ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tenten ve altın post
-
--- spoiler ---
özgün fransızca ismi "tintin et le mystère de la toison", ingilizce ismi "tintin and the golden fleece" olan 1961 fransa-belçika ortak yapımı ve jean-jacques vierne imzalı macera filmi. film, ülkemizde daha çok "tenten istanbul'da" adıyla bilinir. belçikalı çizer hergé'nin ünlü çizgi kahramanı tenten (tintin) karakterine dayandırarak senaryosunu andré barret ve rémo forlani'nin birlikte yazdıkları filmi jean-jacques vierne yönetmiştir. başrollerinde jean-pierre talbot ve georges wilson'ın oynadıkları bu filmin önemli bir bölümü türkiye'de (istanbul'da) geçmektedir. ayrıca filmde ünlü şarkıcı dario moreno da rol alır. ek olarak, imdb.com puanı 6/10 olan en beğenilen tenten filmidir. son olarak, andré popp imzalı filmin tema müziği budur. bu da, filmden bir diğer güzel eserdir.
konusu
tenten (jean-pierre talbot), arkadaşı kaptan haddock (georges wilson) ve köpeği boncuk, haddock'a ölen bir arkadaşı tarafından miras olarak bırakılan eski bir tekneyi almak üzere istanbul'a gelirler. külüstür haldeki gemiye değerinin çok üzerinde bir para teklif edilmesi ile durumdan kuşkulanan haddock, gemiyi satmaktan vazgeçer ve akabinde bir ölüm tehlikesi de atlatır. olaylar ilerledikçe, geminin sırrı yavaş yavaş ortaya çıkacaktır.
oyuncu kadrosu
aktör/aktris rolü
jean-pierre talbot tenten
georges wilson kaptan haddock
georges loriot profesör turnösol
dario moreno midas papos
ulvi uraz malik
kamer sadık (kamer baba)
faik coşkun kahveci
film hakkında notlar
- "tenten ve altın post", "tenten" karakterlerine dayandırılarak çevrilen ilk tenten filmidir. bu filmden sonra, 1964'te "tintin et les oranges bleues" filme alınmıştır. 1972'de çevrilen üçüncü tenten filmi ise "tintin et le lac aux requins" idi, ama ilk ikisi gibi canlı oyuncularla çekilmedi, bir animasyon filmiydi. çevrilmelerinden kısa süre süre sonra her üç filmin de "film kitapları" yapıldı.
- "tenten ve altın post", tenten uzmanları (tintinologists) tarafından en iyi tenten filmi olarak değerlendirilir. devamında gelen "mavi portakallar" ise o kadar başarı sağlamamıştır.
- filmin çekimleri istanbul ve pire'de (yunanistan) gerçekleştirilmiştir. filmde, ünlü izmirli şarkıcı dario moreno ve sinema-tiyatro sanatçısı ulvi uraz da rol almışlardır.
- "tenten ve altın post" filminin önemlice bir kısmı istanbul'da çekilmiştir ve filmde türk sinemasından bazı oyuncular da rol almışlardır.
- istanbul'un bazı tarihi mekanlarının, limanlarının, mahalle ve sokaklarının 1960'lı yıllardaki hallerinin renkli görüntülerle tespit edilmiş olması, filme tarihi bir belge değeri de kazandırmaktadır. bu belge nitelikli görüntülere, aslında o yıllarda çevrilmiş siyah beyaz türk filmlerinde de sıklıkla rastlanmaktadır; ama "tenten ve altın post" filminde, bu kez bu görüntüleri gerçek renkleri ile de görme imkânı vardır.
imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt0055526/
wikipedia - https://en.wikipedia.org/…tin_and_the_golden_fleece
vikipedi - https://tr.wikipedia.org/wiki/tenten_ve_altın_post
filmden kareler - https://www.youtube.com/watch?v=if6hvtlom-c
full film - https://www.izlesene.com/…-istanbul-da-1961/8805778
--- spoiler ---
şeyma subaşı'nın sevgilisinin milyarder olmaması
-
yüzyılın skandalı. ama şeyma'nın sevgilisi değil, ülkedeki işsizliğin boyutu.
kardeş hiç mi, ama hiç mi işin yok?
seni seviyorum'a verilebilecek en acı cevap
-
bak.. la başlayan cevaplardır.
drogba'nın yaptığını yapabilir misin arda
-
arda yerine drogba gelip konuşma yapsa daha etkili olur bence.
edit: başlığı açan arkadaş kaçmış, başlık başa kalmış. ilk entry'de yazan başlık ile aynı. arda gelip türkiye'deki terörü bitirir mi? ben de böyle bir şey demiştim.
osmanlılar ile ilgili büyük yanılgılar
-
yanılgı: osman adını taşıyan 3-4 arkadaşımız bir araya geldiğinde "ehehere osmanlılar mehehe" diye espri yapmak ortama neşe saçar, komiktir, güzeldir.
