ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ali dal
-
yüreği kocaman, fransa'da sıvacılık yapan ali dal kardeşimizdir... mangal gibi yüreği vardır...
eşiyle pazarda alışveriş yaparken, haince kahpece şerefsizce arkasından kafasına kurşun sıkılan rahmetli şehit nejdet aydoğdu kardeşimizin doğmamış bebeğine hediye etmiş evini...
vatanı bölmeye çalışanlar umarım ders alırlar diyeceğim ama boşa konuşmuş olurum...
umarım bu dünya'da olmasa bile öbür dünya'da çekersiniz cezanızı
[http://www.dha.com.tr/…begine-bagisladi_806139.html http://www.dha.com.tr/…begine-bagisladi_806139.html]
(bkz: ali dal)
edit : videosu da varmış bağış anının. sana tekrar helal olsun ali kardeşim,ali abi'm
[http://youtu.be/fqf5aj5p9se http://youtu.be/fqf5aj5p9se]
yazmaya cesaret edilemeyen facebook yorumları
apple'ın beyaz eşya işine girmesi
-
camasir ve bulasik deterjanlarinin sadece apple marka olmasi gerekecektir.
yaran fıkralar
-
adamın biri bi kahveye girmiş. millet kahvede baya gülüyor eğleniyor filan. napıyor lan bunlar demiş bakmış birisi ordan bağırıyor,
- 45!
herkes yerlerde
- 7!
ağlamışlar gülmekten.
- 51!
buna da gülmüşler baya.
adam merak etmiş sormuş,
- neye gülüyorsunuz böyle?
kahvenin eskilerinden biri sinan özen'in şu bakışını atarak;
http://t2.gstatic.com/…mages_up/sinan ozen1.jpg&t=1
"sen yenisin galiba" demiş. "biz bu kahvede sabah akşam fıkra anlatırız. öyle çok fıkra anlatırız ki artık yorulmayalım diye fıkraları numaralandırdık. misal 5. fıkra temel ingiliz alman uçaktalar filan.. herkes ezbere biliyor. biri 5! diyince hepimiz fıkrayı hatırlayıp gülüyoruz" demiş.
adam teşekkür etmiş,
sonra "7412" diye bağırmış
bağırmasıyla birlikte bütün kahve yerlere yapışmış. sandalyeden düşenler mi dersin, gülmekten sıçanlar mı dersin, burnundan sümük gelenler mi dersin, millet paramparça, konuşacak halleri yok, gözleri yuvalarından çıkacak.
adam şaşırmış "niye buna bu kadar güldünüz" demiş
zar zor konuşanlardan birisi cevap vermiş
- bu fıkrayı daha önce hiç duymamıştık
türkiye'yi makarnaya boğarız
-
yazıyı okuyunca, bir an kendimi makarna dolu bir çukurun içine atılmış, çırpınıyor gibi hissettim.
edit:
https://www.patronlardunyasi.com/…ti-5-tlye-dayandi
1.2 milyon yıllık obsidyen balta atölyesinin keşfi
-
bir arkeolog olarak, nefes kesici bir haber olduğunu söyleyebilirim.
başlık sahibi süsere de seviyeyi yukarı taşıma çabalarından ötürü teşekkür eder, saygılarımı sunarım. gına gelmişti zeynep bastık’ın eli ayağı vb başlıklardan.
evlilikte haftanın birkaç günü vajişme saçmalığı
-
(bkz: vajiş vajiş konuşma lan)
behzat ç.
dolar 10 tl olacak
-
önce 100 tl yapıp sonra sıfır mı atacaz napacaz.
akp'li sandık başkanının 5 yıl hapis cezası alması
-
yerel seçimlerde chp'nin oylarını akp'ye yazan akp'li sandık başkanı ebru doğan katar'a 5 yıl hapis cezası verilmesi olayı. ilk önce hangi akp'li kurmay "zamanlama manidar" diyecek çok merak ediyorum;
http://www.radikal.com.tr/…gir_fatura_5_yil-1373740
karizmatik cevaplar
-
liseli genç belediye otobüsüne biner, öğrenci biletini atar. alet öğrenci bileti sesini çıkartır, olaylar gelişir:
ş: pason nerde?
ö: abi kıyafetime baksana öğrenciyim ben. (kravatını göstererek)
ş: lan? polis bana ehliyet sorduğunda direksiyonu mu gösteriyorum?!?
ö: (errör)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''mutluluk 35 yaşından sonra gelecekse hiç gelmesin. ben katar ligi miyim amk''
baba olmak
-
geleneksel bir adamım sanıyorum. çocukken evde pide veya lahmacun içi hazırlanırdı. babamla pideciye giderdik. babam sosyal becerisi yüksek biriydi ve pideci ustaların onu hemen tanımaları, sohbet etmeleri ve bana ilgi göstermeleri hoşuma giderdi. pidelerimizi alır, eve dönerdik ve evde ayranı, turşusu, salatası ile muhteşem bir sofra bizi beklerdi. dumanı tüten pideleri yerdik. o günler zihnimde baya yer etmiş. seneler sonra ben de bu geleneği devam ettiriyorum baba olarak. hemen hemen her pazar içimizi hazırlar, oğlumla pide yaptırmaya gideriz. ustalarla sohbet eder, hamurun açılışından pişmesine kadar tüm aşamaları oğluma yakından gösteririm. ikimiz için de anlamlı bir rutine dönüştü artık. evde de o yıllardaki gibi ayran, turşu ve salata bizi bekler. dediğim gibi geleneksel bir babayım ve çocukken iyi hissettiğim anlara dair aklımda ne kalmışsa oğluma da yaşatmaya çalışıyorum. çünkü bir çocuğa gelecekte iyi hatırlayacağı hoş anılar bırakmanın kıymetini en çok kendimden biliyorum.
saniyelik salaklıklar
-
yeni atandağım okulda seminer haftasında dolmuşa ve atandığım yerin sakinlerine alışmaya çalışırken ben dolmuşta tanımadığım bi öğrencimin tanımadığım velisiyle yan yana denk gelirim. kadının sorularından sonra tabi öğrencinin hangi sınıfta olduğunu ve velim olduğunu öğrenirim ancak soruların ardı arkası kesilmez. cevap vermeye çalışırken tabi bir taraftan ineceğim yeri kaçırmamaya çalışırım. en son ineceğim yere yaklaşınca ve "inecek var" diye seslenmek üzereyken kadın da bekar mısın diye sorunca şoföre "bekarımm" diye seslenirim. devamı yok kısa süre için ölmüş olmalıyım.
couvade sendromu
-
syndrome'larin en bi tatlisi ve komigi, hamile eslerin yasadiklarini kocalarida psikolojik olarak yasamaya baslarlar. sabah mide bulantilari, bas donmeleri, kilo alma-aserme gibi seyler birden psikolojik olarak kocalarda da gorulmeye baslar. komiktir, tatlidir.