hesabın var mı? giriş yap

  • herkes birbirinin gözünün içine bakıyor. kim olduğunu anlamak için. araçların plakaları takip ediliyor.

    artık otobüs bekleyebileceğim bir durak yok. hoş, kimse de durakta beklemiyor. deli gibi yağan yağmura rağmen görece yoldan biraz daha uzak ve güvenli olan, üstü açık bir yerde beklemeyi tercih ediyorlar. ve tabi etraflarındaki her şeyi inceliyorlar yine.

    otobüsün içinde de herkes gergin, birbirini incelemekle meşgul. kızılay - sıhhıye - ulus civarını geçtikten sonra bir rahatlama oluyor. sanki güvende hissediyorlar kendilerini.

    kaç gün buna katlanabileceğiz bilemiyorum.

  • anlatayım da içiniz soğusun.

    20 - 25 dakika önce evinde lazım olduğu için bizdeki ufak taş motorunu istemeye geldi mahalleden bir komşu. ayaküstü de muhabbet ettik beş on dakika.

    bu komşunun çalıştığı fabrikanın sahibi kendi şahsî hesabından bütün işçilerine 1000'er liralık migros alışveriş kartı vermiş.

    tabii ki çok güzel bir davranış. yüzlerce çalışanına gönlünden kopmuş yardım etmiş adam bu salgın döneminde kullansınlar diye. gelin görün ki bizim bu komşu abi fabrikada " migros'tan alışveriş çeki vermiş çünkü orada içki de satılıyor " gibi laflar etmiş.

    bir de bize anlatırken öyle sinirli, öyle kendini haklı görür bir hâlde ki!

    bu konuşmalarını patrona iletmişler tabii ve adam da verdiği kartı geri almış.
    utanacağı yerde hâlâ kendini haklı görüyor bizimki de.

    babam, " kendin kaşınmışsın. cuma'ya bile gelmiyorsun, sonra olur olmadık yerlerde adamlık yapmaya çalışıyorsun! " diye cevap verdi de " iyi akşamlar " dedi gitti adam öylece motoru alıp.

    zerre acımadım.
    bre malın önde gideni! evinde çoluk çocuğun var. ne güzel 1000 liralık alışveriş hakkın olacaktı durduk yere.
    ne diye şov yapıyorsun?

    toplumda artık çok var bu tipler o yüzden gerçekten iyi olmuş diyorum.
    böyle sert tepkilerle akıllanırlar belki.

    dipçe: yine okuduğunu anlamayanlar doluşmuş başlığa! adam, " ben içki satılan yerden alışveriş yapmam! " demiyor. böyle dese kimse laf edemez ben de dahil. sonuçta adam buna mecbur değil. hatta böylesi iyi niyetli bir patrona durumunu doğru dürüst açıklasa idi eminim o patron o kartın yerine 1000 liralık normal bir çek bile verirdi gitsin istediği yerden alışveriş yapsın diye.

    yalnız bu komşumuz hem kartı kabul ediyor hem de patronun arkasından sallıyor! bu ikiyüzlülüktür! bunu eleştiriyorum. " adam neden içki satılan yerden alışveriş yapmıyor? " demiyorum!

  • kuşlar haricinde büyük büyük dedelerine yani dinazorlara görsel olarak en yakın akraba olan timsahlar, günümüzün canlı fosilleridir. işte bundan dolayı bir bilim insanı ekibi, pseudosuchia adı verilen soyu tükenmiş akrabaları da dahil olmak üzere timsah aile ağacının haritasını çıkarmış.

    bu haritaya göre timsahlar, kuşlar, dinozorlar ve pterosaurlarla aynı evrimsel mirasın halkasıdır. buna rağmen günümüzde yalnızca 24 timsah türüne karşılık 11.000 gibi yaşayan kuş türü bulunmaktadır.

    timsahlar, arkozorlar veya yönetici sürüngenler olarak adlandırılan, çoğunlukla soyu tükenmiş bir soyun yaşayan tek üyeleridir. bundan dolayı kuşlar ve timsahlar bu soy çakışmasından dolayı yakın bir akrabalık içerirler. işte bu akrabalık yaklaşık 251 milyon ila 200 milyon yıl öncesine, yani erken triyas'a kadar uzanır.

