hesabın var mı? giriş yap

  • bu en çok kullanılan ve birbirine karıştırılan öğreler, en ayırt edici özellikleri ile sıralamaya koyulursa, ilkelden teknolojik olana doğru:
    · steampunk; mekanik ve buharlı makineler, barutlu ya da elektrikli basit makineler, ortaçağ eşyaları, kılıçlar, ok ve yay gibi öğeler vardır.
    · dieselpunk; steampunk öğrelerini kapsaması ile birlikte, buharlı makineler yerlerini fosil yakıtlara bırakmıştır, gerye kalan şeyler steampunk öğreleri ile neredeyse aynı olmakla beraber, çok basit ve en ilkel dijital eşyalar da işin içine eklenerek, özellikle kişilerin yaşam biçimleri (giyim, müzik, kentler...) arasında büyük değişimler vardır.
    · atomicpunk; steampunk öğelerini kapsaması ile birlikte artık steampunk öğrelerinden neredeyse tamamen ayrılmış, artık bilgisayarlar, dijital eşyalar, robotlar yaşamın büyük bir parçası olmuştur. steampunk öğreleri üzerindeki "mekanik ve buharlı makineler" yerlerini tamamen fosil yakıt, elektrik enerjisi ve nükleer enerjiye bırakmış, ortaçağ eşyaları artık yok denebilecek kadar azdır ve barut da artık yerini elektrik ve nükleer güce bırakmaya başlayayazdır.
    · cyberpunk; atomicpunk öğelerini kapsaması ile birlikte, artık tıp alanında düş gücüne yaraşır yenilikler çıkmış, lazerli savaş araçları, ışın kılıçları, androidler, cyborgler yer almaya başlamıştır/başlayayazdır. artık atomicpunk zamanından kalma uzaya çıkma-inme gibi eylemlerden çok başka gezegenlere gitmeler, kolonileşmeler başlamıştır.

    · steampunk olarak: (doğa üstü güçler ile karışık olsa da..) arcanum of steamworks and magick obscura
    · steampunk - dieselpunk arası olarak: beowulf (christopher lambert'lı olan, gerçek beowulf...)
    · dieselpunk olarak: mad max
    · dieselpunk - atomicpunk arası olarak: metropolis ya da (doğa üstü öğeler ile karışık olsa da) last exile
    · atomicpunk olarak: fallout
    · atomicpunk - cyberpunk arası olarak: artificial intelligence
    · cyberpunk olarak: blade runner...
    gibi yapıtları göstermek yanlış olmaz, ki bu gösterdiklerim bile daha ayrıntılı olarak incelenip ayrılmalılar..

    bunların dışında da iyice dallanıp budaklanan, daha geriye giden ya da ileriye giden "punk"lar da vardır, her birinin "pre" ya da "post" biçimleri, yerine göre "historical" ya da "fantasy" türleri vardır (post steampunk, pre steampunk, historical steampunk, fantasy steampunk...) ...
    düş gücünüze ve mantık kurallarına göre çeşitlendirilebilir, bunun yanında büyü, sihir ya da adı bile belli olmayan doğa üstü öğeler de eklenebilir:
    spacepunk
    bronzepunk
    middlepunk
    biopunk
    stonepunk
    ~

  • önce şaka sandım, baktım baktım anlamadım.

    sonra gittim derinlerden fularımı çıkardım ve taktım. inanamıyordum, fularlı halimle bile sadece selda bağcan ve frodo'yu tanıyabiliyordum. beynim almıyordu, o harf cümbüşünü ve selda bağcan & frodo birlikteliğini algılayamıyordu beynim.

    bu kadar marjinalliği yakalayamıyordu aciz, yobaz, anadolu çomarı bedenim.

  • ben bir sabah erkenden işe gidecektim. erken dediğim saat 05:00. çay içmeden güne başlayamadığım için babama sabaha şu saatte çay koyar mısın dedim. kendisi de zaten gün ağarmadan çayını koyar kahvaltısını yapardı. adam 02:30’da kaldırdı beni aq.dedim baba saat kaç? kalk dedi erken kalkan yol alır. zifiri karanlıkta beni işe gönderdiydi o gün. demem o ki her sene çıkan bu haberler bana inandırıcı gelmese de bu olayı yaşayanlar varsa aşırı sorumsuz kişiler. bi sik olmaz bunlardan.

    edit: inşaatta çalışıyordum arkadaşlar. o gün başka ilçeye gideceğimiz için biraz erken kalkmak hasıl olmuştu.

