hesabın var mı? giriş yap

  • stephen hawking, yuri milner ve mark zuckerberg'ün yönetiminde başlatılan yıldızlararası seyahat projesi. hedef, güneş sistemine en yakın olan ve 4.37 ışık-yılı uzaktaki alpha centauri yıldız sistemine robotlar göndermek. projenin hayata geçirilmesi ve robotların alpha centauri'ye doğru yola çıkması için yaklaşık 20 yıl sürecek bir çalışma gerekecek, robotların alpha centauri'ye varması da bir 20 yıl sürecek ve iphone büyüklüğündeki bu yüzlerce robotun veri toplayıp bizlere fotoğraf yollaması da yaklaşık 4* yıl sürecek. yani toplamda 44-45 yıl sonra sonuç elde edilecek bir proje starshot. projenin sunumunu hawking ile gerçekleştiren yuri milner 54 yaşında ve projenin sonuçlarını görebilmek için modern tıbba güvenmesi gerekecek. 54 yaşında, sonuçlarını ancak 100 yaşındayken görebileceği böyle bir projeye girişmesi de o insan için düşündürücü ilginç bir his olsa gerek.

    alpha centauri böyle bir görev için uygun bir seçenek zira bize en yakın yıldız sistemi. alpha centauri'de toplam üç yıldız bulunuyor: birbirinin çevresinde dönen güneş benzeri alpha centauri a ve alpha centauri b ve muhtemelen bu iki yıldızın çevresinde dönen proxima centauri. ayrıca son yıllarda elde edilen veriler alpha centauri b'nin etrafında dünya boyutlarında bir gezegenin dolanıyor olabileceğini gösteriyor.

    alpha centauri'ye doğru yola çıkacak probe'ların ışık hızının beşte biri bir hızla ilerleyeceği öngörülüyor ki bu şimdiye dek hiçbir insan yapımı nesnenin göremediği müthiş yüksek bir hız. bu hızın ne kadar yüksek olduğunu şu örnekle de anlayabiliriz: şu an dünyadan en uzak insan yapımı nesne yolculuğuna 5 eylül 1977'de çıkan voyager 1 ve mevcut hızı ile voyager 1'in alpha centauri'nin bulunduğu mesafe kadar yol kat etmesi için 70 bin yıl geçmesi gerekiyor. bu projede gönderilmesi düşünülen robotlar ise bu mesafeyi toplamda 20 yılda alacak; yani 20 yılda katedilmesi gereken yaklaşık 41 trilyon kilometre demektir bu. yüzlerce küçük robot göndermenin amacı ise maliyeti düşürmek ve başarı oranını yükseltmek. bir tane büyük bir robot yerine yüzlerce küçük robot gönderirseniz bu robotların kimilerinin başına kötü bir şey gelse bile geriye kalanlarla hala görev başarıya ulaştırılabilir. üstelik bugünkü teknolojik olanaklar, kamerasıyla, bilgisayarıyla ve elektrik güç sistemiyle toplamda bir gram ağırlığında bir probe yapabilmeyi mümkün kılabiliyor.

    projenin maliyetinin 5 ila 10 milyar dolar arasında olacağı öngörülüyor ve başlangıç olarak milner 100 milyon dolar yatırım yapmış durumda; geri kalanın uluslararası destek ve sponsorluklarla ihtiyaç oldukça 20 yıl içinde denkleştirileceği düşünülüyor. işin en maliyetli ve zorlu kısmının lazer sisteminin olacağı düşünülüyor. probe'lara itiş gücü, sahip oldukları kanatçıklara gönderilen lazerlerle verilecek ve bu lazer ışınları müthiş yoğunluklu çok yüksek güçlü olmak zorunda. bu kelebek probe'ları* ışık hızının beşte biri kadar bir hıza çıkarabilmek için lazerlerin ilk 2 dakika boyunca 100 gigawatt kadar enerji üretmesi gerekecek. bu, bir uzay aracının kalkışta ihtiyaç duyduğu güç civarında ve tipik bir nükleer santralin güç çıktısının yüz katı kadar bir güç demek oluyor. şu an dünyanın en güçlü lazeri japonya'da university of osaka'da bulunuyor ve geçen yıl yapılan testlerde 2 katrilyon watt civarında bir güç üretti fakat sadece saniyenin trilyonda biri kadar bir süre boyunca ve bu bir starshot probe'unun kanatçıklarının ihtiyaç duyacağının küçük bir kısmına tekabül ediyor ne yazık ki. kısacası, başta belirtildiği gibi bu projenin en zorlu kısmı muhtemelen ihtiyaç duyulan lazerleri üretmek olacak.

    bir diğer zorlayıcı faktör de probe'ların kanatçık ya da yelkenlerinin tasarım gereksinimiyle alakalı. belirtildiği gibi bu yelkenlere çok yüksek güçte lazer ışınları gönderilecek ve böylece bir probe çok yüksek hızlara çıkabilecek. bu kadar yüksek enerjili lazer ışınlarının yelkenlere zarar vermemesi gerekiyor ve bunun için de bu çok ince yelkenlerin lazer ışınını hiçbir şekilde emmemesi gerekiyor, yani gelen lazer ışınını yüzde yüze yakın bir oranla yansıtması gerekiyor. örneklemek gerekirse, eğer lazer ışının sahip olduğu enerjinin 100 binde biri kadar bir enerji miktarını bile absorbe ederse bir yelken, o yelken buharlaşır ve işe yaramamış olur. bu noktada iş büyük oranda malzeme bilimine* düşecek gibi ve lazer ışınını yüzde yüze yakın bir oranda yansıtacak bir yelken tasarlanması gerekecek.

