hesabın var mı? giriş yap

  • zekiliğini onca panjurun arasından sadece yuvasını yaptığı panjurun, kapandığında yuvasını bozmasın diye ipini kemirip kopartan, in midir cin midir dedirten ali cengiz oyunlarına meraklı hayvan. ayrıca parlayan, renkli, canlı şeylerle doldurur yuvasını. hatta yıllar evvel kaybettiğim saatimi buldum.**

  • daha önce yazmıştım, biraz daha editleyerek uzun eklemelerek yaparak tekrar yazdım.

    dumbledore'un her zaman hogwarts güvenli bir okul imajı çizmesinden rahatsız oldum. ve uzun uzun açıklama gereği duydum.*

    özellikle seri'nin ikinci filmi, ve tüm filmler dahil, tüm seri filmlerinde. şu repliği duyuyoruz "hogwarts artık güvenli değil" hatırlarsanız ilk dobby söylemişti. görsel tam bu sahnede söylemişti.

    hogwarts'ın eski öğrencilerinden olan riddle, sırlar odasını açıp, basilisk'i serbest bırakmıştı, ve sonradan olanlar olmuş mızmız myrtle'ı öldürmüştü. ve o dönemler çok öğrenci taşlanmıştı. ama ne hikmetse dumbledore'a göre okulun güvenirliği hiç bir zaman zedelenmedi.*

    bir başka şey anasını satim, hogwarts ne zaman güvenli oldu ki, hiç bir zaman güvenli değildi ki zaten. bir tutturmuşlar hogwarts artık güvenli değil, hogwarts artık güvenli değil. zaten güvenli değildi bu okul, üçbaşlı köpek mi dersin. az daha bu köpekler yüzünden harry ve saz akadaşları geberip gidiyordu. ama ne malum diğer öğrencilerin harry ve arkadaşları gibi hızlı davranıp ölmeyeceği. bu okuldaki köpekler yüzünden bir öğrencinin ölmeyeceğinin garantisini verebilir misiniz.

    şamarcı söğüt mü dersin. özellikle bu ağaç, çok tehlikeli öğrencilerin yaralanmasına sebep olabilir.

    hagrid'in kendince evcil yaratıkları mı dersin, şahgaga ve ejderhaları mı dersin. şahgaga yüzünden draco yaralanmıştı, hemde ciddi bir şekilde. filch'in iğrenç pislik kedisi mi dersin. aman tanrım ne değişik kediydi lan o, garip sesler çıkarıp duruyordu sabahtan akşama kadar. kırmızı gözlü tuhaf bir kedi, öğrencileri tırmıklayabilir. gene bir yaralanmaya yol açabilecek bir sebebiyet verebilir.*

    ilk film de troll yaratık iri dev gibi olan shrek, kızlar tuvaletini parçalamıştı hatırlarsanız. hermione az daha ölüyordu lan, şaka maka weasley sayesinde hayatta kaldı. en tehlikeli olaydı bence, buna rağmen bizim ihtiyar dedemiz dumbledore, hogwarts her zaman güvenli bir okul desin.

    yasak ormanı başka bir bela zaten. ilk film de voldemort kol kol geziyordu o ormanda. harry, yaşadığı için dua etmeli. at adamlar mı dersin, okulun müdürü olan dolores umbridge'i alıp kaçırmışlardı, bu ne cüret lan, okul müdürünü alıp kaçırıyorlar, buna rağmen hâlâ bu okula güvenli diyebilir miyiz acaba. daha bitmedi aragog gibi dev bir örümcek, yasak ormanda kendi krallığını kurmuş, ve öğrencilere hesap sorabiliyor. resmen harry ve arkadaşı weasley'i öldürmeye çalışmışlardı.

    dudley ve dursley ailesi haklıydı, ihtiyar bir adama ve ne idüğü belirsiz bir okula, öğrenci yollamak aptallık olur. çoğu öğrencinin hayatta kalması bile bu şartlarda mucize.

    serinin son filminde son savaşta, hogwarts savaşında ise, öğrenciler en azından tahliye edilebilirdi. *savaşmak isteyip gönüllü olanlar kalabilir, diğer öğrenciler savaş başlamak üzereyken tahliye edilebilirdi. slytherin'li öğrenciler hogwarts'ı koruma derneği başkanı mı neden zorla savaştırıldı. ya da diğer bölüm öğrencileri, hepsi soru işareti. mcgonagall'ın ne kadar gryffindor'un lobisini yapan bir seherbaz olduğunu biliyoruz, sorgusuz sualsiz direkt slytherin'li öğrencileri nezarethaneye göndermesinden belliydi. kurunun yanında yaş da yandı.

    ama şurası doğru dumbledore'un ölümünden sonra karanlık güçlerin sızma girişimleri başladıktan sonra daha da güvensiz hale geldi, ama hiç bir zaman güvenli olmamıştı hogwarts. hiç bir zaman güvenli değildin hogwarts.* hatırlarsanız serinin son filminde harry ile dumbledore şu diyalog geçmişti.

    dumbledore'un hogwarts ile ilgili söylediği katıldığım tek nokta, "harry, hogwarts'da yardım isteyenler her zaman bulurlar." veya hogwarts'da hak edenler her zaman yardım bulabilirler.

    edit: eklemeler, düzeltmeler.

