hesabın var mı? giriş yap

  • kapiya hayran kalmami saglayan imtihandir. asil ilginc olan o kadar darbeye ragmen evin sahibi tarafindan sorunsuz olarak acilmasidir. celik kapi firmasinin musteri temsilcisi gelen musterilerine bu goruntuleri izletse ve bakin bizim kapilarimiz boyledir dese almadan cikmazlar diye dusunuyorum.

  • beşiktaşlılar yavaştan başlamış bu sene de ülke puanını biz artıracaz yea demeye.

    gören de sanki her sene şampiyonlar liginde yarı final oynuyor mübarekler. geçen sene 12bin puan toplamış beşiktaş. galatasaray ve fenerbahçe ise 12/13 sezonunda 24biner puan toplamış. sonraki sene ise galatasaray 16bin puan toplamış. geçen sene prandelli faciası ile 6bin puan toplamış. ama sorsan beşiktaş kurtarıyor ülkemizi. son beş senede 26bin puan toplayan takım ülke puanımızı uçuruyor ancak 51bin puan alan takım maalesef bizi rezil ediyor. neyse bu sene ilk 5 haftada namağlup şampiyon olursunuz yine, sonradan şampiyonlar ligi lütfen demeye başlayıp, en son da şerefli üçüncülükler sizi mutlu eder artık.

    istiklal marşı ve kapanış.

  • --- spoiler ---
    istanbula 17.395 adet taksi yeterlidir, yeterli olmayan tek şey tarife ücretidir.
    dünyanın hiç bir yerinde bir bardak kahveden daha ucuz taksimetre tarifesi yoktur.
    istanbulun hakiki taksi müşterisinin taksiye ulaşamamasının tek sorumlusu @ekrem_imamoglu ve @istanbulbld dir.
    --- spoiler ---

    şeklinde olan açıklamadır. kaynak.

    utanmazlar. bunlar son zamanlarda iyice işin suyunu çıkardılar. yolcu falan almıyorlar. 10 tane boş taksi geçiyor biri lütfedip durursa biniyorsunuz. dünyayı örnek vermişler. taksimetre tarifesi asla ucuz olmadığı gibi istanbul'daki taksi sayısı da skandal derecesinde yetersizdir. istanbul'un yarı nüfüsu kadar olan londra'da 21 bin, yine istanbul'un yarı nüfüsu kadar olan new york'da tam 86 bin taksi var.

    şaka gibi ya. bunlar devleti sarı öfke diye tehdit edip uber'i yolladılar ülkeden. türkiye'de über'in memnuniyet oranı sanırım %98 falandır. yazık. plaka rantı sebebiyle 20 milyonluk şehir taksicilerin ve plaka sahiplerinin oyuncağı olmuş durumda.

    edit: murat ongun dün şöyle bir açıklama yapmış: https://twitter.com/…tatus/1427575734189580322?s=21

  • umarım bizim bayrak yoktur diye açtım ama nafile..tuzumuz elimizde koşmamamız mümkün değil tabi.

    t: enteresan bir fotoğraftır.

  • (bkz: malcolm gladwell)'in (bkz: outliers) isimli eserini okursanız konu çok daha anlaşılır olacaktır. başarı, zenginlik, güç, para, şan, şöhret gibi kavramlar yalnızca sizin elinizde olan ve yalnızca sizin kişisel çabanızla elde edebileceğiniz şeyler değildir. doğduğunuz tarih, okula yazdırıldığınız gün ya da içine doğduğunuz aile sizin kaderinizi şekillendirmekte büyük bir rol oynar. elbette çalışarak, 'deneyerek' zengin olabilirsiniz ancak insanların fakirliğine sebep olarak "denememelerini, daha çok çabalamamalarını, daha çok 'yenilmemelerini', ellerinden gelenin en iyisini yapmamalarını" sunamazsınız. tüm bunları yaptığı halde yine 'fakir' olarak hayatını sürdüren onlarca insan vardır. hayatta her şey birbiriyle ilişkili.

