram altın değeri ocak ayında 110 tl iken, aralık ayında 170 tl'dir.
ortalamasını 140 alırsak, 20.000 tl ile 142.8 gram yapar.
günlük kurda altın 441 tl ise gülo'nun fiyatı da 63.000 tl yapar.
yani asgari ücretlinin 12,56 değil yaklaşık 20 ay çalışması gerekir gülo için.
bu kadar tantanaya gerek yok.
jamesharden daha güzel yapıyor bu işleri.
izmir'deki mini şort akımı
gocuğu hoşlanılan kızın gocuğunun üstüne asmak
-
(bkz: yazik la kimin gocuguysa)
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
çocukluğuma dair hatırladığım en güzel anılarımdan. düşünüyorum da her şey çocukken güzel galiba.
evin misafirlerle neşelendiği günlerde bir an önce akşam olmasını isterdim küçükken. ev misafirle dolup taşınca çocuklara yer yatağı serileceğini bilirdim çünkü. bütün çocuklarla birlikte yer yatağında yatacak olmak ayrı bir heyecandı benim için.
düşünüyorum da meğer ne güzel günlerim olmuş çocukluğumda. ne güzel heyecanlarım, ne güzel telaşlarım olmuş sevinç ve hüzün dolu.
insan çocuk kalamıyor tabii. zaman geçiyor. büyüyor. telaşlar değişiyor, sevinçler azalıyor, insan hüznün daha çok farkına varıyor.
insan, artık yatakları serecek biri olmadığını anladığında büyüdüğünün farkına varıyor ve büyüdüğünün farkına vardıkça hissediyor hüznü.
yatakları serecek biri olmadığında misafirler de gelmiyor artık. ev dolup taşmıyor. insanların neşeleri birbirine karışmıyor. ev hep sessiz.
her şey çocukken güzel sözlük.
çocukken sevinç dolu.
çocukken masum.
caz tarihinin en iyi performansları
yaran diyaloglar
-
bir örneğiyle bir an kendimi kaybettim forum sitelerinden birinde;
€-''arkadaşlar ebay üzerinden amerikada ki bir laptopu satın almak istiyorum
sizce kargo ücreti ne kadar tutar?
kaç günde elime ulaşır?
gümrüğe takılma ihtimali nedir?
daha önce yurtdışından alışveriş yapmış arkadaşlarımın yardımını bekliyorum şimdiden sağ-olun''
$-''laptop oldursen sokamassin''
€- ''neden girdiremem ve ben yeşil pasaportlu yum acaba gümrüğe gidip kendim alabilir miyim?''
$- ''laptop sokamazsin dediysem sokamazsin bilader.kac dolar ama soyle hadi yinede daha ebay da kac kargo kac tutar ona bakmayi bilmiyorsun laptopmu sokcaksin?''
€- ''sakin ol laptopu ülkeye sokucam sen her halde üzerine alındın?''
(bkz: aga sen ne yaptın ya)
berna laçin
-
sıradan insanın sıradan insana yaptğını kimse yapamaz bu dünyada.
kadın soruyor bu vergiler n'oldu diye. bu deprem vergileri amacında kullanıldı mı diye soruyor. sorduğu için linç ediliyor.
facebook'ta bayan okuruna yürüyen roman yazarı
-
yazarın, okuruyla yemeğe çıkmasının etik olmadığını gördüğümüz yürümedir. bu sonuçla dünyaca ünlü yazarlar bekar olarak ölmeye mahkumdur. *
haspama bak ya sanki öğretmen–öğrenci ilişkisindeki etikten bahsediyor ahahahaha.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
anne: sadece aptallar kedilerden korkar.
ada (4,5): emin misin?
anne: tabii ki eminim.
ada: sadece aptallar emin olur.
28 aralık 2020 türkiye'nin tek tip maaşa geçmesi
-
doğru bir tespittir. yeni başlayan bir mühendis 2750 lira maaşla başlıyordu. aynı şantiyede, ilkokul mezunu vasıfsız bekçinin maaşı 2825 lira oldu.
mühendisin okuduğu onca okulu falan boşver, attığı imza ile aldığı sorumluluk bile yeter. şimdi, ilkokul mezunu vasıfsız bir işçinin, bu mühendisle aynı ücreti alması haktan reva mı?
norveç sermayesinin türkiye'den çekilmesi
pınarbeyli köyü canlı yayını
-
bakınız yaşını başını almış, kariyer sahibi adamım. açtım izliyorum... zira şu an memlekette gördüğüm en normal şey pınarbeyli köyündeki durağanlık olsa gerek.
ekonomisi, politikası, magazini, tacizi, tecavüzü, şiddeti derken memleket olarak lağım çukurundaymışçasına bir hayat yaşıyoruz.
sanırım muhterem bir arkadaşımız biraz trollemek, biraz da köyündeki bu inovatif hareketi bizlerle paylaşmak adına hepimizi bir nebze gülmeye davet etmiş.
kendisine saygı duyuyor ve iştirak ediyorum...