hesabın var mı? giriş yap

  • sürekli filmin uzunluğuna vurgu yapıp, vay be, o kadar da sıkıcı değilmiş, diyen sinemaseverler sanırım hep kısa metraj izliyorlardı.

    birçok sinefilin yere göğe koyamadığı the godfather 175, devam filmi 200, once upon a time in america'nın director's cut versiyonu ise 229 dakikadır. daha tonla örnek verebilirim!

    demek ki neymiş, uzun filmler de çekiliyormuş! artık papağan gibi aynı şeyi tekrarlamayın da filmi okuyun, iki orijinal bir şey söyleyin!

    edit: imla

  • pamuk prenses, süpermen ve pinokyo yürüyüşe çıkmışlar...
    yürürlerken önlerine bir tabela çıkmış.

    " dünyanın en güzel kadını" yarışması...yazıyormuş üstünde.

    - bu yarışmaya katılıyorum, demiş pamuk prenses..
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen pamuk prenses'e sormuş
    süpermen ve pinokyo.
    - eeee, nasıl gitti?
    - birinci oldum, demiş pamuk prenses.

    yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    "dünyanın en güçlü adamı" yarışması...yazıyormuş üstünde.
    -bu yarışmaya katılıyorum, demiş süpermen.
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen süpermen'e sormuş
    pinokyo ve pamuk prenses.
    - eeee, nasıl gitti?
    - şüpheniz mi vardı?, demiş süpermen.

    yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    "dünyanın en yalancı insanı" yarışması...yazıyormuş...
    -bu yarışmaya katılıyorum, demiş pinokyo.
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına gözyaşları içinde dönen pinokyo'ya sormuş süpermen ve pamuk prenses.
    - ne oldu?
    pinokyo sormuş bu defa " kim lan bu tayyip denen adam?!?

  • kotu kaleci oldugunu soyleyenler var. ben kendimi mal zannederdim amina koyim. benden mallari da varmis. rahatladim neyse...

  • kimlik numarasını biliyorsak istediğimiz herkesinkine bakabiliyor muyuz?
    bi'şey deneyeceğim de.

    tanım: akla üniversite diploması olmadığı halde çok yetkili makamları işgal ettikleri iddia edilen bir takım şahısları getirmiştir.

  • çocuğunu özel okula veren her ana baba ama özellikle anneler sanki bir tek kendi çocuğu özel, okul ve trafik sadece onlar için yapılmış gibi davranıyor. avrupa'da amerika'da yasalar ve pek tabii medeniyet çerçevesinde asla yapmayacakları şekilde kuralsızca ve pek tabii saygısızca ana arterin ortasında arabası ile duruyor, park ediyor, aracı çalışır halde bırakır dörtlüleri yakıyor vs. napıyorsunuz efendim diye sorarsanız yüzünüze boş bakıyor, bazısı hak ve gururla çocuğumu bekliyorum diyor. istanbul'da net bir şekilde sabah ve akşam okul trafiği diye bir şey var ve sebebi de çocuklarını özel araçları ile okula bırakan ve okuldan alan veliler. yürüyerek kırk dakikada geçilecek yollar araba ile kırkbeş dakikada geçiliyorsa mutlaka etrafında bir özel okul vardır. buna cumartesi günleri kurs - etüt - bale - yüzme gibi türlü aktiviteleri de ekleyebilirsiniz. ülkenin eğitimsizlik ve bilinçsizlik seviyesi arşa ulaşınca pozitif ayrımcılığı hak gören ebeveynlerin davranışları gerçekten göz yaşartıcı.

    eskiden sadece trafik tıkanırdı, şimdi artık can ve mal kayıpları da yaşanıyor. araç ve yaya kazaları yaşanıyor. bu konuyu iletişimle çözemediğinizde pek tabii okul yönetimine, belediyeye, emniyet müdürlüğüne, hatta cimer'e ilettiğinizde aldığınız cevaplar yaşadıklarınızdan çok farklı değil.

    sevgili veliler, sadece sizin çocuğunuz okula gitmiyor ve trafik dediğin şey bu kadar sorumsuzca hareket edebileceğiniz bir şey değil.

    ülke her anlamda içten içe çürüyor, kanunsuzluk ve kuralsızlık kol geziyor onu geçtim insanların kendine ve birbirine saygısı yok ama sorarsan çocuğunu özel okula gönderiyor. kusura bakmayın da bu kafayla siz nesiniz ki çocuğunuz nasıl bir eğitim alıp ne olacak?

  • dunyanın en leziz tostudur. lezizliği tamamen kullanılan ekmekten kaynaklanmaktadır. içinde herhangi bir katkı maddesi olmayan bu ekmekler, ayvalıktaki taş fırınlarda yapılır. önemli diğer nokta, tost ekmeğinin boğum yerlerinden dikkatlice kesilmesidir. tostun içinde, iddia edildiği gibi, tulum peynir kullanılmaz, bildiğimiz kaşar peyniri vardır.

    anne tenceresi olarak tabir edebileceğimiz, güllü dallı budaklı tencerelerde pişirilen salcalı sosis, tosta lezzet katan diğer unsurlardandır. yine iddia edildiği gibi, sosis ızgara sekilde, kesinlikle ayvalık tostunda yer almaz. ızgara sosis, yine yöresel bir tat olan kumruda kullanılmaktadır.

    tostu pişirme tekniği de cok önemlidir. gerçek bir ayvalık tostu kesinlikle kağıt gibi olmaz, ayvalıktaki tostcularda, dikkat ederseniz makinaların kosesinde, tostun kagıt gibi olmasını engelleyen bir demir parcası bulunur. pişirme tamamlandıktan sonra tostcunun, "içinde hersey olsun mu abiii?" sorusuna cevaben, opsiyonel, domates, turşu, rus salatası, ketcap, mayonez ekletebilirsiniz.

    ayvalık tostunun içinde patates kızartması, mısır, tavuk vs olması, yaygın olan yanlışlardandır ve bu durum istanbuldaki fast food işindeki arkadaşların deneysel çalışmalarından kaynaklanmaktadır. tostun bütün ana malzemesi, salam, sucuk, sosis ve kaşardan oluşmaktadır.

    90 lı yılların başında, ayvalık lisesinin köşesinde yeralan fame büfeyi de bu işi iyi yapanlar sıralamasında unutmamak gerekir. okul kantinindeki tost satışlarının dibe vurması nedeniyle, dönemin okul yönetimi tarafından, bu büfe kapatılmış ve öğrenciler daha ilerideki taipana hucum etmişlerdi.

    ayvalığın diğer iyi tostcuları için:
    (bkz: olay tost)
    (bkz: avşar büfe)
    (bkz: mesut büfe)
    (bkz: taipan)