hesabın var mı? giriş yap

  • gecenin kör bir vakti vefatını öğrendiğim babam, evin küçük bir odasında soğuk beton üzerinde yatıyor. beyaz bir örtüye sarınmış, kefen değil. dudağının kenarında bir tebessüm var, hala aklımda... her daim çatılmış kaşları ve kesmeye kıyamadığı sakalları yok. yanakları kırmızı. sanki her an olduğu yerden kalkıp "öğlene ne yiyeceğiz" diyecekmiş gibi, uyuyor gibi, şekerleme yapıyor gibi yüzüne bakınca. ama kımıldamıyor, konuşmuyor, susuyor.

    odanın kapısından bakıyorum. o yerde yatıyor ben onu izliyorum. hala bir rüyanın içindeyim gibi hissediyorum. biri beni dürtüp uyandırsın istiyorum. orda bekliyorum. çatılmış kaşları gevşemiş, dudağının kenarındaki tebessüm büyüyor gibi baktıkça.

    birileri omzuma dokunup dostça gelip geçiyor. kapıya dayanıyorum hala, bir yere dayanmam lazım, yıkılırım yoksa...

    hastalandığımız zamanlarda "durun ben sizi bir terletirim bişeyciğiniz kalmaz" diyen babam, buz gibi yatıyor. yanına sığışmak istiyorum. usulca yaklaşıyorum. elimi tereddütlü. korku değil bu, onun öldüğü gerçeği ile yüzleşmek. hani filmlerde görürüz ya öyle işte, dokunmakla, dokunmamak arasında kalıyorum. gözlerimi kapatıp elimi yüzünde gezdiriyorum. hala sıcak... bembeyaz, pırıl pırıl parlayan saçlarına dokunuyorum. bir ölüye dokunmak gibi değil bu. ölü gibi değil, ölmüş gibi değil. gözlerimi açıp saçlarını düzeltiyorum, kaşlarını. o kesmeye kıyamadığı sakallarından arta kalanları seviyorum. belki yaşarken sevemediğim kadar çok seviyorum babamı. o yatıyor, ben ağlıyorum. usulca çekiyorum elimi, elimde onun sıcaklığı, içimde ölümünün soğukluğu... ılık ılık ağlıyorum...

  • trajikomik görüntülerdir.. bu ülke insanı bu hâle düşecek kadar perişan hâldeyse, vah bizim hâlimize.

    ülkeyi afganistan ve venezuela karışımı ucube bir kabile devleti hâline getiren cahil ve yobazlar sürüsü eserleri ile iftihar etsinler. şu hâle bakın.. türk vatandaşlığı hiçbir zaman bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. 5 tane düşman ülke, 10 tane terör örgütü birleşse bu kadar zarar veremezdi bu ülkeye. irtica ve örgütlü cehalet, pkk teröründen bile daha büyük bir tehlikeymiş meğerse. türkiye'nin en büyük varlık sigortası ise ulu önder mustafa kemal atatürk ve türk silahlı kuvvetleri imiş meğerse. ülkemizin itibarını, bayrağımızın ve pasaportumuzun haysiyetini, gençliğimizin istikbâlini ve milletimizin selametini bu güçler tesis edip, koruyorlarmış. ben artık buna iyice ikna oldum.

    fakat şu hususu da belirtmeden edemeyeceğim.. demek ki bir savaş çıksa, düşman bir ülkenin taaruzuna falan uğrasak, nüfusun kahir ekseriyeti buhar olup tüyecek.. alın görün işte. ortada savaş yokken arkasına bakmadan ülkeden kaçan zihniyet, birde savaş çıksa kim bilir ne yapmaz?

  • uzaktan sıkarak söndürmek gibi bir hata yapmışlar cahilliklerine vermek lazım tüp direk ateşin üstüne atılır ve kısa süre sonra yanan araç ortadan kalkar.

  • link
    satır başları:
    *kaftancıoğlu'nun bugün yaptığı açıklamaya cevaben: "81 il başkanının aynı fikirde olduğunu düşünmüyorum. açıklama dört il başkanına ait"

    *muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik.

    *vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. iktidar değiştirecek bir güven ve umut yaratamadık.

    *çaresizlik ve ümitsizlik türkiye'yi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor. dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşayamaz.

    *muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. toplum bizden esaslı bir değişim bekliyor. bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentisini karşılayabiliriz ne de bulunduğumuz mevzileri koruyabiliriz.

    *bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez.

    *değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açılıyor. muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da anahtarıdır.

    *değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez. ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz.

  • almanya'daki exchange sırasında:
    alman: - türkiye'de itfaiyeci var mı?
    türk: - hayır dev battaniyeler var onlardan örtüyoruz biz yanan binalara ormanlara..