hesabın var mı? giriş yap

  • thy'den konuyla ilgili ilk resmi açıklama geldi: senin ananı bacını o uçağa hostes yapsalar, zoruna gitmez mi?

  • ece erken'in vaktiyle benan hanım'a uyguladığı psikolojik şiddetten (kadına kocasının yatakta fotosunu göndermesi, fake hesaptan 's.kik' yazması, kadının otomobiline saldırması, yalan haber yayması, ölümden sonraki kayın valide kolu yarışı, "son yılını en çok sevdikleriyle geçirdi" yorumu...) rahatsız olanlara "gısganıyorsunuz, gısgançlar!!!" diye çıkışmak, varoşluğun kaçıncı mertebesi ben var anlamamak.

    on paragraflık yazı yazılmış ama ece'nin şu yukarıda ettiklerine itina ile değinilmemiş, göz ardı edilmiş. he canım he, en çok duyarlı olan, en asil duygunun insanı sensin. o sürekli tek bir kişiye çalıştırdığın vicdanına da diyecek yok.

    ece bu maçı istese şu noktada bile çevirebilirdi. olgun davranıp benan'dan af dilerdi, adamın kızlarına sahip çıkardı, aile hakkında ılımlı ve tamir edici demeçler verirdi. ama yok, ortada kocasının cenazesi varken bile 'tercih edilen benim' yarışında. şimdi ben bu kadının acısının neresine saygı duyayım. zaten ölen kocasının ne olduğu da belli değil. kusura bakmazsanız, duyar hakkımı başka bir ünlüde kullanmayı tercih ederim.

  • (bkz: the godfather)

    edit: aslında bir şey yazmayacaktım çünkü zevkler farklı farklıdır birisinin izleyip çok beğendiği filmden bir başkası zevk almayabilir ama yine de godfather filmini düşünerek, detaylara dikkat ederek izleyen bir insanın bu filmi umursamıyorum demesi bana imkansız geliyor. bu film size sadece bir mafya filmi olarak geliyorsa tekrar izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. başka bir filmde geçen bir diyalogda dendiği gibi, bu film aslında bir film değil “hayatın tüm sorularına bir cevaptır”.

    corleone'un yaptığı şey kesinlikle mafyacılık oynamak değil, adaleti sağlamaktır. bunu yaparken para için değil dostluk için, dostları için, gerçekten adaleti sağlamak için yapar. bununla ilgili bir dostu ile yaşadığı muhteşem bir diyalog vardır, uzamasın diye yazmıyorum ama özet geçecek olursam bir tanıdığı corleone’den kızına zarar veren adamları cezalandırabilmek için (polis cezalandırmıyor bu arada suçlulaları) yardım istiyor ve karşılığında her şeyi veririm diyor, karşılığında aldığı cevap ise “sen benim dostluğumu hiç önemsemedin” dir. sırf bu sahnenin üzerine bile saatlerce konuşabilirim, hani şikayet eder dururuz ya bazı insanlar sadece işi düştüklerinde arar bizi neden diye, al sana cevap işte, sen böyle pat diye cevabını vermezsen karşıdaki insana o yine işi düştüğünde arayacaktır seni. daha bir sürü muhteşem diyalog var tabi ben sadece corleone'un ihaneti asla kabul etmeyip cezalandırırken, dostları için her şeyi yapabilmesine, dostlarını bir nevi kardeşi gibi görmesi olayına örnek verdim sadece. bu kadar konuşmuşken söylemiş olduğu şu sözü de paylaşmadan gitmeyeyim,

    "friendship is everything. friendship is more than talent. it is more than government. it is almost the equal of family. never forget that."

    bir de düşmanları için söylemiş olduğu şu söz var adalet duygusunu çok daha iyi anlayabiliyorsun burada

    "never hate your enemies - it affects your judgement."

    daha böyle tarifsiz güzel vecizeleri var ama hepsini paylaşıp suyunu çıkarmayacağım tabi.

    imdb’de birinci sırada olsun illa da demiyorum, aslında tek demeye çalıştığım imdb’de birinci sırada olsun olmasın umursanması gereken bir filmdir.

  • yeter artık sözlük erkekleriyle uğraştığınız yeter.

    bırakın da istediğimizi giyelim, istediğimiz gibi dolaşalım. sizin yüzünüzden eve giderken teflon tavayla önümü kapatıyorum, artık yeter.

  • japan is weird'da yer alması gereken tatlı. bir çilek son damlasına kadar nasıl kullanılırın kanıtı.
    aplanın korkunçlu tırnakları yüzünden mi bilmiyorum çoğu yerde dikkatim dağıldı. hayatım gözlerimin önünden geçti, uyudum uyandım falan. hof. o neymiş ya?

  • engin geçtan ın insanın yüzleşmek istemediği yönleriyle yüzleşmesine neden olan kitabı. özellile önsözünde "bazı bölümleri okurken sanki belirtilen sorunlar insanın kendinde değilde sadece çevresindekilerde varmış gibi değerlendirilir, oysaki bu durum, o sorunuyla insanın yüzleşmek istemediğinin bir göstergesidir" vurgusu belirtilen sorunları okurken kişinin kendinde de tespitler yapmaya yönelmesine ve böylece daha da etkilenmesine neden oluyor.