  • "mavi, kırmızı, beyaz renklerinin ahenk içinde süzüldüğü paket tasarımı" bölümüyle beni benden almış incelemedir. sanarsın michelangelo tablosu inceliyor.*

  • sıkıntılı bir evliliğin son demleri.
    allahın günü evden kovuyor filan. para yok pul yok, sığınacağım kimse yok. düşmanıma bile dilemediğim bir kardeşim var, kocamdan beter. kocam almaya geldiğinde tıpış tıpış geri dönmek zorunda kalıyorum. onur gurur yerlerde.
    yaklaşık 3-4 yıl kadar sürdü bu durum. iş bulamadığım için boşanamıyorum, aile evine sığınamıyorum, aşağılanıyorum, psikolojim dibe vurmuş.
    kpss'ye filan girmiş, atanamamıştım.
    açıktan atamalar vardı, adliyenin sınavına başvurdum.
    hiç kızmayın, döne döne referans aradım, bulamadım.
    yaradana emanet girdim mülakata.

    açıklanan 55 kişilik nihai listenin 55.sırasında ismimi gördüm. mucize kısmı bu.
    evraklar toparlandı, istenen belgeler ayarlandı filan, başlayış yapmanız için çağıracağız dediler, başladım beklemeye.
    durdular durdular, tam da doğum günümde çağırdılar, memuriyete girişim doğum günümde oldu. bu da doğaüstü olan kısmıydı.

    kimilerinin beğenmediği, basit, değersiz bulduğu o kıytırık memuriyet benim hayatımı kurtardı. kelepçelerimden, mecburiyetlerimden, ezilmekten kurtardı. o beğenilmeyen üç kuruş maaşım beni zalime minnet etmekten kurtardı. doğum günüm ikinci kez miladım oldu.

    15 yıldır hem doğum günümü, hem mesleğe girişimi kutlarım. doğum günümde aldığım terfim en güzel doğum günü hediyemdir 15 yıldır.
    ekleme: ilk debem. çok teşekkür ediyorum.
    kocamı boşadım. aile evine de donmedim. kardeşimle iletişimi kestim. kimseye minnet etmeden sıfırdan hayatımı kurdum. muhteşem bir hayatim var.

  • öncelikle (bkz: #31432431)

    profilini kimler gezmiş gör uygulaması değil, şaka hiç değil. evet, hangi tarihte kimi aramışsınız çatır çatır saklamışlar. neyse ki bunu yaparken o listeyi silme imkanı sağlamış düşünceli arkadaşlar. benim arama listemin baskaları tarafından görüldüğünü düşünmek bile istemiyorum. kırılmadık kemiğim kalmazdı herhalde.

    edit: gizlilik ayarları -> hareketler dökümünü kullan-> soldaki menüde fotoğraflar, yorumlar, beğenmeler kısmında "daha fazla"ya basarak daha çok secenek getiriyoruz ve onların arasında en altta "ara" sekmesini tıkladığınızda bu verilere ulaşabiliyorsunuz.

  • kaynak : hurriyet içerir

    yüzdelere göre enflasyon sepeti

    şimdi bakıyoruz

    bu gece zam geliyor, yarın için pompa fiyatları geçen seneye göre şu şekilde.

    31.12.2015 ankarada benzin 4,31 motorin 3.52 gaza 2.52

    6.12.2016 ankarada benzin 5.13 motorin 4.45 gaz 2.82
    --------------------------------%19----------------- %26 ----- %11

    e dolara bakalım. bundan 1 yıl önce 2.91 bugun 3.54-3.60 arasında. tam yazamıyorum çünkü sürekli artıyor. %20 yakınlarında bir artış söz konusu.

    euro 3.17 den olmuş 3.76 %18.5

    mesela bira fiyatlarına bakalım. sigara fiyatlarına bakalım. yine zamlar göreceğiz. yazmaya gerek yok.

    bu bölge biraz öznel olacak çünkü geçmiş fiyat listesi elimde yok. fiyatını hatırladıklarımı yazacağım.

    restoranlara baktığımızda zam göreceğiz.

