hesabın var mı? giriş yap

  • o sırada birilerinin ana-babası ambulansla hastaneye yetişmeye çalışırken can çekişti, birileri eşini doğuma yetiştirmeye çalışırken trafiğe saplandı vs. vs.

    200 tl ödeyip çıkmışlar bugün. hani paran varsa bir şey olmaz sana bu ülkede diyeceğim de, 200 tl lan. zorbalık bu kadar ucuz olmamalı.

  • o değil de, bu nihal ilerde avukat falan olursa nasıl savunma yapacak çok merak ediyorum*

    -müvekkilimin toplumdaki itibarını zedelemek için tamamen delilsiz suçlamalar yapılarak iftira atılmaktadır !

    -paaardooooon ? sen müvekkilini çok "popi" bir yaşam formu falan sanıyosun gaaalllbaa

    -?????!!!!

    -hakim bey görüyosunuz, terbiyesizlik online..kih kih kih

  • esnaf sandığa giderken şu sözleri unutmasın dediğim açıklamardır.

    ''allah'a hamdolsun ki bu salgın günlerinde kongremiz lebaleb dolu. ''

  • adamın attığı tweet burada:

    https://twitter.com/…kins/status/502106262088466432

    haberin içeriğinde tweetler gerçek çevirisiyle verilmiş.

    "bir kullanıcının, “dürüst olmak gerekirse, down sendromlu bir bebeğe hamile kalırsam ne yapardım bilmiyorum. gerçekten ahlaki bir ikilem” şeklindeki ifadelerine “kürtaj yaptırıp yeniden denersin. seçeneğin varsa, onu dünyaya getirmek ahlaksızlık olur” diyerek yanıt verdi."

    dawkins'in görüşü size yanlış gelebilir ancak, "down sendromlular ölsün" demek ile "down sendromlu olacağı bilinen birini hayata getirmek yanlış olur" demek arasında dağlar kadar fark olduğu da bir gerçek. yalan yanlış başlık atmanın/açmanın insanları provoke etmek dışında bir anlamı yok.

    edit: habertürk haberin başlığını "ingiliz profesörden tartışma yaratacak öneri!" olarak değiştirmiş. dün "down sendromlular ölsün!" yazıyordu.

  • özet: yazar gidiş-dönüş olarak aldığı biletin dönüş yolculuğuna 9000 tl ekstra para ödeyerek iade edilebilir opsiyonu ekletmiş.

    iade etmek istediğinde de gidiş-donüş biletlerin gidiş kısmı iade edilebilir olmadığı gerekçesiyle yazarın 40 bin lirasına bildiğin çökmüş.

    hatta üstüne, bilet alınırken dönüşe iade edilebilir opsiyonu ekletirken "gidişe ekletmediginiz için olmaz" diye hiçbir ibare çıkmamış ve 9000 tl bildiğin cukkalanmış.

    bu rezalet değil. bu bambaşka bir seviye.

  • sanirim herkes hoslandigi, begendigi kisilerle bulusmus ama ben bu deneyimi en yakin arkadasimla yasamistim.

    12 yasinda bi sims forumunda (bkz: simaniac com) tanismistik. bir iki seneye, artik ne konustuk, nasil yakinlastik cok hatirlamasam da, yakin arkadas olduk. internete girdigimde ilk yaptigim msn'i acip online mi diye bakmak olurdu. aramizda 4 yas vardi ama en az benim kadar cocuksuydu, muhabbetimiz cok cocuksu ve tatliydi. sanki kardesimle konusuyormus gibi hissediyordum. birlikte super kahraman oldugumuzu hayal ederdik, ayni online oyunlari oynardik, ayni animeleri izlerdik, tanistigimiz forumdaki insanlari cekistirirdik. okulda da cok yakin arkadasim vardi ama onu en az okul arkadaslarim kadar cok seviyordum, baskalariyla paylasamadigim seyleri onunla paylasiyordum.

    sonra ben liseye gectim, o universiteye gecti. ben lise 1 ve 2de cok arkadas edinemedim, diger arkadaslarim da baska liselere gitmisti. kendimi yalniz hissediyordum. o ise universitedeki bolumunden memnun degildi, cift anadal yapmaya calisiyordu, dolayisiyla cok fazla calismasi gerekiyordu. ben cok mutsuzdum, onun da mutsuz oldugunu tahmin ediyorum, cok belli etmezdi boyle seyleri. okuldan doner donmez internete giriyordum, msn'de saatlerce konusmak icin can atiyordum. okuldakilerin ergen muhabbetlerinden sonra birlikte yaptigimiz cocuksu muhabbetler bana cok iyi geliyordu.