    45 yıl sonra kimler hala yaşıyor olacak ya da proje gerçekleşecek mi şimdilik bilmiyoruz ama bu kadar uzun soluklu bir proje insanı yine de heyecanlandırıyor ve evet, ister istemez ölümü ve zaman karşısındaki çaresizliğimizi hatırlatıyor bana.

  • kurultaya kadar ölür inşallah, ben çok yüzsüz gördüm böylesini görmedim.
    benim için chp zaten fiilen bitmişti, isteyen desteğini devam ettirir ama kör olmaya gerek yok, aklı başında olan bir chp seçmeni asla böyle bir kepazeliğin içinde olmayacaktır, parti artık akp ye, mhp den daha fazla hizmet eden bir oluşum haline geldi, eskiden ironiydi ama şimdi alenen meydanda.

  • diyet yapmak, estetizm ve magazin kulturun yukseli$i, kar$i taraftan obezitenin kitlesel bir problem olmasi ve yayginla$masi ile yeni turemeye ba$ladigini gordugum hatun tur ki$iler.
    bu hakki onlara $i$manlar, aslinda sadece $i$manlar da degil, zayif boyle ip gibi olmayanlar, herkes verdi. gotleri kakti bu tip hatunlarin...
    dikkat ediniz.
    etrafta her tarafi dokulen, bariz cirkin, son derece tahta hatunlarda bir afra tafra var dostlarim. ulan bakiyorum boyle bir katrin zeta cons havalari, liv teylirmi$casina bir salinmalar, bir haller. benim aklimdan kolundan tutup (kirmadan) bir kebapciya goturerek 2 lokma bir et yediresim geliyor bakarken... bunlar kaf daginin prensesleri.
    nedenk?
    zayif ya hanfendi ondan.
    giyiyorlar kolsuz badileri vesaire, zayifliklarini gosterecek $eyler, kemikleri sayiliyor, cildindeki bozukluklar bu yuzden vurgulanmi$, ustune kemikli bir burun, ama 45 kilo ya, cok guzel canim.
    hele hele toplu kadinlarin yaninda temelli bir halleri degişi$iyor. gune$ etrafinda donen gezegenin gune$e artistik yapmasi gibi... diyet muhabbeti duyulan her muhabbete atlama veya kacma, (ortasi yok) kendilerine "- kac kilosun?..." diye sorulmasini bekleme halleri... hissediyorum, eskiden guzel kiz guzel kizdi, kilo dedigin ayrica bir argumandi, bagimsizdi, $imdilerde sadece zayifligini guzellik sananlar turedi.
    ulan ufleyince kenara cekiliyorsun, asansorde yanimda, odundan siyrilmi$ kiymik gibi kaliyorsun... diyelim ki cok guzel olmu$un, istedigin oldu, sevgili buldun sevi$tin, nasil dol tutacan de cocugu nerenden cikaracan?

    zayifligin da bokunu cikardi kari milleti.
    bunu soylerim kisaca.
    kutle olarak degil, onun degi$tirdigi kultur olarak.

  • + anne iyi ki biz sakat olmamışız
    - neden sakat olacaktınız ki?
    + akrabalar evlenince çocukları sakat oluyomuş
    - biz babanla akraba değiliz ki?..
    + değil misiniz?
    - hayır değiliz.
    + sen utanmıyo musun yabancı adamla aynı yatakta yatmaya?

  • kendi içinde çelişen tespit. yozgat'ı bizatihi yozgatlılar işgal etmiştir ve canım şehri öyle bir hale getirmişlerdir ki, kimse ele geçirmeye tenezzül etmemiştir.

    peşin edit: çorumlu arkadaşlarım var.

  • asla öldüğüne inanmadığım kişi. ölü süsü verilerek başka bir ülkede başka bir kimlikle yasadığına inanıyor kalbim.

  • adamin biri sinemaya gider. tam sinemada film baslarken önüne saçini kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin kafasina vurur... arkasindaki adam bir turlu filmi izleyemez. adam içinden "sunun ensesine bi tane yapistirayim" der sonra "oglum adam iri yari... ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanina temel oturur..
    adam temel'e donup "su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane vur sana 5 milyon verecem" der.
    temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane yapistirir ve devam eder "ulan hasan sen burada miydin" der. adam donup ;
    "ne hasani kardesim" der
    temel de "pardon kardesim karistirdim" der ve adam onune donunce 5 milyonunu alir.
    adam dayanamaz ve temel'e donup "kardes bi tane daha yapistir sana 10 milyon verecem" der.
    temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave eder "hasan sensin be yeme beni"
    adam donup "hasan degilim kardesim be " diyip on koltuklardan birine oturur. temel'in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami aramaya baslar ve bulur hemen temel'e donup "bak kardesim iste oraya oturmus. git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayi verecem" der.
    temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip ensesine bi tane yapistirip
    "ulan hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki adami sen sanip ensesine vuruyorum"