hesabın var mı? giriş yap

  • sağlık bakanı müezzinoğlu: "anneler dünyada, bir başkasının sahip olamayacağı annelik kariyerine sahip oluyorlar. anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir. merkeze iyi nesiller yetiştirmeye almalılar. her annenin doğal yapısı, normal doğum üzerine yaratılmış. normal doğumu merkeze almak lazım."

    http://haber.sol.org.tr/…yeri-annelik-olmali-104342

    cevap olarak ne verilir.

    türk cerrahi derneği; yani türkiyedeki genel cerrahların ve yan dal derneklerinin (endoskopi laparoskopi derneği, türk kolon ve rektum cerrahisi derneği vb vb) merkezi organizasyonunu da yürüten en üst mesleki derneğinin başında iki yıldır bir kadın cerrah (ve ikinci iki yıl içinde seçimle seçildi) bulunuyor. başka söz istemiyorum.

  • ''steve jobs ile nejat işler'in bir akrabalık ilişkisi var mı yoksa sadece soyad benzerliği mi ?''

    önce 2-3 sn anlamsızca bakmaca, ardından yarılmaca.

  • son bir yılı yazıyorum :

    volkan patladı
    björk yine single çıkarmadı
    bu sene de balık bol
    milli takım süper gidiyor
    başbakan'ın panama'da parası çıktı, istifa

    sürekli dönen haberler ise:

    izlanda'nın görülesi 10 yeri
    game of thrones seti nerede
    geleceğimiz jeotermal enerji
    sinema meraklıları için izlanda haritası
    izlanda elfleri

    nasıl huzurlu ülke bu. gerçi bunun başka versiyonu yeni zelanda'yı tercih ederim ben iklim açısından.

  • bazı şeyler kitaplarda, filmlerde, şarkılarda karşımıza çıktığında kalbimize dokunuyor, hoşumuza gidiyor, duygulanıyoruz, empati yapıyoruz. gerçek hayatta benzer durumlarla karşılaştığımızdaysa kurgudakine benzer şeyler yaşayan insanlara tahammül edemiyoruz... ne garip değil mi?

    aylardan beri çeşitli aşamalardan geçiyorum. inkar ettim, isyan ettim, kendimi dağıttım, bol bol ağladım, okudum, eve kapandım, kendimi dışarıya attım... çoğunu da tek başıma yaptım. yolu hala yarılayamadım.
    “güçlüyüm bak, böyle de eğleniyorum hah hayyy!” diye oynamadım. arabeskleşmedim, şarkılarla, sosyal medya mesajlarıyla laf sokmadım, haber alabileceğim, haber taşıyabilecek tanıdıklarla görüşmedim ama yine de zaman zaman tesadüfler sonucu, zaman zaman merakıma yenik düştüğümden dolayı öğrendiğim her yeni bilgi canımı biraz daha yaktı.

    hediyelerde, anılarda, fotoğraflarda soykırım yaptım. bazı fotoğrafları silmeye kıyamadım, o kadar güzellerdi ki... baktım olmuyor, gittim kendime yeni bir telefon aldım doğum günümde, o kıyamadığım fotoğrafların olduğu telefonu gözlerimi kapatıp fabrika ayarlarına döndürdüm, oğluma verdim. çok sevindi çocuk.

    bugün pazar ve evde oturuyorum. en şen kahkahalarda bile içindeki kırıklıkları gizleyemeyen bir kadınla harcanamayacak kadar kıymetli bir gün büyük şehirde. ben de oturdum, bilgisayarımın damarlarına sızmış geçmişin son kırıntılarını temizliyorum. bütün o gezilerdeki, bütün o güzel fotoğrafların iki kişilik olması haksızlık. bir fotoğrafı iphoto’da kesiyorum. öyle güzel gülümsemişim ki... ama ne yapsam da omuzumda kalan eli çıkartamıyorum. o kadar şey yaşadım, o kadar aşamadan geçtim, hiçbir şey bu el kadar koymadı... metin altıok'un şiiri geliyor aklıma, sezen aksu’dan dinliyorum...