  • daha dun basima gelen bir olayi anlatayim efenim.

    antalya havaalanina giriyoruz. guvenlik kontrolu vs. esim onde ben arkada kemer, saat vs cikartiyoruz. laptop falan. kutuya koyarken esimle arama birisi daldi elinde kutu ile. ne oluyor demeye kalmadan tahmin ettigim gibi siraya girmekten aciz bir turbanli. dedim hanimefendi hayirdir. dedi ben seni beklemek zorunda miyim? dedim ki evet. beklemek zorundasin zira burasi sıra.

    karima abuk sabuk seyler soylemeye basladi. guvenlikten rica ettim. neyse mudehale ettiler. megerse kari iki arkdaymis. arkamdaki kadinin da onune geçmiş.
    neyse gectik guvenlikten, arkadan sesi geliyor hala. aynen soyle dedi: biz cicili bicili olmadigimiz icin boyle davraniyorsunuz. hem arkamdaki kadina bagiriyor hem de guvenlige. sonra bize geldi ayni igrenc cumleyi kurdu.

    kadin sunu anlayamiyor: basit bir siraya girecek kadar akli melekeleri gelismedigi icin mudehale edildigini anlamiyor. turbani yuzunden engellendigini zannediyor. cicili bicili insanlar onu turbanli diye sevmiyor. kafaya bak.

    bu zihniyet nasil duzelir bilmem.

  • lafı uzatmadan bence bir filme konu olması gereken gerçek bir hikayeyle kıssadan hisse verecem:

    sene ben diyeyim 1942, siz deyin 43. ikinci dünya savaşı yılları. müttefikler libya, mısır ve suriye'den kaldırdıkları b24 bombardıman uçaklarıyla, nazilerin romanya'daki petrol rafinerilerini bombalamaya gidiyolar.

    saldırı sırasında birçok uçak düşürülüyor. bir kısmının izlenen rota gereği geri dönecek yakıtı yok. az bir kısmı mecbur tarafsız türkiye hava sahasına kaçıyor. bunlardan 3 tanesi ankara'ya inmeyi başarıyor, biri adapazarı'nda bir tarlaya sert iniş yapıyor.

    tarafsızlık ilkesi gereği uçaklara el koyup, 80 civarı mürettebatı enterne ediyoruz. o zamanki hükümetin girişimleriyle abd uçakları bize vermeyi ve ayrıca 5-6 adet abd'li mürettebatı da türk havacılarını eğitmek üzere görevlendirmeyi kabul ediyor.

    daha sonra bu abd'li mürettebat uçakları eğitim ayağına tamir ediyor, içinde yakıt olup hasarlı olan bir uçaktan, hasarsız olup fakat yakıtı biten bir uçağa aktarım yapıp diğer bir takım mürettebatla birlikte kıbrıs'a kaçıyorlar. bir b 10 kaldırıp kovalıyoruz, ama umutsuz vaka, yakalamasına imkan yok*daha sonra hükümetin girişimleriyle uçak türkiye'ye iade ediliyor.

    şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. kaçan pilotlardan biri, on yıllar sonra hatıratında türkiye'de enterne edildiği günleri şöyle anlatıyor:

    "hiçbir şeyleri yoktu, çok fakirlerdi. açlıktan hepimiz zayıflamıştık, kaçmaktan başka çare kalmamıştı. yiyececek olarak bulabildiğimiz çoğu şey berbattı. bunun tek istisnası, sıcak pide arası beyaz peynirdi."

    2. dünya savaşı yokluk yıllarında esirlerine beyaz peynir yediren türkiye'den, ekonominin anasını silkip, milleti peynir alamaz hale getirip, bir de üstüne utanmadan borazan militan yayın organlarından "aman ha yemeyin.. zararlı" şeklinde alçakça propaganda yapmaya kalkışan türkiye'ye...

    emeği geçenlerin kimler olduğunu hepiniz biliyorsunuz.

    edit: sıcak pide taşfırın ekmeği olacak, beyaz peynir de keçi tulumu. hikaye de tabii ki sözlüğün efsanelerinden olan anglachelm'e aitmiş. onun entrysi olduğunu unutmuşum, ama hikayenin kendisi unutulmayacak kadar iyi:

    https://seyler.eksisozluk.com/…cen-film-gibi-hikaye