    derken lise 3'e gectim, hala okulda kendimi yalniz hissediyordum. 6 senedir arkadastik, artik en yakin arkadasim olmustu. hep ergenken soyledigimz bir sey vardir ya "beni en iyi anlayan oydu" diye, benim icin o insandi. fakat ben ankara'da yasadigim, o istanbul'da yasadigi icin hic bulusmamistik. o senenin temmuzunda bir dugun icin ilk kez istanbul'a gittim, hemen bulusma karari aldik. birlikte benim kaldigim otelin cevresinde dolandik, ozsut'te tatli yedik. bır suru fotograf cekildik. ikimiz de biraz utangactik fakat cok eglendik. yolda annemlerle karsilastik, annem ve babamla tanisti. annem "seninle yasit gibi duruyor, dedigin kadar cocuksu ve neseliymis" dedi onun icin. o gun uzulerek ayrildik.

    dort ay sonra bir gun, sebepsiz yere okuldan kacip eve geldim. msn'e girer girmez ortak bir tanidigimiz bana bir link atti. linki actim. linkte arkadasimin okula giderken trafik kazasi gecirdigi, kamyonun altinda ezildigi ve hayatini kaybettigi yaziyordu.

    o gun hem hafizama kazinmis, hem de surekli agladigim icin biraz bulanik. annemin "keske o gun sizinle karsilasmasaymisim, o kizla tanismasaymisim" diyerek benimle birlikte agladigini, abimin beni alip ozsut'e goturdugunu, orda birlikteyken yedigimiz tatlidan yedigimi hatirliyorum.

    uzerinden 5 sene gecti, onun vefat ettigi yastan 1 yas buyugum. hala arada onu animsatan bir sey oldugunda aglayabiliyorum. fakat bunun disinda onu dusundugumde hep gulumserken buluyorum kendimi. oldugune uzulmektense onu tanimis oldugum icin, bana kattigi seyler icin mutlu oluyorum.

    en cok da o olmeden once bir kez olsun gorusmus oldugumuz icin mutluyum. o gun utanip haber vermesem, o da uc saat otobuse binip yanima gelmese bir zamanlar en yakin arkadasim olan insani hic gormemis olacaktim. ve hayatimin o donemiyle ilgili bir seyler hep eksik kalacakti.

  • hakkinda gelisiguzel birkac bilgi vermek istedigim oyun turu.

    -klasik point and click adventure oyunlarin en buyuk pazari almanya'dir. normalde butun oyun turlerinde en cok satis yapilan ulke amerika olmasina ragmen adventure soz konusu oldugunda en cok satis almanya'dadir. bu sebeple adventure oyun gelistirme isine heves ediyorsaniz mutlaka almanca dil secenegi eklemeye bakin.

    -almanlar sadece adventure oyun satin alma konusunda degil, yapma konusunda da birinci siradadir. en cok adventure oyun ureten millet almanlardir. ama artik zamaninda lucasfilm lucasarts oyunlarindan ne kadar etkilenmislerse, her oyuna mizah ekleme, sarkazm ve ironi dolu karakterler yaratmaya cabasiyla kivranip dururlar. "e ne guzel iste" demeyin. sorun su ki bu dumbuk alman milleti hic komik degil. sadece oyunlarinda degil, filmlerinde de, televizyon sovlarinda da, dizilerinde de, gercek hayatlarinda da, ulan mizah dergilerinde bile komik degiller. ama nedense komik olmadiklarini bir turlu kabullenemiyorlar ve utanc verici sozde mizah cabalarina devam ediyorlar. eger aranizda alamanci varsa bi zahmet mizah yaptigini sanan her almana sunu desin; "dostum siz araba yapin, hep araba yapin, sadece araba yapin".

    -klasik adventure mekanigi gunumuzde cok sakil kaldigindan zaten pazari cok kucuk olan turde oyun satislari gunden gune iyice dusmektedir. action adventure veya interactive movie tarzi oyunlar yegane satan adventure turudur. eger adventure oyun gelistirme hevesiniz varsa, choice matter tarzi secimlerin hikaye gidisatina etki ediyormus gibi gozuktugu secim yapmali adventure tarzina yonelin (hem onun yerine kimi sececeksiniz ki? guybrush'da liderlik vasfi yok bir kere). ya da aksiyon (catisma sahnesi, zaman kisitlamali el becerisi bolumleri vesaire) iceren oyun yapin. tabii ozellikle aksiyon konusu kodlama konusunda kabus olacak, collision'lar hitbox'lar falan derken en sonunda "lan ben bu kodumunun adventure turuyle zaman kaybedecegime direkt aksiyon oyunu yapiyim o zaman" diyerek komple cozutabilme ihtimaliniz de var, orasi da size kalmis.

    -choice matter tarzi (yani "heeey secim yaptim ve oyunun gidisati etkilenecek" gibi) adventure oyunlar tasarlamasi kolay gozukse de bir noktadan sonra corba oluyor (corba demisken en sevdigim corbanin mercimek corbasi oldugunu soylemis miydim? size ne mi bundan? cok kabasiniz...) bugfix olayi o kadar berbat ki cinnet gecirirsiniz. o yuzden illa ki secimli adventure yapacaksaniz once birkac tane text tarzda yapin. omurgasini saglam kurdugunuza emin olmadan grafik ve kodlama isine girisip hayattan sogumayin.

