hesabın var mı? giriş yap

  • çok geride kalmış gibi görünse de 2000'li yılların ortalarında kot pantolonun paçaları yaptırılmadan katlanarak üzerine de bu sürreal kombinle sokağa çıkıldığı 6600'ı olana ailecek misafirliğe gidilen dönem

  • kimilerinin simit, bizim ise zıldır zımba dediğimiz oyun. oyun dedigime bakmayın, derbi macinda yanlis takımın tribününe girdiginizi farzedin, ne demek istediğimi anlarsınız.

  • özelleştirmeye karşı çıkan 2000 ( iki bin ) madencinin gerçekleştirdiği eylem;

    "zonguldak'ta türkiye taşkömürü kurumu'nda (ttk) çalışan maden işçileri, kurumun özelleştirilmesinin önünü açan torba yasa tasarısını protesto için 'maden ocağından çıkmama' eylemi başlattı

    madenciler, bugün de tasarıya tepki için maden ocağından çıkmama eylemi başlattı. kuruma bağlı müessese müdürlüklerine ait maden ocaklarında gece 24.00-08.00 vardiyasında çalışan işçiler, sabah mesaileri bitmesine rağmen yer üstüne çıkmadı.

    gündüz 08.00.16.00 vardiyası için iş yerlerine giden madenciler, arkadaşlarının yukarıya çıkmaması üzerine ocak önünde beklemeye başladı. gmis genel başkanı ahmet demirci, sendikanın eylem kararı almadığını, işçilerin kendilerinin örgütlenerek böyle bir eylem başlattığını söyledi. kaynak"

    ayrıca 17 ekim 2017 şırnak maden kazası gerçekleşen maden'in ruhsatsız ve kaçak çalıştırıldığı tespit edilmiş, sekiz ( 8 ) işçi ölmesine rağmen gözaltına alınan işletmeci ve yöneticiler serbest bırakılmıştır.*

    edit : sendika başkanının açıklaması akıllara maden filmindeki sermaye uşaklarını hatırlatmıştır.

  • dünyada her şey hızla lümpenleşiyor lan. bulunduğunuz grup, düşünce her ne olursa olsun bir şekilcilik "bak ben yapıyorum ha" durumu var. işin beni rahatsız eden kısmı bu.

  • evladının ölümüne sebep olduğunuz bir kadınla ilgili kitlelerin karşısında olumsuz ifadeler kullanıp, sonra es verirseniz yuhalarlar, bu yuhalamaya da müdahale etmezseniz, yuhalatmış olursunuz.

    oldu yandaş arkadaş. git kumda oyna şimdi.

  • annem, ben dört ya da beş yaşlarındayken gündelige başladı. babamın fırında (fırın işçisiydi), abilerimin okulda ve annemin gündelikte olduğu karanlık kış günlerinde evde tek başıma kalmaya korkar ve annemin evin anahtarını boynuma asmam için yaptığı kolyeyi başımdan geçirip dışarı çıkardım; bilmediğim sokaklara girip orada kaybolmak için. kaybolup, evi bulmaya çalışırken vaktin daha hızlı geçtiğini keşfetmiştim çünkü.
    sevgiliyi beklemek de biraz bunun gibi bir duygu. boynunuzdaki anahtar yerine kalbinizde sevgisi, aklınızda imgesi, dünyaya açılıp vakit geçsin diye kaybolmak sevgiliyi beklemek.

  • kirli sepetinden cikarabildiği şeyleri* * * taa arka odadan salona getirip, "bak senin için avlandım" tavrıyla ayağımın dibine bırakması.

    sweatshirt gibi büyük parçaları da 1-2 metre kadar zorla sürükleyip, yorulunca ağlama benzeri tuhaf bir miyavlamayla beni ayağına çağırması. yanına gidene kadar avaz avaz miyavlaması.

    kör olduğu için, ağzına aldığı parçanın büyüklüğünü kestiremeyip, yatak örtüsü, pike gibi kocaman şeyleri de taşımaya yeltenmesi. ki bu girişim, ancak yataktan yere inebilmekle sonlanıyor haliyle. olsun, o yine de ağzında pikenin ucunu bırakmadan beni çağırıyor. gidiyorum, bana sunduğu avını alıp, başını okşuyorum, gururlanıyoruz ailecek.