hesabın var mı? giriş yap

  • bir alman*, bir isviçreli*, bir türk* konuşmaktadırlar. daha öncesinden alman kızın bir sürü saçma sorusuna muhatap olunmuştur.yeniden başlar:

    a: sizde erkekler dört kadınla evlenebiliyorlarmış, doğru mu?
    t: ` :yine mi `evet, evlenebiliyorlar
    a: gerçekten mi? peki araplardan farklıydınız hani?
    t:evet farklıyız, bizde kadınlar da dört erkekle evlenebiliyorlar
    a:nasıl yani?
    t: bak babamın 4 eşi var biri öz annem, annemin 4 eşi var biri öz babam, diğerleri üvey
    anne ve babalarım ama aslını söylemek gerekirse üvey anne ve babalarımın eşlerinden
    gelen üvey anne ve babaların sayılarını ben de bilmiyorum

    alman kız biraz duraksar, kafasından hesap yapmaya başlar, işin içinden çıkamaz. isviçreli ile türk yerlerdedir. sonra isviçreli kıyamaz, türk'ü bile şaşırtan açıklamayı yapar:

    i: onlar evlilik yasalarını bizden aldılar, sizden çok çok önce sizin bugün sahip olduğunuz haklara sahiplerdi.

    türk ve alman şok içinde kalırlar.

  • bir erzurumlu olarak daha beter olmalarını en içten dileklerimle belirtir emeği geçen herkesi tebrik ederim.

  • ''kütüphane gittiğim en kasvetli yerdi. bir süre sonra okuyacak kitap bulamaz olmuştum. kalın bir kitap çekip güzel bir kız bulana dek dolanırdım. her zaman bir-iki tane güzel kız bulunurdu. üç-dört iskemle öteye oturup bana asılacağını umardım. çirkin olduğumu biliyorum ama yeterince entelektüel görünmeyi başarırsam bir şansım olacağını düşünürdüm.
    bir kez bile işe yaramadı...''
    -charles bukowski

    başka söze ne hacet!

    edit: bahsettiğim yazı, ekmek arası kitabında geçiyor.

  • kesfi de soyle olan parcacik.

    (esas oglanimiz: hasan abi)

    bilimadamlari yaptiklari calismalar neticesinde guneste pek cok reaksiyonda enerji kaybina, ve yine bu sekilde dunya uzerindeki pek cok reaksiyonda enerji fazlaligina sahit olurlar. bulduklari denklemlerde bir nokta acik vermektedir. o zamanlarda buyuk yusuf yusuf durumu sozkonusudur bu cevrelerde. (cok kucuk farkliliklar tabii) (lan?) (nasi lan?) (nasil olur?) diye dusunurler, tasinirlar, sonunda nukleer reaksiyonda eksik olan partikulun bir sekilde tasinabilir olmasi, dolayisiyla farkedilebilir olmasi gerektigine karar verirler. fakat cikan materyal kutleye hassas pek cok ortamda o zamana kadar farkedilemediginden "herhalde kutlesi yok bu elemanin" derler. boylece su anda pek cok insanin "kutlesizdir" diye bildigi "neutrino" abimiz ortaya cikar. teoride. birisinin bismillah deyip bunu denemesi gerekmektedir.

    yillardan bindokuzyuzaltmisbes. ben portakal vitamini olmaya giden yolumda daha bir inegin sictigi bok bile degilim. ilk deney guney dakota adi verilen amerikan eyaletinde, lead adi verilen bir kasabadaki homestake adli altin madeninde yapilmaya baslanir. elemanlarimiz, silindirik bir tanki 100.000 galon c2cl4 (kuru temizlik malzemesi perchloroethylene iste..) ile doldururlar. "eger neutrino denilen sey varsa, tankin icinden gececek, cl'nin ar olmasi icin gerekli olan reaksiyonu tetikleyecek enerjiyi verecektir, degil mi hasan abi?" diye dusunurler... silindiri de madenin 1.500 metre altina yerlestirirler. beklemeye baslarlar. trailerlari seslendiren adam o senede "five scientists...one experiment" diye kukremektedir.

    ilk uc haftanin sonunda sabir tasip, tanktaki ar miktari disariya cikarilip olculdugunde ortaya cikar ki, neutrino diye birsey vardir. yapilan denklemlere gore, mevzubahis silindirik tankin icinden iki gun icinde yaklasik on milyar trilyon neutrino'nun gecmesi gerekmektedir. fakat tanktan cikardiklari argon miktari gosterir ki averajda bu rakamdan iki gunde yalnizca bir tane neutrino reaksiyonu tetikleme zahmetinde bulunmustur. yine de bu neutrinonun oldugunu soylemekte yeterlidir.

  • şunu arda turan yapsa demeyeceğinizi bırakmazsınız. ikiyüzlüsünüz amk.

  • dudak ucuklatir. ebru gundes'in hakki 500t'ye binmektir aslinda ama hayatin adaletsizligi o ki, 500bin liralik alisveris yapiyor.

  • aldığım bilgiler ışığında
    yazayım fiyat vergi dahil fiyatı
    türkiyede 10000 tl kapora ile isminizi yazdırıyorsunuz
    araçlar mayıs ayında teslime başlıyor sıra ile türkiyeye ayda 1000-1500 gibi araç geleceği söyleniyor ilk etapta ancak bu rakam kesin değil
    tesla satış mantığı siparişe göre olduğu için bekleme süresi ne olacak belli değil ancak suan gigaberlin fabrikası günde 1000 araca yakın üretim yapıyor
    araç avrupadan geleceği için avrupa birliği normları uygulanacak yani gümrük vergisi yok ötv ve kdv olacak artı tabikisi tesla türkiye kar marjı
    vergi falan yükselir denmiş öle birşey suan söz konusu değil zaten seçim önü böle birşeyrde girişmezler
    türkiyede korkunç satış yapacaklardır bu sebeple bekleme süresinin ciddi olarak 3-4 ayları bulacağını düşünüyorum
    saygılar