hesabın var mı? giriş yap

  • biliyorum sana giden yollar kapali
    ustelik sen de hic bir zaman sevmedin beni

    ne kadar yakindan ve arada ucurum;
    insanlar,evler,aramizda duvarlar gibi

    uyandim uyandim, hep seni dusundum
    yalniz seni, yanliz senin gozlerini

    sen bayan nihayet, sen olumum kalimim
    ben artik adam olmam bu derde duseli

    simdilerde bir kopek gibi kosuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan ki

    animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
    ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegi

    kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
    hangi sarkiyi duysam, bizimcin soylenmis sanki

    tek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
    nasil unutmusum senin bir baskasini sevdigini

    cocukca ve seni uzen girisimlerim oldu;
    bagisla bir daha tekrarlanmaz hicbiri

    raslasmamak icin elimden geleni yaparim
    bu boyle pek de kolay degil gerci...

    alisirim seni yalniz duslerde oksamaya;
    bunun verdigi mutluluk da az degil ki

    cikar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belki

    inan belli etmem, seni hic rahatsiz etmem,
    son istegimi de soyleyebilirim simdi:

    bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
    yalvaririm onu okuma carsamba gunleri

    cemal sureya

  • işte o anne yüzünden kıçıma kaçan çorabı çıkarmaya uğraşmaktan ders bile dinleyemedim ben adam gibi, yoksa var ya çok okurdum ben.

  • tipik bir jarmusch işi. bol müzikli, kasvetli ve durgun. eleştiriye geçmeden önce filmin ele aldığı mesele üzerinde durmakta fayda var. yönetmenimiz, popüler kültürün kendine meze ettiği vampir genre'sı üzerine adam ve eve adlarında iki aşığı yerleştirmiş. gece yaşayan vampirler üzerinden de bir sanatçı-bilim insanı eğretilemesi kurmuş. fena bir eğretileme sayılmaz zira, gündüz uyuyup gece üreten toplumdan izole bohem sanatçı tanımı ile vampir metaforu birbirine güzelce uymuş, hatta metaforu da geçip organik bir işlerlik kazanmış. lakin rahatsız eden nokta, tarihteki tüm büyük adamların tarihsiciliğin acımasız vuruşuyla ortak bir sepetin içine atılması, sonra da yaratılan hale ile özdeşleşilmesi, ve böylece bohem varoluş sıkıntısına bir meşruluk kazandırılması.

    eve'in baktığı duvardaki isimlerden bazıları şunlardı: baudelaire, poe, tesla, kafka, bach, wild, twain, bunuel, shelley, burroughs, duchamp, wagner, keaton, mevlana.* sayısız büyük adam ve kadın. ve ortak noktaları adam'ın soylu yalnızlığına meşruluk sağlamaları öyle mi? "schubert'e x besteyi ben verdim." bu sanat eserlerini beraber yarattık fakat 21.yy insanı bu inceliklerden pek anlamıyor ve biz 21.yy bohem elitleri olarak artık şu soylu yalnızlığımızla beraber acı çekiyoruz.

    diğer bir deyişle, tüm dünyayı zombiler* istila etti ve geriye de bir avuç vampirden* başka bir şey kalmadı. bu noktada adam'in yaşadığı şehir olarak, batık ve hayalet kent detroit'in seçilmesi iyi bir tercihtir. yine eve'in şehri olarak da zamanında beat kuşağının da yolunun kesiştiği tangierin seçilmiş olması manalı, hatta otobiyografik bir tercih. ve belli ki o duvardaki resimler adam kadar jim için de bir anlam ifade ediyor.

    filmde önceki filmlere de göndermeler var. örneğin şu tesla muhabbeti coffee and cigarettes'te de geçmişti. oradaki çocuk free energy olayından bahsetmişti, adam'ın bahçesine kurduğu düzenek de buna benzer bir şey değil mi? petrol yerine su probleminin çıkacağı üzerine tartışma ise -bizzat detroit şehriyle alakalı olmakla birlikte- broken flowers'da ikinci sevgilinin evine gidildiğinde mevzu bahis edilmişti. benzer şekilde bu filmde de arabada bahsi geçiyor.

