ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gece geç saatlere otobüs seferi isteyen tipler
-
geç? kime göre neye göre geç sen bana onu söyle hele.
haftanın 2 günü hastanede nöbetçi olan bir sağlıkçıyım belki. belki gece çalışan bir özel güvenlik işçisiyim. barmenim, ikinci öğretim okuyan bir öğrenciyim belki.
gecenin bir saatinde rahatsızlanan akrabamın, arkadaşımın yanına sırf cebimde taksi parası olmadığı için gidemedim belki hatta.
hepsini geçtim, sikimin keyfine göre barlarda demleniyorum, sürtüyorum sana ne lan?
kamu hizmetlerini senin mesai saatlerine, komşu/akraba gezmelerine göre mi ayarlamak zorundayız? normal olmanın kıstası senin uyku düzenine göre mi belirleniyor a benim kınalı cahilim?
işini gücünü yahut keyfini geceye göre düzenlemiş bir insan elbet otobüs seferi isteyecek o ''geç'' saatlerde.
şenol güneş
-
varlığını duyduğum fakat hiç izleyemediğim şu videoda seulden ayrılırken oyuncuları tarafından uğurlanışı var şenol hocanın. 2009 yılında oradan ayrılıp trabzonsporun başına geçeceği dönem.hatta videoda da "yarın antremana çıkıcam" diyor. videoyu izleyince başkası adına gururlanmak ne demek ilk defa hissettim. 11 saatlik uçuş mesafesinde,bambaşka bir kültürde,hiç bir kelimesini anlayamadığın bir dilde tamamen takım çalışması ve doğal olarak insan odaklı bir iş yapmaya gitmişsin. geçirdiğin sürede iz bırakmış olmalısın ki futbolcuların sana saygı ve sevgisinden uğurlamaya gelmiş havaalanına. aynı dilde tek kelime diyalog kuramamış insanların üzerinde büyük bir etki bırakmış şenol hoca. onlar bile sizden çok şey öğrendik hocam diyorlar. o anda bile şenol güneş birşeyler anlatmaya,birşeyler öğretmeye çalışıyor ve bence bu sezon beşiktaş soyunma odasında da çokça çınlayacak bir cümle kuruyor; "kendinize güvenin,korkmayın.korku aklın katilidir."
hocayı izledikçe köy enstitüleri mezunu idealist bir öğretmeni izliyormuş gibi hissediyorum. ego yok,hayatının her anını bir kelime daha öğretmeye adamak var. abartı yok,sadelik var. yaptığı işi en doğru şekilde yapmaya çalışmak var.şov yapmak yok,akıl yürütmek var. şan,şöhret yok,bilimsellik ve akılcılık var. ben yok, biz var.
şenol güneşe saygı duymamak mümkün değil. ülkemiz için tecrübelerinden faydalanabileceğimiz renkler ve takımlar üstü bir konumda olması gerekirken ligde hala şampiyonluğu var mı yok mu diye boş tartışmalar içerisindeyiz. çok yazık.
uzak mesafe golü denilince akla gelen ilk gol
-
hagi'nin monaco'ya attigi gol de hic suphesiz bunlardan biridir.
cileklicikolata
-
çaylaklık entryleri şöyle olan yazar;
kot pantolonunu çizmesinin içine sokan kadın; ''ıykkk iğrenc ya seen nasıl böyle birseyi begenebiliyosun ya nerde kaldı öyle bir moda. ''
the sims 3 ; ''seni anlıyorum.''
ben bilmem eşim bilir; '' ilker ayrıkolmasa bende hayatta izlemem hayranım ona''
metrobüste koltuğa oturunca suratın aldığı şekil ; ''o rahatlığın ve mutluluğun ifadesiii''
cenazeye check-in yapmak ; ''yok artık.sastım kaldım su anda ya.bizim ülkemiz nereye gidiyor......''
vs.. vs..
aferin ssg, sevgiler...
liseyi de geçtim, ortaokullu .
edit: yazar artık yok.