  • ulan bir uygulama bir programciya "how to delete songs from iphone" diye google'da arama yaptirir mi? gebersin bu program acilar cekerek ölsün. sonra tekrar diriltilip kizgin yaglarda falan kavrulsun. allah ilgilensin.

  • çok iyi yapan çalışandır. adı üstünde mesai saati ve bitmiş, ne yapsın gitmeyip. ben mesela her gün 16.59'a alarm kuruyorum ki dalgınlığıma gelip de fazladan oturmayayım.

  • ağızları 30 karış açıkta bırakan cv'dir. öyle cv mi olur lan?

    yalnız bu cv ile yeme içme işine girmesi cidden ülke açısından kayıp olmuş, büyük bir üniversitede büyük bir hoca olabilirmiş. ha istese şu dakika da olur, tutan yok. demek ki adamın her şeyi hazmetmiş ilginç bir kişiliği varmış, helal olsun.

    galatasaray lisesi, boğaziçi üniversitesi, london school of economics, berkeley, brown, princeton, stanford, georgia, koç...

    insan sayarken yoruluyor.

    bunların birisine bile uğrayan (bakın okuyan demiyorum, 3 aylığına da olsa parayı bastırıp şöyle bir uğrayan) kendini eşi bulunmaz adam sayıyorken, vedat milor'un böyle mütevazı kalması takdire şayan.

    bir de bonus olarak dünya bankası diyor, dünya bankasında çaycı olmaya razı ekonomistler var lan bu dünyada!

  • adamın biri omuzunda maymunla bara girmiş. barda içkisini yudumlarken maymun da ordan oraya zıplayıp bulduğu herşeyi yiyormuş. bir ara bilardo masasına zıplamış ve herkesin şaşkın bakışları arasında bi tane bilardo topunu yutmuş. barmen "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "bilardo topumu yuttu!" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk gördüğü herşeyi yer" demiş ve hesapla, maymunun yediği herşeyin parasını ödeyip çıkmış.

    iki hafta sonra aynı adam maymunuyla yine gelmiş bara. barda içkisini yudumlarken maymun yine ordan oraya zıplamaya başlamış. barda bulduğu bir yeşil eriği önce kıçına sokmuş, sonra çıkarıp yemiş. bunu gören barmen iğrenerek "hey! maymununun ne yaptığını gördün mü?" diye bağırmış. "yoo, ne yaptı ki?" diye sormuş adam. "barda bulduğu eriği önce kışına soktu, sonrada çıkarıp yedi" demiş barmen. adam "hiç şaşırmadım. bu pezevenk hala gördüğü herşeyi yiyor. ancak bilardo topunu yuttuğundan beri herşeyi önce ölçüyor"

  • bir kere arkadaşla starbucks'a gittim. isim soruldu, arkadaş murtaza dedi. bardağın üstüne murtaza yazıldı ve çıkışta güldük.

    sonra bu benim çok hoşuma gitti. kızların tercih ettiği piç erkek var ya, adını murtaza diyen arkadaştı benim için.

    ben de piç olmalıydım, ben de böyle ibnelikler yapmalıydım. starbucks'a gittim tekrar adımı sordu, utanarak sıkılarak mıy mıy bir sesle murtaza dedim. çıkar kimliğini dese bittim ama. starbucks'ta rezil olmayı kaldıramazdım, naif bir insanım ben.

    19 tl murtaza bey dedi eleman. cebimde 20 tl var. kredi kartımı tam çıkartıyordum ki kartın üstünde gerçek ismimin yazdığı geldi aklıma. neyse ya ben nakit vereyim dedim, 20 tl uzattım, 1 tl para üstünü aldım ve ebesinin .mındaki evime yürüyerek gittim.

    piçlik benim neyime lan?