    pseudosuchia adı verilen bir grup yaklaşık 201,4 milyon yıl önce triyas-jura yok oluşu sırasında veya öncesinde tükenmiş ve bununla birlikte, timsahlar olarak adlandırılan bir gruba evrimleşerek diğer kuzenlerinden ayrılmışlardır.görsel

    bir çok canlının ortaya çıkmasında ki gibi timsahlarda bu ayrışmalar ve evrimin tetiklenmesiyle bu güne kadar geldi. bu zamana ulaşmak çetrefilli bir yoldan geçmekteydi; gök taşları gibi yok oluşlar , iklim değişikliği ve diğer türlerle oluşturduğu rekabet sonucu günümüz timsahlarının ve soyu tükenmiş akrabalarının çeşitliliğini şekillendirdiği hayatı bize göstermiş oldu.

    bunu gören bilim insanları bu gün bile bir milyon bitki ve hayvan türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, türlerin neden yok olduğunun ardındaki temel faktörleri anlamada kullanmaktadır.

    onun için yaşayan fosil olan timsahlar ve onların soyu tükenmiş akrabaları geçmişe ayna tutmamızda ve bizi devamlı şaşırtma devam ediyorlar.

    kaynak:1,2

  • "şimdi çıkmış geçenlerde birisi, elinde de gitar, biliyorsunuz bunlar gitar çalar, bağlama nedir bilmezler, ağzında da mızıka, diyor ki senin savcın varsa benim de bilmemnem var. ya sen kimsin ya. sen kimsin. bi de bana diktatör diyorlar, ben diktatör olsam sen cıkıp orada o lafları edebilir misin." putin.

  • sonuç editi:
    mahkemeye yapılan itiraz reddedildi. anadolufest'in haziran'a ertelendiği söyleniyor ama herkes biliyor ki o zaman da yaptırılmayacak.
    organizatörlerin açıklaması şurada.
    yasak kararına verilen destekler(!) ise şurada. imza koyan kuruluşlara bir bakın.
    -----------

    "eskişehir'de açık alanlarda yapılması düşünülen her türlü etkinlik, yürüyüş, oturma eylemi, stant/çadır kurma, afiş/pankart asma, konser, şenlik, festival vb 15 günlüğüne valilik tarafından yasaklandı" kaynak

    belirtilen bir sebep yok açıklamada.

    12 mayıs'dan itibaren 4 günlüğüne şehirde önemli bir müzik festivali olan (ve şu ana kadar 10bin bilet satılan) anadolu fest eskişehir vardı.
    sanatçılar ve program şurada
    organizasyonun açıklaması şurada

    sorarlarsa kimsenin yaşam tarzına karışılmayan özgürlükler ülkesi.

    hani meşhur twit var ya: "siyasetten bıktım, biraz da şununla ilgileneyim dediğiniz ne varsa gelip onu da s*kecekler. nefes alamayacaksınız"

    edit: kararda valilik, kaymakamlık ve siyasi parti etkinlikleri yasak dışında tutulmuş, resmi 19 mayıs törenleri yasağa dahil değil, ama zaten 19 mayıs törenlerinin etkisi de zamanla azaltılmış olduğu için yasağa da gerek yok

    edit: 12-13 mayısta eskişehir teknik üniversitesinin bahar şenliği de yasağa takılıyormuş

  • isyan günleri etkinlik programı şöyle:

    12:30 - ilkokul bahçesinde muhteşem havayi fişekli açılış
    13:30 - yerli esnafın cam-çerçevelerini indirme ve molotoflu saldırı etkinliği
    16:30 - 7-16 yaş arası gençlerin düzenleyeceği molotof ve küçük çaplı havayi fişekle insan vurma yarışması
    17:30 - içinde sivil yolcu bulunan belediye otobüslerini yakma yarışması
    18:30 - evlere kaçış
    20:30 - millet vekillerinin de katılacağı mağduriyet belirtici ağlama konuşması

  • üniversiteye geldiğimizde ilk sene kaldığımız yurtta tatar bir arkadaş vardı. o anlatmıştı. çocuk kazanmış üniversiteyi, atlamış gelmiş bir kaç arkadaşıyla kazan'dan istanbul'a. yurda yerleşmek için gittiğinde giriş katta "kazan dairesi" yazısını görmüş. sevinçten havalara uçmuş. bizim için özel oda yapmışlar diye sevindirik olmuş. o sevinçle gitmiş kapısına açmaya çalışmış, bakmış kapı kilitli. hemen yurt müdürünün odasına gidip, girmiş söze:

    - müdür bey şu odanın anahtarını alabilir miyim?
    + napıcaksın oğlum orayı?
    - ee kazan diaresi...

    müdür bu. durur mu basmış kahkahayı. çağırmış personeli. açtırmış odayı. gezdirmiş kazan dairesini. 1 sene o yurtta kaldık beraber, müdür her gördüğünde şöyle derdi:

    "ramis memleketini özlediysen açtırayım senin odayı, buharını içine çekersin"