hesabın var mı? giriş yap

  • çalışma masanızda otururken 2-2,5m üstünüzde, tam da sizinle aynı hizada bir başkasının kabahatini yapıyor olması, üstüne üstlük bir de çalışırken kafanızın üstünde sifon çekilmesi ihtimalini ortadan kaldırdığını düşününce, belki de şükredilecektir.

  • çok zengin olmasına rağmen emlak vergisi vermemek adına evde kalmayıp ucuz ve varoş hotellerde yaşamını sürdürmüş, her gün aynı siyah elbiseyi giymiş insan. bu kadın o kadar cimriymiş ki dediklerine göre elbisesinin yalnızca alt kısmını, yani yerle temas ederek kirlenen kısmını arada bir temizlermiş. sebebi de sabuna para vermek istememesiymiş.

    ned adındaki oğlu dizini sakatlayınca para vermemek için tedavisi yaptrmamış, daha sonra doktorlar kangren olması yüzünden çocuğun bacağını kesmek zorunda kalmışlar.

    hetty green 81 yaşındayken marketteki bir satıcı ile 1 şişe sütün fiyatı için tartışmaya girişmiş. kadın o kadar sinirlenmiş ki kalbi buna dayanamamış ve kalp krizi geçirip orada ölüvermiş.

    sonra ne mi olmuş? ned giden bacağının intikamını alırcasına miras kalan tüm parayı partilerde, tatillerde ve pahalı mücevheratlarda harcamış.

  • başlık: berberde yaşadığım ibretlik olayy

    berber nihat abi saçlarımı kesti, son olarak da ensemi toparlayacaktı. başını öne eğ dedi, ben de 'ben türküm, kimseye baş eğmem' dedim. o anda radyodaki şarkı yerini istiklal marşına bıraktı. marş bitince nihat abi, ben de dahil oradaki 4 kişinin saçını asker traşı yaptı ve sonra inzibat geldi, bizi gönüllü olarak askere aldılar..

    özet: akılalmaz bir olay..

  • ceplerinde çok fazla paralarının olmamasıdır.
    özellikle anneleri için yapmak istedikleri çok şey vardır, ama yapamazlar.

    gökyüzünün mavisinden çok, eskimiş ayakkabılarına bakarlar.

  • ben küçük bir çoçukken şehrimizde muz esnafı vardı.

    evet, yanlış duymadınız, muz esnafı.

    bir kişi dükkan kiralar ve orada yalnızca muz satardı. ara sırada bazılarının kivi de sattığı olurdu.

    tıpkı manav gibi, ama yalnızca muz satılırdı.

    o zamanlar muz, kivi falan şimdinin ejder meyvesi, pitahaya denilen nebatatlarından bile daha pahalıydı...

    bu entriyi neden mi yazdım ? öylesine, eski günler aklıma geldi.

    kriz zamanlarıydı o zamanlar. her şey pahalıydı. ama yine de mutluyduk.

    şimdiye bakıyorum; yine her şey pahalı. hem de ateş pahası. dahası, bugün mutlu da değilim.

    ben yeni türkiye'yi hiç sevmedim sözlük. hiç mi hiç sevmedim hem de.

  • eurovision'da puan vermeyen ülkelerin turistleri bana sormayacak mı sultanahmet nerede? diye, karaköy'e yollamazsam adam değilim!

  • bıktırmış açıklamadır.

    ne ekmekmiş arkadaş ya. abi ben anlamıyorum. bu çocuk ekmek almaya değil de polis taşlamaya gitse ne olacak, öldürmeye hakkınız mı oluyor nedir ?

    yeter artık, almayın bu çocuğun adını pis ağızlarınıza.