hesabın var mı? giriş yap

  • ımamoglu'nun gereken şartları taşıdığının birer birer ortaya çıkması durumu.

    magduriyet ===> check
    hapis tehdidi ==> check
    muhtar bile olamaz ===> check
    diploma ===> check
    cumhurbaskanligi ===> loading

  • bir ögrencim yaklaşık 20 gün önce trafik kazasında babasını kaybetti.
    henuz 4 yaşinda..
    baba sevgisine en çok ihtiyaç duyduğü yaşta..
    şu sıralar olayın pek farkinda değil fakat yıllar gectikçe babasının eksikliğini derinden hissedeceğini bilmek beni çok üzüyor..
    üniversiteden mezuniyetinde kep atarken babasını aramayacak gözleri.
    dügününde babası ile karşilikli oynayamayacak.
    allah babasız herkese sabır versin..
    ve eşini kaybeden herkese..
    bir şairin de dediği gibi; insan babası ölünce büyüyor.
    ama ben 4 yaşindaki öğencimin büyümesini hiç istemiyorum..

  • insana zöttirik bir müzik grubundan çok farklı çıkarımlar yaptırırlar. şu el kadar kızların sahip olduğu ciddiyeti ayakta alkışlamamak mümkün değil. daha 15 yaşına basmadan saatler süren konserler vermek, dünya turnelerine katılmak, her üç beş ayda bir albüm çıkarmak, bu popülarite ve para altında şımarmadan işlerine devam etmek... bir de bu sürenin içine eğitimlerini aksatmadan devam ettiklerini ekleyin. şaka gibi.

    japonlar çocuklarını çok küçük yaştan her konuda sorumlu ve bilinçli olacak şekilde yetiştiriyorlar. biz liseye başlamış eşek kadar çocuklara hala agucuk gugucuk yaparken japonlar çocuklara beş yaşından itibaren eğitim vermeye başlıyorlar. biz çocuğu kaçırırlar endişesiyle bir saat önceden gidip okul kapısında beklerken orada çocuklar ders bittikten sonra el birliğiyle sınıflarını ve okulu temizliyorlar. hayat boyu eğitimleri hiç bitmiyor. sabah okula gidiyor eve gelip yatmıyorlar. öğleden sonra mutlaka bir spor ve sanat dalı ile ilgili kurslarına gidiyorlar. o olmadı ek bir dil için eğitim alıyorlar. çocuklara hemen bir hayvan satın alınıyor. kedi olur köpek olur farketmez. küçüklüğünden o çocuğa emanet ederek bir canlının sorumluluğunu taşımayı öğretiyorlar. okulda yaptıkları temizlik yetmiyor bir de mahallenin haftalık temizlik günlerinde yaşlılara yardımcı oluyorlar.

    orada yaşayan yakın bir arkadaşımın çocuğu aynen bu sistem içerisinde büyüdü. çocuk şu an 16 yaşında. japonca ve türkçe ana dili buna mukabil çok iyi derecede ingilizce konuşuyor ve fransızca derslerini şimdiden almaya başlamış. karate ve yüzmeyle profesyonel seviyede ilgileniyor. üstüne üstlük bir japon çalgısı olan shamisen çalmayı biliyor. şimdi bu çocuğun üniversiteye kadar daha iki senesi var. bir de düşünüp doğru karar verebilmesi için bir yıl boşluk yaratmışlar. o esnada neye dönüşeceği belli değil. lan biz bu çocuğun üniversite görmemiş hali kadar olabilmek için kırk yaşına kadar çabalıyoruz yine de o seviyeye erişemiyoruz. şimdi bununla bizim üç beş saatlik okuldan gelip anasına babasına şımarıp internet/tv başından kalkmayan çocuğu nasıl bir tutacağız?

    babymetal'i o yüzden çok takdir ediyorum. bu yaşta bu kadar ciddiyetle üst seviyede işlerin altından kalkabilmelerine çok şaşırıyorum. batıda en son imkanlara sahip justin bieber gibi bebeler bile o stresi kaldıramadı. büyüyene kadar yemedikleri bok kalmadı. hatta bir çoğu büyüyemeden silindi gittiler. doksanların başında çıkan kris kross bebeleri bir kaç yıl sonra kendilerini kaybettiler. en son bir tanesi fakirlikle boğuşurken diğeri uyuşturucudan gitti. bizdeki örneklere hiç girmeyeyim. elimde başarısını devam ettirebilmiş tek örnek küçük emrah. onun da ne olduğunu az çok biliyorsunuz.

  • bir hafta evvel tecrube ettiğim esnaf lokantası.

    eşimle önceki seyahatlerimizde geç uğradığımızdan olsa gerek kapalı bulduğumuz mekana bu kez erken saatlerde giderek enfes kebabının tadına bakma fırsatı bulduk. minicik ve eski bir mekan. gider gitmez kişi adedine göre bölünmüş soğan peçete üzerinde masaya konuyor. sonrasında hafif et suyuna bandırılmış pide ekmeği eşliğinde etiniz geliyor. (gittiğimiz saatte pilav kalmamıştı) kuzu eti sevmeyen bünyeme bile ikinci porsiyona niyetlendirmiş bir mekan ancak ikinci porsiyonu yemedim elbette. gittiğimizde sadece tek bir masa boştu ve içerisi dar olmasından mütevellit oldukça kalabalıktı. hepi topu 6 masayla hizmet veren mekan lezzetinden sual olunmayacak güzellikte kuzu eti pişirmekte. afyon'dan geçiyor olsanız dahi mutlaka uğranıp tadına bakılmalı.

    yalnız bir şey belirtmek istiyorum ki türkiye'nin en iyi kuzu kebapçısı olmadığı kanaatindeyim. sadece yolunuz o civara düşmüş ise tadına şiddetle bakmanızı önerebileceğim bir mekan.

  • indiremiyoruz zaten ifradını s.ktiğimin adil kullanım kotası yüzünden. internetten bile haram yedirmiyolar bize arkadaş, illa hepsini kendileri yiyecek aq

  • 5 gün değil ama en azından 1 gün verilmesi gerçekten hak olan izindir. sadece karın ağrısıyla açıklanacak bir sıkıntı değil çünkü miden bulanıyor, başın ağrıyor tüm bağırsak sistemin çöküyor. işe giderken toplu taşıma falan da kullanıyorsan gerçek bir işkence. bunun az -çok tehlikeli iş grubuyla da alakası yok. ofis çalışanıyım yine olmuyor. ki acı eşiğim epey yüksektir. ayda 1 günden kimse batmaz bence. insanlık hakkı kadar doğal bir hak bu da.