    mesela aspavada 1 porsiyon geçen sene 18tl idi. şu an 20-21 civarı.

    bir restoranda yediğim beyti 11.5 idi şu an 13.5
    yine aynı restoranda yediğim krep 12.5 idi şu an 14.5

    hamburgerini çok beğendiğim bir mekanda da 17.5 ödediğim hamburger 20.5 olmuş.

    fastfood bir pidecide geçen sene 8.95 olan pide bugun 9.95. aynı yerde salata 3.75 idi bugun 4.5

    subwayde 11.9 olan her şey 12.9 oldu.

    geçen sene decathlondan bisiklet askılığı almıştım 200 tl idi şu an 240

    gıda sepetine baktığımızda yine zamlar göreceğiz. aklımda kalanları yazayım.

    geçen sene 24.5 tl ye aldığım kahve aynı yerde şu an 32.5tl

    light süt 1lt 2.8tl altına satın alıyordum. şu an 3.2 tl nin altına bulamıyorum.

    tchiboda kahve 5.25 idi , şimdi 6,75

    biraz daha nesnel olmak gerekirse araç fiyatlarına bakabiliriz.
    araç fiyatlarına baktığımızda şunu görüyoruz.
    ötv den etkilenmeyen bir araç alalım dersek.

    en boş
    seat ibiza 1.2tsi reference 39.400 tl @ aralık 2015
    seat ibiza 1.2tsi reference 48.400 tl @ aralık 2016
    aradaki fark %21

    en boş audı a3 hb dizel otomatik 86000 tl. @ aralık 2015
    aynı ara 135000tl @ aralık 2016
    fark = %57

    asıl bundan sonra yıl başına kadar ve 2017 ocak ve şubatındaki zamları düşünün. şimdi beklettiler. enflasyon açıklandı.

    ve bu yıl enflasyon değeri %7.

    maaşımıza %7 lik düzeltme alacağız ama fiyatlar kendi görüşüme göre %15 civarı arttı. yani maaşlarımızda indirime gidildi.
    ben şükrediyorum eksi enflasyon çıkmadı. bu azimle verilerle oynaya oynaya onu da çıkaracaklar.

    bilimsel hata varsa uyarın düzelteyim.

    editler:
    : tarih hatası.
    : şunu da ekle çarpıcı bir veri derseniz onu da eklerim. tabi 4gb'lik bellek' i eklemem. aklımız yerinde en azından. *
    : imla hatası.
    : daha öncelerde şöyle bir entry'm vardı (bkz: #64346440) paramızın nasıl değer kaybettiğini, paramız değer kaybederken nasıl kandırıldığımızın bir örneğidir.

  • --------------- genzo wakabayashi ----------------

    --- jun misugi - makoto soda - hikaru matsuyama ---

    --- taro misaki - tsubasa oozora - mamoru izawa ---

    kojiro hyuga - shun nitta - hajime taki - teppei kisugi

    alırsa bu 11 alır.

  • "-gelirken winston light alır mısınız?" notu üzerine almayı unutan kurye, yemekten sonra içersin deyip kendi sigarasından vermeyi teklif eder. yok önemli değil deyip geri çevrilir. 5 dakika sonra kapı çalar, yemekten sonra içilir der gene ve paketi uzatır. kıyamam be.

  • dokuz yıl önce soğuk bir bayram tatiliydi. her fırsatta kaçtığım yer olan köye, dedemin yanına gitmiştim. tatilimin son günü, evde yalnız kaldığımız bir anda dedem bana seslendi. koştum gittim, "gel dedi, yanıma otur" oturdum. kolunu attı, sarıldı, iki damla yaş düştü gözlerinden. şaşırmıştım. çerkes ihtiyarları sert olur. sert adamdı benim dedem de. neredeyse altmış yıl aynı yastığa baş koyduğu babaannem öldüğü gün bile tek damla gözyaşı görmedim ben bu adamın gözlerinde. bana yakında öleceğini, bir daha görüşemeyeceğimizi söyleyerek vedalaştı ve helalleşti benimle. o an tek düşündüğüm şey dedemin bunamaya başladığıydı ama çok geçmeden ölüm haberini aldım. ölürken bile kendini bozmadan öldü. durup dururken " oğluma (babama) haber verin, ben ölüyorum" demiş, yatmış ve ölmüş. bir daha asla ne bir bayramın tadı oldu eskisi gibi, ne de köyün. evin direği yok o öldüğünden beri ve kimse yıl 1934, ağustosunun 26'sı diye başlayan hikayeler anlatmadı bir daha. ve eminim ki dünyada bir kez daha bu kadar saygı duyacağım bir insan olmayacak.