hesabın var mı? giriş yap

  • nedense pek merak edilen bir meseledir ve "o öyle bir ruhtu ki" değildir. gerçek her dem çiğdir. ortamlardaki kadın kıtlığı. o dönemi şöyle anlatırsak eğer durumun vahametini daha iyi fark edersiniz. tomris uyar liseden mezun olduğunda liseden mezun olan öğrenci sayısı 20 bin civarı. bunun dörtte biri anca kadın. yani 5 bin civarı liseden mezun kadın var. bunların sanat sepetle ciddi ciddi ilgileneni birkaç yüz ancadır. bu birkaç yüzden sanat sepet ortamlarında takılanı elli altmış ancadır. bir de bunların istanbul'da takılanı da bir yarısı kadardır. bir de bunların ciddi bir beraberliği ya da evliliği olmayıp ortam simalarıyla yakınlaşma ihtimali olanı da elde kalan yarının da yarısı falandır anca. yani ortamlarda bir düzine kadın ya var ya yok. birkaç yaş genç, birkaç yaş büyük kadınları da ekleyelim. tüm istanbul enteliz danteliz, sürüden farklı yaşarız kafasındaki yüzlerce bohem hayat erkeği eldeki elli civarı kadına bakıyor. ha bu elli kadın da aynı zamanda güzel yahut eli yüzü düzgün kadın olmuyor. yanisi aç kitlenin gözünü diktiği kadın sayısı aslında toplamda 10 falandır. manzara bu özetle.

  • ön bilgi: bu dört sayılı entry'dir. ilk yazanlar yazdıklarını silerse diye peşinen yazıyorum.

    1. parti binası önünde cılız bir kalabalık "kaybetsen de seviyoruz." içerikli gösteri yapacaktır.
    2. akp merkezinin ışıkları erkenden sönecek ve herkes evine gidecektir.
    3. erdoğan aynı gece ankara'dan üsküdar'daki evine geçecektir.
    4. kısıklı'da da bir iki kişi sevgi gösterisi yapacaktır. ama uzatmadan onlar da evlerine dönecektir.
    5. sonra türkiye'de her şey çok güzel olacaktır.

  • cihan kolivar: kimse korkmasın söyleyeceğini söylesin silivri soğuk değil. benim evde kalorifer yanmıyor burada yanıyor” demiş.

    'türk milletini alenen aşağılama’ suçlamasıyla gözaltına alınan ancak ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten tutuklanıp silivri cezaevi’ne konan ekmek üreticileri sendikası başkanı cihan kolivar, “neye göre yargılanıyorum, anayasaya göre mi, cumhurbaşkanının anayasasına göre mi?” dedi. kolivar, insanların cesaretli olması gerektiğini belirterek, “silivri soğuk diyorlar, ama hiç soğuk değil. benim evde kalorifer yanmıyor burada yanıyor” demiş.

    link

  • bir gaspçı - playboy kulaklı tip
    bir tane chewbacca
    bir tane çük kaldıran ku klux klan üyesi kişi
    bir tane gandalf
    bir tane görünmez adam

    içeren garip düğün. nasıl bir ritüel anlamadım. bu arada gözümden kaçmış olan garip karakterler olabilir, onları da siz yazın. gerçi o düğündekilerden hangisi normal insan onu da bilemedim.

  • şu başlık okuyunca görülüyor ki videoyu izleyip imrenen kadar beğenmeyen ve kötüleyen de var. yazarlardan biri danışıklı dövüş yazmış. ilginç geldi.

    danışıklı dövüş'ün anlamı, ortada bir anlaşma olduğu halde yokmuş gibi davranmak ve insanları kandırmak. yani böyle konuşuyorlar videoda ama, anlaşmışlar. kimi kandırmak için? belli değil. türkiye gibi sivil ve bireysel özgürlüklerle alakası olmayan ülke vatandaşlarına "bak biz çok özgürüz, siz değilsiniz" mesajını vermek için? danışıklı dövüş olduğunu yazan kişinin söylediği bu. özgür olmalarıyla ilgisi yok, öyleymiş gibi davranıyorlar.

    kafalar ilginç.

    obama ile sözünü kesen arasında bir anlaşma olduğu doğrudur. aralarında bir kontrat vardır. o kontrata göre her ikisi de düşüncelerini özgürce ifade edebilirler ve bu özgürlükleri anayasa maddesi ile garanti altındadır. obama konuşurken sözünü kesen kişi bu kontrata güvenerek konuşmaktadır. obama da kontratın taraflarından biridir.

    abd'de de olmuyor mu bu tip bireysel özgürlüklerin kimi zaman kısıtlandığı durumlar? pekala oluyor. ülkenin ve sisteminin vizyonu şudur: abd özgürlükler ülkesidir ve bu vizyonu oluşturan, vizyonlarına sahip çıkan amerikan halkıdır. özgürlüklerin kısıtlandığı durumların artmasını ve normlaştırılmasını hiç istemezler. o yüzden ekranda sözü kesilen başkanları medeni davranır.

    sivil ve bireysel özgürlüklerden haberi olmayan kişilere sorsan tabi danışıklı dövüş. yalandan da olsa şunu biz de görelim demiyor da danışıklı dövüş diyor. bildiğin köle.

  • karadeniz bölgesinde bir iş yemeği. masada genel müdürler, proje koordinatörleri, yöneticiler vs 20 kişilik bir ekip. sofrada da malesef çükündür var.
    malesef diyorum çünkü bir gün öncesinde çok daha mütevazi başka bir sofrada yine vardı ve adının ne olduğunu o zaman öğrendim. belli ki iyi öğrenememişim.
    karşı şirketin proje yöneticisi kadınla yan yanayız. ağzına bir parça çükündür attı. bana dönerek;

    - hmm bu ne ki acaba?
    + sikindir.

    bazen gürültülü bir ortamda yüksek sesle konuşurken herkes bir anda susar ya, işte öyle yankılandı bu söz. ama ben gerizekalı kendimden o kadar eminim ki sözlerime devam ettim;

    + evet bana da garip geldi, ama sikindir deniyor işte, insan yedikçe alışıyor, ehehe!

    kadın hiçbir şey diyemedi, ortalık iyice gerildi. tam o anda diğer tarafımdam yediğim dirsek darbelerini fark ettim. baktığımda dün çükündürü kendisinden öğrendiğim arkadaş gülmekten kıpkırmızı olmuştu, kulağıma eğilerek;

    - oğlum sikindir değil lan naptın, çükündür o!

    işte o anda sikindir/çükündür her ne boksa onunla aynı renk olduğumu hissettim.