hesabın var mı? giriş yap

  • tebrik ettiğim manşettir. iktidar da belediye de sidik yarıştırmaktan çalışmaya fırsat bulamadı, iki tarafın trolleri birbirine bok atmaktan "yahu bu şehre şu an ne oluyor" diye sormadı. yolları tıkandı, insanları mahsur kaldı, havaalanının çatısı yıkıldı biz ise bütün akşam balıkçı konuştuk. iki taraf da işin şovundan özüne inemedi. bir tanesi isviçreye tatile gitti, bir tanesi kar durduktan sonra özel uçakla şehre inip şov yaptı. günün en adil başlığını sözcü atmış valla. helal olsun. yöneticilerimiz sınıfta kalmıştır, bütün bir gece milyonlara cehennem olmuştur. başlık altına her iki tarafın trolleri damlamadan yazalım şunu.

  • buna sevinen adamlar sıra kendi çalışmalarına geldiginde başka türlü yorumlar yapabiliyor, hangi sektör olursa çok çalışma içeren hicbirseye en azindan çalışan kesim sevinmesin.ayrica bu çağda cumartesi banka calistiracaklarina musteriden hafasonu eft ucreti almayıp,döviz makasini acmazlarsa hepsinden daha hayırlı hizmet olur.

  • hakikaten irice bir yürek gerektiren eylem. bundan tiksinen adamın sevgiden ne anladığını merak ediyorum açıkçası. kadın olsun, erkek olsun fark etmez.

    bir yıl sonra: başlık başa kalmış... işbu entry uçup gidene cevab idi.

  • kendisiyle ilgili bugün ilginç bir şey öğrendim. 1928 senesinde coca cola'yı ilk defa portekiz'de satışa sunacak kişi patronudur ve onun şiir yazdığını bildiği için satışta kullanılacak bir slogan bulmasını ister. pek istekli olmasa ve tadını beğenmese de slogan için teklif edilen satıştan pay cazip gelir ve işi kabul eder. bulduğu slogan "primeiro estranha-se. depois entranha-se". "önce garipseyeceksiniz sonra müptelası olacaksınız" gibi bir anlamı varmış. epey popüler olmuş içecek ama daha sonra ülkenin sağlık ve din adamlarının girişimleriyle bu içecek bağımlılık yaptığı gerekçesiyle yasaklanmış. aynı zamanda bu sloganın böyle popülerleşmesinde büyük etkisi olduğu düşünülerek ona da ceza vermeyi düşünmüşler ama pessoa en başta müdürüne sloganı arkadaşı alvaro de campos'un - ki böyle biri yok, pessoa'nın kullandığı takma isimlerden biri - bulduğunu ve kendisinin iskoçya'da yaşadığını söylemiş ve bu şekilde bu olaydan yırtmış. olan müdüre olmuş bütün kolaları toplatmışlar tazminat filan da ödememişler.

    bu bilgileri como fernando pessoa salvou portugal* isimli kısa filmden öğrendim. 18 gün daha mubi'de izlenebilir durumda.

    https://mubi.com/…ow-fernando-pessoa-saved-portugal

  • aldığım bilgiler ışığında
    yazayım fiyat vergi dahil fiyatı
    türkiyede 10000 tl kapora ile isminizi yazdırıyorsunuz
    araçlar mayıs ayında teslime başlıyor sıra ile türkiyeye ayda 1000-1500 gibi araç geleceği söyleniyor ilk etapta ancak bu rakam kesin değil
    tesla satış mantığı siparişe göre olduğu için bekleme süresi ne olacak belli değil ancak suan gigaberlin fabrikası günde 1000 araca yakın üretim yapıyor
    araç avrupadan geleceği için avrupa birliği normları uygulanacak yani gümrük vergisi yok ötv ve kdv olacak artı tabikisi tesla türkiye kar marjı
    vergi falan yükselir denmiş öle birşey suan söz konusu değil zaten seçim önü böle birşeyrde girişmezler
    türkiyede korkunç satış yapacaklardır bu sebeple bekleme süresinin ciddi olarak 3-4 ayları bulacağını düşünüyorum
    saygılar

  • her şey bir yana, şunu yazmadan geçmek istemedim:

    saha içinden izledim konseri; sanırım toplamda otuz bine yakın insan katıldı. genç bir kadın olarak ne girişteki sırada, ne içerdeyken herhangi bir anda, ne de dönüş yolunda bir an bile normal şartlarda artık gece taksim’e çıktığımda yaşadığım güvensizlik ve tedirginlik hissini yaşamadım. sadece kadın olmakla ilgili bile değil; insanların dip dibe müzik dinlediği o ortamda acaba cebimin kenarından cüzdanım, telefonum çalınır mı vs gibi şeyleri bile hiç düşünmediğimi fark ettim.

    yanımdaki insanlarla sohbet edebilmek kolaydı, millet birbirine yanından geçerken gülümsüyordu, sıra beklerken kimse kimseyi sıkıntıya sokmaya, ezmeye vs çalışmadı. öne geçmeye çalışan çakalları bir kenara bırakırsak (o kadar da olsun), epeydir hissetmediğim bir iyilik ve medeniyet dalgasının içindeydim.

    öyle güzel bir kalabalık, öyle ışıklı bir topluluktu.

    umarım haklısındır harun, umarım bu ülkenin yarını artık bizlerizdir. içimiz umut doldu, emeklerinize sağlık.

    debe editi: çok güzel insanlarsınız yahu, hayallerimiz umutlarımız ortak. şukulayan elleriniz dert görmesin. çok teşekkürler :)

  • tevfik göksu: ne konuşacağımıza siz mi karar vereceksiniz?

    ekrem başkan: ben karar vereceğim tabii. ben başkanım.

    çıldırıyorum.

  • marjinal olmaya çalışırken aklıma gelen fikir. ilk debe'ye girdiğimde yapmayı düşünüyorum.

    debe editi: öncelikle sıçtım bez getirin. şimdi çocuklar ben 30'unu aşmış evli barklı bir adamım. karım okursa burayı boşar lan beni. yani arada canımız sıkılınca trolllük de mi yapmayalım? şukulayan, şukulamayan, mesaj gönderen, bana teklif et diyen bütün dostlara teşekkürler. demek ki neymiş, fazla marjinallik iyi bir şey değilmiş. hepinize sevgiler.

    ama güzel fikir ha. ikinciyi alırsam söz burdan teklif edecem.

    bir de ufak bir ricam olacak. ameliyatlı yerime vurmazsanız sevinirim.