ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mario gomez
-
son yıllarda beşiktaşımıza gelen en efektif futbolcu olduğu yetmezmiş gibi tam bir karakter abidesi de olan topçumuzdur. seneye tolga'nın durumu ne olur bilinmez ama eğer kalırsa kaptanlık bandını da kendisine takmamız lazım. ayrıca bildiği diller sayesinde takımda en fazla futbolcuyla anlaşıp iletişim kurabilen oyuncu da mario gomezdir muhtemelen. ana dili almanca olan almancılarımız ve vatandaşı beck malum zaten, geri kalan yabancılarımızdan kanadalı-arjantinli-brezilyalı-portekizli-ispanyol olanlarla da zaten ikinci dili olan ispanyolca ve advance ingilizcesiyle (maç sonu röportajlarını inigilizce veriyor zaten) çok rahat iletişim kuruyordur. geriye bir tek mustafa pektemek falan kalıyor, onla da muhatap olmasın zaten, ne gerek var, pektemek gitsin almanca öğrensin peşinde gezsin gomez'in.
kıbrıs romanları
-
kıbrıs adasında geçen ve genelde kıbrıslı türkler ve rumlar arasındaki etnik çatışmalar ekseninde yoğunlaşan romanlardır. roman olmalarına karşın, genelde gerçek ve tarihi olaylarla desteklendikleri için oldukça etkileyicidirler. birçok roman olmasına karşın, popülarite ve edebi lezzet anlamında şöyle bir sıralama yapılabilir;
1. bitter lemons of cyprus (kıbrıs'ın acı limonları) - lawrence durrell (ingiliz koloni yöneticisi durrell tarafından yazılmış gezi-gözlem yönü ağır basan uzak ara en ünlü kıbrıs romanı, ama beklediğim kadar iyi bulmadım)
2. love & death in cyprus - harry blackley (iskoç asıllı avustralyalı blackley'nin çok bilinmeyen ama güzel bir aşk romanı)
3. death in cyprus - m. m. kaye (ingiliz yazar kaye'den güzel bir kıbrıs hikayesi)
4. the sunrise - victoria hislop (ünlü ingiliz yazardan yeni yazılmış taze taze bir kıbrıs hikayesi, yine etnik çatışma döneminde ve 1970'lerde gazimağusa'da geçiyor)
5. the cypriot - andreas koumi (1950'lerde geçen bir aşk hikayesi)
6. pentadaktylos - robert egby (ingiliz yazardan aşk hikayesi)
7. a lady's impressions of cyprus in 1893 - elizabeth alicia maria lewis (adanın yeni ingiliz kolonisi olduğu dönemde gözlemler içeren bir kitap)
8. a walk with aphrodite - peter breakwell (yine gözlem yönü ağır basan bir roman sanırım)
9. my old acquaintance yesterday in cyprus - barbara cornwall lyssarides
10. emerald aphrodite - roger dawson
11. face of an island 24 short stories from cyprus - panos ioannides (ioannides editörlüğünde hazırlanan kıbrıs'ta geçen 24 kısa öykü)
12. the language of the heart - tina kemp
13. tolou and the cats of paphos - geoff unsworth (orwell tarzı hayvanlı mayvanlı ilginç bir roman)
14. mersin-10 turkey six years in northern cyprus - eddie girdner (amerikalı profesörün kktc anıları)
15. travels in the island of cyprus - giovanni mariti (bilinen en eski -1760- tarihli kıbrıs gezi ve gözlem kitabı)
duyulmuş en enteresan iltifat
-
--- spoiler ---
- kolyeni bende düşürmüşsün akşam gel al.
+ yangında düşürdüm sanmıştım.
- yangın sayılır...
--- spoiler ---
(bkz: ağır roman)
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
-babam: gel buraya sahtekar pezevenk!
-ben: ne oldu baba ?
-babam: olum, sende hiç utanma, arlanma yok mu?