istanbul'dan uludağ'ın görülme olasılığı
-
(bkz: elf gözlerinin amk legolas)
rodrigo barbosa tabata
-
(bkz: o paraya öküz alırdık öküz)
her işi yolunda giden insan
-
komşu oğludur. üniversiteyi ilk yılında kazanmıştır, bitirdiği sene askere gidip gelmiş, geldiği gibi işini bulmuştur. iş yerinden eli yüzü düzgün bir kız bulmuştur, seneye yaza da düğünleri olacaktır. sen de hala bilgisayarın başında oturdur. biz hep ellerde görürüzdür zaten böyle şeyleri. biz bu dünyaya baki değilizdir oğlum, bak yaşıtlarımız kaçıncı torunlarını seviyordur. işlerinizin yoluna girdiğini, dünya gözüyle mürüvvetinizi görmek istiyoruzdur.
allah belanı versindir komşu oğlu. mahvettin beni komşu oğlu!!!
ekşi itiraf
-
kimseye güvenmiyorum, diye bik bik konuşup mal gibi herkese güveniyorum. bu kadar aptal olunur ancak.
matematiğe veda edilen an
-
polinomlar ile tanışılan andır. o günden sonra matematik ile sadece merhaba merhaba.
bu arada şimdi hatırladım o polinomlarla degil fonksiyonlar ile tanışılan an olacak, polinom nedir hiç bir fikre sahip değilim, buraya neden yazdım onu da bilmiyorum.
edit: (bkz: taban carpi yukseklik bolu iki) polinomlar ile fonksiyonlar aynı şeymiş. artık matematiğe ne kadar kafam basmıyorsa, konuları bile anlayamamışım.
editin editi: polinom ile fonksiyonlar aynı şey degilmiş, polinomlar lineer fonksiyonmuş.
cahillik editi: lise 1 de fonksiyonlarla tanıştıgım anmış.
isabetli karar editi: bu entry üzerine aldıgım mesajlardan sonra, anladım ki, matematiğe veda etmekle çok isabetli bi karar almışım.
abdulhamid han sondaj gemisi
-
"...donanma, hem fransızlarla ingilizleri bize düşman ediyor, hem savaşta bir işe yaramıyordu. faydası olmayan fakat zararı olan bir şeyi muhafaza etmek aklın icabı dışındadır. donanmayı haliç'e çektirdim ve böylece fransız ve ingilizlere, akdeniz'de kendileri ile boy ölçüşmeye niyetimiz olmadığını anlatmış oldum..."
kaynak: ismet bozdağ,
(sultan abdülhamid'in hatıra defteri, sayfa 72)
ikinci abdülhamid'in bu acizlik kokan sözleri, aslında imparatorluğun deniz hak ve çıkarlarından ne kadar uzakta yaşayan vasıfsız biri olduğuna da çok kuvvetli bir delildir.
balkan savaşları'nı, trablusgarp'ı, çanakkale'yi okuyup anlayan biri, o dönem için güçlü bir donanmaya sahip olmamamızın nelere sebebiyet verdiğini elbet fark etmiştir. bu eksikliğin ne tür yıkım ve acılar getirmiş olduğunu da muhakkak görmüş, üzülmüştür.
yürür gemi olmadığı için devletin subayları, direnişi örgütlemek için işgal edilen trablusgarp'a binbir güçlük ile zor bela karadan gidebilmiş idi, hatırlarsınız.
donanmayı haliç'e kitleyip hapsederek çürümeye terk eden, deniz alanlarını ve adaları başıboş ve korumasız bırakan, bu sürecin devamında gelişen hadiselerle mevcut türkiye'nin iki katına varan bir vatan kaybetmemize yolaçan, donanmanın ve denizciliğin felaket devrini yaşatan, nihayetinde türk askeri deniz tarihimizin en başarısız yöneticisi olan ikinci abdülhamid'in adını türkiye cumhuriyeti'nin milli sondaj gemisine vermek, öyle böyle değil dehşetli bir şuursuzluktur.
bu hakikaten tarih bilmez ümmetçi utanmazlığıdır.
ki varoşluk, cahillik, eziklik ve pespayeliktir.
(bkz: siyasal islam)
sözlükçülerin en tuhaf korkuları
-
ojeli kadin eli şeklinde sabunluk...