ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hiç tanımadığınız bir erkek size çiçek verirse
-
alir ve tesekkur ederim, arkamdan gelirse geri verir yoluma devam ederim, gelmezse de tuh gelmedi diye uzulurum.
(bkz: turk kizi)
r.madrid'in şampiyonlar liginde 2. torbaya düşmesi
-
hükümet düşer real madrid düşmez. ikinci torba real madrid seviyesine çıkmıştır.
elektrik kesilince hortlayan edebiyat sevgisi
-
sadece bende mi var emin değilim ama çok büyük bir ruh hastalığı belirtisi olabilir bu. lan ne zaman elektrik kesilse kitaptı dergiydi bir şeyler okumak, çılgıncasına edebiyatla yoğrulmak istiyorum. öpesim geliyor o koca koca ciltleri, klasikleri. mum ışığında ya da aynı zamanda radyo da çalan pilli büyük ışıldağın ışığı altında kitap okumak... aman yarabbim. sanki bir dostoyevski oluyorum, romalı perihan oluyorum.
mum ışığı ve o ışıkta yazıp okuma çabasında olan ben.... elektirik kesilmeden önce de bir şeyler okuyor olsam neyse de... kesintiden önce hep öküz gibi meheheheh diye diye camış keyfiyle en güzel dizileri, üst bitmesine dua ettiğim la liga maçlarını seyrediyor olmam ilginç. ama elektrik kesildi mi... mum ışığı ve edebiyat... o ince stabilo kalemle kitabın altını çizmeler, akla gelen şiirler "yalnızlık vurdu bu akşam kapımı sözsüz soluğunun gri rüzgarlarında" derken elektriğin gelmesi ve ayı gibi mumu üfleyip tv'ye koşmak "anaa malaga üçüncüyü de yemiş la" şeklindeki isyanım. az önce proust olmuştum oysa ki, balzac'tım goriot baba'yı yeniden yazan...
bizim ailede bir sorun olabilir gerçi. normal tv izleyen aile elektrik kesilince adams ailesi gibi oluyor. annenin duygulanıp "yıllar geçiyor, ömür de geçiyor be" diye iç çekmeleri, babanın "televizyonun fişini çekin de elektirik gider gelir yanmasın alet" hassasiyeti, kardeşin içe kapanıp dertli dertli şarkı söylemesi... ve mum ışığında ben ve edebiyat... ama yine de elektiriksizlik kötü be.
not: bu entry'imi elektrik kesintisinde evde olduğu zamanlarda sürekli "elektriksiz yaşamak mı zor susuz yaşamak mı?" isimli söylev ve demeçlerini bizlerle paylaşan dayıma ithaf ediyorum. ve yıllardır içimde bir volkan gibi büyüyen şu cevabı veriyorum buradan ona: bence susuzluk. ama elektrik de ekmek su gibi artık çağımızda.
duran adam için ne dediler
-
"çalışmadığımız yerden geldi"
türk polisi
ibb verilerini kopyalayana oy yok
-
(bkz: ibb paralarını çalanlara oy yok)
t: para araklamaya ve birilerine bunları verenlere çekilen rest.
yillar sonra gelen edit: baslik basa, devlet hala lese.
16 yaşındaki kızın katilinin iq'sünün 68 çıkması
-
az ceza almak için sorulan sorulara bilinçli cevaplamamistir. ınstagramda yazısarak tanismislar. okuma yazma bilen adam şempanze ile aynı zeka seviyesinde olamaz.
getir bana test yap, 10-15 alırım istesem.
mühendis kafası
-
"lakin hayat öyle işlemez.. pi'yi 3 alamazsın ve..."
hiçbir mühendis pi'yi 3 almaz. hatta 3,14 bile almaz. pi'yi pi alır. atıp tutmayalım.
lost
jamon gordon'un carlos arroyo'dan yediği fake
-
gereksiz abartılan fake. kenardan koç çağırıyor amk görmüyor musunuz?
erkeklerin makyaj hakkında bilmedikleri
-
kız arkadaşım beni öptükten sonra yanağımı siliyorum mesela, boşuna silme çıkmayan ruj kullanıyorum diyor.
ben de 'boşuna kendini hırpalama, çıkmayan ruj bu hayatta çıkmaz yanağından o kaldı artık ömür boyu' diye anlıyorum. içimden ne kadar bencil ve ukala diye kızıyorum.
meğer dudağından çıkıp da yanağıma geçmiyormuş. yeni öğrendim.
turkcell süper lig 2007-2008 sezonu
-
25. haftasinda hüseyin cim$ir, sabri sarioglu, selcuk $ahin ve ibrahim toraman gol atmi$tir. yakla$ik 500 yilda 1 geli$en bu doga olayi ülkemin ce$itli evlerinden gözlemlenmi$tir.
le corbusier
-
araba tasarimcilarinin kendine hayran olmasindan once, gemilere, arabalara ve ucaklara hayran kaldigi icin, onlara methiyeler duzdugu, mimarinin boyle olmasi gerektigine ikna etmeye calistigi vers une architecture'i yazmistir.
cumhuriyetin ilk yillarinda istanbul plani yarismalari ve henri prost'un kismi uygulanan planindan once, teklifinin verildigi ilk mimardir. ataturk'e "aman istanbula'a dokumayin benim hayalimdeki bahce-sehir'in ilhamini ben ordan aldim." mahiyetinde bir mektup yazinca sutlanmistir. 1950lerde bir roportaj'da bahsi gecen mektubun hayatinin hatasi oldugunu, ne buyuk bir isi kacirdigi sonradan anladigini itiraf etmistir.
urbanisme'de istanbul'un neden muhtesem oldugunu anlatir: sokak tarafindan kentsel, ozel tarafindan dogal ve evcil. ote yandan, uygulama bakimindan istanbul ucuz kurtulmus denilebilir. (bkz: chandigarh)