hesabın var mı? giriş yap

  • asil dehsete dusuren kendi aralarinda gulup eglenmeleri. bir manyagin başının altindan cikan birsey olsa ruh hastasi deyip gecersin. fakat oradaki grup bunu normallestirmis. el kadar bebek olmasina ragmen. simdi cocugunuzun bunlarla ayni otobuse binip ayni markete girdigini, ayni asansorde tek basina kaldigini dusunun. aklima tek birsey geliyor. hepsini tek tek yok etmek. başka cikar yolu yok cunku. kanunlarimiz bizi korumuyor artik.

  • ülkenin muhafazakarından kendini seküler olarak adlandıran kemalistine kadar her grubun içinde o kadar yoğunlukta bir gerizekalı kitle var ki her geçen gün yok ya bu kadar da olamaz falan diyorsun ama bu mallar seni şaşırtmaktan bıkmıyorlar.

  • polis kelepçe diyor kanım dondu. insan ambulans çağırır, acil müdahale eder birşey yapar. allah kahretsin sizi.

  • aradan dört sene geçmiş, bu gece bir bakayım dedim muhabbet aynı..

    murat bardakçı: ıhmhmmo ııhmmmsmamsf ımfmmfms namhımmhmfffssmmıhm
    erhan afyoncu: şimdi öyle diyusun da, unu da bir başka kaynakta incelerken çok enteresan bişiye denk geldim yalnız şu var
    murat bardakçı: şimdi bi mail gelmiş. okuyorum ıhmhmmıhmhmhm.. sensin o, terbiyesiz!

  • yalnız yaşamanın en sikindirik korkusu. kargoya internetten baktım dağıtımdaymış. şimdi tuvalete girsem adım gibi biliyorum ki pantolonu indirir indirmez zil çalacak ve 10 saniye içinde o zile bir tepki vermezsem kargocu çektirip gidecek ve o kargoyu almak için kargo şirketine kadar yürümek zorunda kalacağım. hem de o kargonun tekrar kargo şubesine ne zaman gideceği belli bile değil. amk ben böyle işin.

  • achilles ve kaplumbağanın yarışını konu alan paradokslar. (bkz: cevaplamasi zor sorular/4)'te bir tanesi ele alınmış. bu paradoksun basitleştirilmiş iki versiyonu şöyledir:
    1- amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır.

    2- aynı problemi ele alalım. a'dan b'ye gitmek için öncelikle mesafenin yarısını "hele bi" katetmek gerekiyor. peki bu "yarım" mesafeyi aslında katedebilmek için öncelikle onun da yarısını katetmemiz gerekmiyor mu? hayhay, edelim fakat bu "çeyrek" mesafenin de öncelikle ilk yarısını bitirmemiz gerekmiyor mu ki sonradan diğer yarısını düşünelim? aaa ilk paradoksta anlatılan "hedefe ulaşamamak" şöyle dursun, yerimizden bile kıpırdıyamıyormuşuz demek ki.

    zenon sanırım burda sapıtıyordu, lafı "hareket yoktur" demeye getiriyordu. örnek olarak da şöyle bir paradoksla çıkagelmişti.

    3- havaya bir ok attığınızı düşünün. bu ok size hareket ediyormuş gibi gelebilir, sebebi x süre içinde y kadar mesafe gitmesidir. x'i küçük aralıklara bölün, birer saniye mesela, o zaman diyebilirsiniz ki birinci saniye boyunca ok şu kadar gitti, 2. saniyede şu kadar, bunları topladım y'yi verdi. zaman aralıklarını daha da küçültelim, hatta öyle küçük olsunlar ki, bir daha bölünemesinler, buna "an" diyelim. şimdi bakalım bu ok "an" sürede ne kadar mesafe gider? hiç gitmez. (okun fotoğrafını çektiğinizi düşünün, ok fotoğrafta durmaktadır değil mi?) e her "an" 0 mesafe giden bir ok nasıl olur da hareket eder?

    zenon'un devrinde büyük ihtimalle infial yaratan bu paradokslar yıllar sonra limitin, sonsuz toplamın vesairenin devreye girmesiyle çözülüvermiştir.