    filmde kitle kültürüne dair doğrudan bir eleştiri yok, diğer bir deyişle film ötekilerin yoz hayatlarını göstererek bu sorunsalı merkezine almıyor. filmin durduğu nokta "kitle kültürü vardır, ve biz bundan rahatsızız" seviyesinde. adam, sürekli şu evinin önüne gelen rock'n roll'cu çocuklardan sitem ediyor. fakat onları derinlemesine de sorgulamıyor. sadece kendi yaşam alanına girmelerinden rahatsız. bunun yanında zaten, modernizmin içinden çıkan ve ona karşıt duruş sergileyen romantizm akımı gibi, bu bohem vampirleri de karşı kültürün neresine yerleştireceğimiz belirsiz. zira, adorno değilseniz, kitle kültürünün bir şekilde içindesinizdir. burada karşı çıkan da, destek atan da; her şey iç içe geçmiştir. neyin dışarıda, neyin içeride olduğunun net bir sınırı yoktur. yapılabilecek yegane şey, işte, bilal'in mekanında dama oynayıp nargile içenlere soğuk bakış atıp, evde partnerinle satranç oynamaktır.

    popüler ve kitlesel olana nefret ile büyüsü bozulmuş bir dünyada halen büyü yapılabileceğine duyulan inanç arasında gidip gelen, bohem sanatçının çaresiz bir filmi olla. elbette godard vari, bir geçmişe saygı duruşu, anma da yok değil. filmin finali ise filmin adına referans yapıyor. tutkuyla öpüşen iki aşık ile kan bulamazlarsa ölecek olan adam ve eve'i görüyoruz. son karede ikili aşıkların üzerine yöneliyor ve film bitiyor.
    puan: 7.9

  • eger gercekse hayirli bir olay. twitter'da uzun suredir amerika'daki radikal solculer ve sjw'lerden kaynakli ifade ozgurlugu yoktu. bunu da radikal tipler "burasi ozel bir sirket, burada ifade ozgurlugu bekleyemezsiniz" diye savunuyorlardi. bu soylemin kendisi de iki yuzlu, iki adim otesini goremeyen, tarih okumamis/bilmez ve basit bir soylem zaten.

    toksik tipler surekli at kostururken twitter kafasina gore ozellikle politik olarak bu grubun sevmedigini banliyordu (bkz: trump'ın yasaklı olup taliban'ın olmadığı yer). elon'in yonetimi altinda ortalik dengeli hale gelir, bu cok pozitif bir durum. bunun amerika'daki toksik tayfayi ne kadar paniklettigini haftalardir viyaklamarindan anlayabilirsiniz.

    elon musk'in getirmek istedigi bazi degisikliklerden bahsedersek:

    - twit editleme: bu twiti gonderdikten sonraki 30 saniyede vb. gecerli olacak, yani milletin twit atip 1 saat sonra kendi twitini degistirmesi gibi bir durum soz konusu degil

    - gorunur algoritma: elon musk'in bir baska plani da twitter'in neyi one cikardigini gorunur hale getirmek icin bunu belirleyen algoritmayi acik kaynak haline getirmek. bu sayede seffaflik gutmek istiyor.

    twitter su anda amerika'da halkin goruslerine oyle ya da boyle bir sekilde yon veren bir yer. su ana kadar tarafsiz hareket etmediler. demokrasinin iyi bir sekilde islemesi icin bilgiye erisim ve ifade ozgurlugu sarttir. umarim daha dengeli bir ortam olusur.

  • gece 2-3 maçı.. nakkaştepe'deki halısahada maç yapılmaktadır ve halısahanın hemen dibinde villalar vardır*

    -ulan skecem oynayacağın topu pas versene lan!
    -abi top iste sen de!
    sibel can: çocuklar biraz sessiz lütfen..

  • böğürtlenlisi 7 adete düşmüştür hatta. aslında 10'lu olması 8'e ya da 7'ye düşmesi problem değil esas prpblem 10'lu pakette kocaman 10 adet yazarken sayı düşünce kaç tane olduğu yazmaması ve 10'lu paket ve 8'li-7'li paketin boyut olarak aynı olmasıdır. bu düpedüz hiledir. tüketici 10 tane algısıyla alıp eksik ürünle karşı karşıya bırakılmasıdır.