    şimdi biraz ağlayacağım. arka arkaya birkaç sigara içeceğim. bir mola vereceğim ve sonra temizliğe devam edeceğim. dezenfektanlarla girişeceğim, parlatmaya çalışsam da biliyorum bazı lekeler hiç silinmeyecek. olsun. 21. yüz yıla yakışır bir hızda olmasa da yavaş yavaş, sakin sakin ilerlemeye devam edeceğim. gün gelecek, kendimi kendime yaptıklarımdan dolayı affedeceğim.

    omzumda bir kesik el ki hala durmadan kanar...

  • 2 gün önce bankamatikten acil para çekmem gerekiyordu, kartı soktum baktım önümde bembeyaz bir ekran hiç bir şey yazmıyor kartı da geri vermiyor. tırstım tabi yuttu mu kartı diye. neyse iptal tuşuna bastım, kartı geri verdi. anladım ki bankamatik çalışıyor ama ekran gitmiş, bembeyaz düz ekran böyle. ama benim para çekmem gerekiyor. neyse uzatmayayım, kartı tekrar soktum, şifreyi girdim biraz bekledikten sonra tamamen tahmin yürüterek ilk önce para çekmeyi tuşladım, ardından 50 tl yazdım. makbuz istiyor musunuz sorusuna hayır'ı bile kafadan cevapladım. parayı aldım, başka bir işlem yapmak istiyor musunuz sorusuna da hayır deyip oradan ayrıldım. bankamatikte bekleyen insanlar şaşkın gözlerle bana bakarken, aslında bunun eften püften bir başarı olmadığını fark ettim. yaa işte bu da böyle bir anımdır..

  • normalde suç işleyen, vergi kaçıran insanlar göz önünde gözükmez, olabildiğince gizli saklı yaşamaya çalışırlar. ancak bizim kaçakçımız da suçlumuz da ünlü olma fenomen olma peşinde. bu kafayla bu kadar parayı kazanacak legal veya illegal işi nasıl yapmış, nasıl başarılı olmuş hayret ediyorum ben yine de. şunu da merak etmiyor değilim bu kadın instagramda sağa sola para fırlatmasaydı acaba yine bugün olanlar olacak mıydı?

  • mnemonic (neo-ma-nik diye okunuyor), bir şeyi hatırlamamıza yarayan kısa-yol, cihaz, harf ya da ses.

    ses? evet ses :)

    en güzel örnek sanırım las vegas’dan. 1990lı yıllarda, las vegas’da ki bozuk para ile çalışan kumar makineleri, kâğıt para ile değiştirilmeye başlandı. kumarhaneler, bozuk para yerine, kâğıt para ile insanların daha fazla para harcayacağına inanıyordu. bir şeyi unuttular... las vegas markasının sesini! bozuk paralarin kumar makinelerine düşme sesi! kumar makinelerinden bozuk para sesi kalkınca, kumarhanelerin geliri yüzde 24 düştü ve bu nedenle, las vegas’in o iyi bilinen sesi geri geldi.

    hepimiz mcdonald’s kâğıt bardaklarına pipet sokarken çıkan sesi iyi biliriz. ıste o ses bilerek tasarlanmış bir ses... sesli mnemonic!

    pringles kutularının açarken çıkan “pop” sesi gibi, o ses de bir tasarım ürünü.

    jeff wayne’in the eve of the war'ını duyup, rahmetli mehmet ali birand’ı ve onun sunduğu 32. gün programı hatırlayanlar, sesli mnemonic kavramını gücünü daha iyi anlayacaktır.

    milyarlarca kişinin duyduğu başka bir mnemonic ise nokia telefonlarının çok iyi bilinen melodisi. (bu melodi, ispanyol bestekar francisco tárrega’nın, 1902’da yazdığı meşhur klasik gitar bestesi, gran vals’dan alınmış. 18-22 saniye arası)

    cok iyi bilinen baska bir mnemonic ses ise mac bilgisayarlarinin baslangic sesi: jim reekes tarafından yaratılan “sosumi

  • bunları esnaf diye oraya yerleştirenler şerefsiz bir kere. milletin anasına bacısına sarkanlar bunlar, gasp edenler bunlar, gördüğünüz gibi en ufak bir olayda, ellerine geçirdikleri her şeyle insanlara saldıran yine bu köpekler. adamı iyi öldürmemişler, ben en çok buna sevindim.