gerçek: ağzınıza terlikle vururum.
speakeasy
-
türkçesi: ruhsatsız meyhane (ya da: ruhsatsız içki satışı yapan yer)
abd bağlamında, prohibition döneminde ortaya çıkmış olan çok sayıda gizli meyhaneyi akla getirir. [prohibition era (ya da yasak dönemi): 1920 yılında yürürlüğe giren bir anayasal düzenleme ile başlayan ve 1933 yıllına dek devam eden alkollü içkilerin yasak olduğu dönem.]
speakeasylerin amerikan kültürü üzerindeki etkileri de ayrıca önemli. 1920'lerden önce, amerikan meyhaneleri (saloon), tıpkı türkiye'deki kahvehaneler gibi, erkeklere özgü mekanlardır. 1920'lerde ortaya çıkan speakeasyler ise, gençlerin birlikte gelip eğlendikleri yerlere dönüşür. speakeasylerin popülaritesi giderek artar. neticede, eğlence kültüründe önemli bir değişim yaşanır. alkol tüketimi, bu değişimin merkezindedir. kadın-erkek ilişkilerindeki (yine 1920'lerde ortaya çıkan) liberalleşmede de speakeasyler büyük bir rol oynar. (flapper kızlar da yine bu dönemin ürünüdür.) 1933 yılında alkol yeniden legal olduğunda ise, meyhanelerin erkeklere özgü olduğu düşüncesi artık büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.
bu tarihi hadise, yasakçılığın geri tepmesinin enteresan örneklerinden biridir.
bu konuda ayrıca (bkz: prohibition /@derinsular)
speakeasyler hakkında daha detaylı bilgi için bkz.: http://en.wikipedia.org/wiki/speakeasy
tema:
(bkz: ingilizce /@derinsular)
türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-
şaban oğlu şaban filminin sünnet sahnesinde geçen ihsan yüce'nin yürek burkan haykırışıdır
- neresini kesecem bunun ?
+ kesmeyeceksin.
- bunu bana göstermek için mi çağırdınız !!!
halk tarafından linç edilen tofaşçılar
-
millet de hazır bekliyormuş amk. o kadar adam nerden biriktiniz hemen? insan gerçekten hayret ediyor.
instagram'daki kızların kafayı yemiş olması
-
artık net bir şekilde görünen gerçek. 15 yasindakinden tut 45 yaşındakine kadar geniş bir skalada vuku bulmuş görünen delilik hali. bir de kendi sikko profillerini sponsorlu halde reklam olarak karşımıza çıkarmalı yok mu? şaşkınlık dehlizlerinde gezintiye çıkıyorum adeta.
kız almış abi eline kahveyi yanina mum beride kedi -şaşmaz zaten- böyle bir garip haller pozlar falan altına açıklama kısmına da ya ingilizce kastirmalar veyahut edebiyat soslu cümleler ilistirmeler. nedir abi olayınız? pikniğe gitmiş hatun. sofrada bal kabağı var yahu. napacan la bal kabagini? sırf fotoğraf çekecem diye onu nasıl yanina aldın? bu neyin özgüveni? sahte sahte gulumsemeler. soğuyan kahve, asla içilmeyecek olan yeşil bir su. ne işimiz var lan burda der gibi bakan kahvaltılıklar. kafayı yemenin kaçıncı leveli oğlum bu?
uzun uzun yazılır fakat kisaca soylemem gerekirse garipsiyorum ya valla bu denli beğenilme sevdasını. elbette herkes beğenilmek ister fakat başka bir çılgınlık bu şahit olduğumuz.
kıdem tazminatının kaldırılması
-
geçen sene işten çıkarıldım. tamamen haksız sebeplerden. bu yüzden davayı zaten kazandım.
neyse efendim, kıdem ve ihbar ile yaşayabildim iş buluncaya kadarki 3 ayda. kaldı ki bekar ve birikmişi de olan biriydim. borcum yoktu.
çünkü işsizlik maaşı, aldığım maaşın 1/4'ü bile etmiyor. sadece ihbar tazminatımı alsam, muhtemelen 2. ay itibariyle birikimden yemeye başlayıp, işsizliğim uzasa bildiğin sokakta kalacaktım.
şimdi sorarım, türkiye gibi işyerlerinde adaletsizliklerin, mobbing'lerin kol gezdiği bir ülkede, işçinin alabileceği tek güvenceyi kaldırmak, elli tane şarta bağlamak akıl karı mıdır?
parti bağımsız düşünün. yarın bu kişi siz de olabilirsiniz. işte bu akp'nin saçma ekonomi politikalarında artık geldiği son noktadır. maaşın %50'sinden fazlası vergilere giderken, devleti, ülkeyi daha ne kadar vatandaş ayakta tutacak? ekonomi politikası hiç olmayacak mı bu ülkenin?