    -adventure game jam'lerde surekli klasik tarzlarda adventure'lar yapiliyor ama oyuncu kitlesi o kadar az ki bedava dagitilmalarina ragmen indirip oynayan olmuyor. o yuzden klasik turde israrci olmayin.

    -ne kadar kabul etmesekte asiri hiz cagindayiz. bir siteye tikladigimizda eger en gec 5 saniyede acilmamissa bir sorun oldugunu dusunuyoruz internet baglantisini kontrol ediyor hemen baska siteleri deniyoruz. bir ikona tikladagimizda 2 saniyeden gec aciliyorsa telefonun bilgisayarin yavasladigini dusunuyoruz. arama motorlari, akilli telefonlar bizim yerimize dusunup hatalarimizi duzeltiyor. bir daha hic arnold sivarzenegenegel'in ismini dogru yazmaya cabalamak zorunda degiliz. arama motoruna "arnol" diye yazmaya basladigimizda hemen tamamliyor arnold schwarzenegger diye. hatta inat edip arnolt sivasdangelingel yazarsak hemen "bunu mu demek istediniz: arnold schwarzenegger" "bunun icin olan sonuclar da gosteriliyor: arnold schwarzenegger" diye toparliyor. birakin yeni tanistigimiz birinin telefon numarasini, en yakin arkadaslarimizin ailelerimizin telefon numaralarini bile ezberlemiyoruz, akilli telefonlar bizim icin ezberliyor. boyle bir cagda "yeni adventure oyunum icin super bir puzzle buldum, cozmek icin cok kafa patlatmalari gerekecek" diye aylarca beyin firtinasi yapip tasarladiginiz sahne ve bulmaca eger 5 dakika icinde cozulemiyorsa hemen youtube'dan bakilacak ve gecilecek.

    - yukaridaki sebepten 80'ler ve 90'larda bir adventure oyuna yuzlerce saat ayrilip cozum bulunamayinca her ekranda her yere tiklanip inventory'deki her kombinasyon deneniyordu cunku cozume ancak oyle ulasiliyordu. simdi boyle birsey saka gibi geliyor haliyle.

    -eskiden bize hamallik gibi gelen biriyle konus yirmi sahne sola git oradan bisey al yirmi sahne saga gel adama ver ondan aldigini tekrar 20 sahne sola gotur gibi seyleri cikarinca geriye the incredible machine gibi durmaksizin puzzle cozmek ve cok kisa bir oynanis kaliyor (bu cagda kimse bulmacaya yuzlerce saat ayirmayip youtube'dan cozume bakacagi icin). eger bu hamallik kismini cikarmazsak bu sefer de bu oyun mekanigi bu asiri hiz caginda cok sakil ve hantal kaliyor.

    -eger oyunu kaliteli sekilde uzatmak icin bol karakter, bol mekan, bol animasyon ve olay orgusu koymaya calisirsaniz oyunun yapim suresi ve maliyeti cok artacak ama siz oyunu yine de cok ucuza satmak zorunda kalacaksiniz cunku artik kimse bu oyun turune uc bes kurustan fazla vermek istermiyor, verecek dinazorlarin sayisi da maliyeti kurtarmaya yetmiyor.

    -inanmasi zor ama 90'li yillarda adventure oyunlar yapim butcesi en yuksek oyunlardi, butun firmalar para yagdiriyordu kaliteli oyunlar yapilsin diye. cunku en cok adventure turu oyunlar satiliyordu, en cok kar o turdeydi. ama artik o zamanlar geride kaldi, o kadar butce ve yetenekli ekibi boyle karsiz ve oyuncusu olmayan bir ture toplamak imkansiz ve anlamsiz.

    -ozellikle yasi kemale ermis dinozorlar (bu ben degilim, ben daha gencecik yumurta gibi cocugum) "aaah aahh nerede o eski adventure'lar" geyiginden vazgecemese de oturup oyun oynamiyor cogu artik, oynadiginda da piraysitason'da god of war, last of us, red dead redemption falan oynuyor. cogunun yeni cikan adventure'lardan haberi bile yok.

    -adventure oyunlarin satis rakamlari o kadar kotu ki artik nostalji retro geyikleri bile kurtarmiyor.

    -sozun ozu; adventure o kucukken cok sevdigimiz bize hep pogaca kek yapan nenemiz gibi. ne kadar uzulsek de, o gunleri ozlesek de, nenemiz yok artik, attaya gitti o. hadi siz de aglamayin artik, olenle olunmez. hem bi yastan sonra pogaca kek falan direk bel cevresine gidiyomus, artik yulaf ezmesi brokoli ve enginar yemek lazimmis doktorlar oyle diyo.

  • yananı görür allah ve bebek coverlarıyla beni benden alan güzel sesli, yetenekli insan. herkes gibi ben de jakuzi havası sezdim. ee onu seven bunu da sevdi haliyle. keşke spotifyda da görebilsek kendisini ama telif sorunu yüzünden muhtemelen göremeyeceğiz uzunca bir süre. muazzam coverlarının devamını dileyelim.