-ben: ne oldu? anlamadım ?
-babam: ulan babanın kalıbına sıçım, bütün pastırmaları yemişsin. 1 haftalık pastırma ihtiyacımdı o.
-ben: baba, ben yemedim, temizlikçi kız yemiştir.
-babam: kaldır lan koltuk altını!
veee.. leş gibi pastırma kokan ben'e, o muhteşem laf gelir..
-babam: "ben sana protein olsun diye et müptelası oldum lan pezeveng! 8 sene uğraştım seni yapmak için."
-ben: "8 sene her gece mi baba?"
-babam: ulaaaaan ben seninnnnn.. çatt... pataküte pataküte diye sesler duyulur ve bundan sonrası hatırlanmaz. yaş 14-15'tir.
keşke şimdi hayatta olsa, hayatta olsa da yeniden sinirlense, bağırsa çağırsa..
kıymet bilmek lazım, a dostlar.
baba, candır. yücedir. allah'tan sonra gelendir.
kokain değildi pudra şekeriydi
ortanın sağı + hafif anaç + lisans mezunu kız
-
(bkz: meral akşener)*
dört erkeğin şişe çevirmece oynaması
-
ilk cesaret diyenin şişenin üstüne oturmasıyla son bulur.
sinem kobalt
-
arda turanyum ile tepkimeye girince çok pis şeyler olur.
umarız uçakta türk yolcu yoktur
-
adam yardır yardır gelen sorulardan sonra demiş ki: ''uçakta türk var mı bilgimiz yok. arkadaşlarımız araştırıyor. olumlu ya da olumsuz bir şey şu anda söyleyemiyorum. umarım yoktur"
lan gerçekten mal mısınız amk ? adama türk yolcularla ilgili sorulmuş. o da temennisini bildirmiş. umarım hepsi türk yolculardır mı deseydi yani ?
hayır akp ' den zerre hazzetmem ama haberi daha doğru düzgün okumadan adamın lafını cımbızla çekip linç etmeyin.
siz olsaydınız ne açıklama yapardınız hakikaten merak ediyorum. nerenizle okuyorsunuz haberleri gerçekten bilmiyorum.
edit: şunu eklemeyi unutmuşum eksik kalmasın. adamlar öncelikle merak içerisinde olabilecek türk yolcu yakınlarını düşünerek yapmıştır muhtemelen bu açıklamayı.
sizin bir yakınınızın o uçakta olma ihtimalini düşünün ! hele de fransa cumhurbaşkanı tarafından türk yolcuların olabileceği yönünde bir beyanat verilmiş. tedirginlik yaşayan binlerce insan var türkiye'de belki de. ve adamdan alelacele birşeyler söylenmesi istenmiş muhtemelen. şu şartları göz önünde tutunca bunun yerine ne söylenmeliydi anlayamıyorum.
nefes almadan yapılan muhalefet anlayışına yuh diyorum.
ya benim yazım debe'ye girmesin. öyle bir derdim yok. ama bu başlığın ilk entry'si debeye girecekse daha da yazmayayım ben bu sözlükte
türk hava yolları'nın 40000 lirama çökmesi
-
özet: yazar gidiş-dönüş olarak aldığı biletin dönüş yolculuğuna 9000 tl ekstra para ödeyerek iade edilebilir opsiyonu ekletmiş.
iade etmek istediğinde de gidiş-donüş biletlerin gidiş kısmı iade edilebilir olmadığı gerekçesiyle yazarın 40 bin lirasına bildiğin çökmüş.
hatta üstüne, bilet alınırken dönüşe iade edilebilir opsiyonu ekletirken "gidişe ekletmediginiz için olmaz" diye hiçbir ibare çıkmamış ve 9000 tl bildiğin cukkalanmış.
bu rezalet değil. bu bambaşka bir seviye.
joker karakterini oynayabilecek türk oyuncu
-
(bkz: özkan uğur)