hesabın var mı? giriş yap

  • edit: başlık başıma kalmış, aslen bu baslıktaki hayvanseverleri eleştiren entrylere yanıt vermistim.

    yedigi etin bir kısmını kıyamayıp kediye ve kopege de veren insandır. paylaşmak güzeldir.
    kopek seviyorum diye illa kopegimi yemek mi zorundayım. tabi ki oturup koftemi yiyecegim. her sevdigim seyi yiyecek degilim herhalde... koftemi yiyip, ucundan da kedime kopegime veriyorum daha ne yapayim

    ayrıca o kedi ve kopek de et yiyor.
    insan sevmesine rağmen et yiyen kopeğe laf yok ama.

  • üst edit: entry ile ilgili mesaj atan, destek olan, "aaaaaaaaaaa vallahi aynı ben" diyen herkese teşekkürler arkadaşlar. hepiniz kaderdaşımsınız; hepinizi çok seviyorum. fakat yaklaşık 2 yıllık bir vücut geliştirme süreciyle aşağıdaki maddelerin hemen hemen hepsini (hala komik yürüyorum amk sorun kamburlukta değilmiş) sikip atmış bulunmaktayım. yakın bir zamanda da çok ufak bir estetik operasyonum var. kısacası: kocalarınıza sahip çıkın ahahahaha.

    ***********************************************************

    muhtemelen hiçbiri bende olmayan detaylar. hiç kimseden bir iltifat duymadığım gibi, sevgilim de hiç olmadı denebilir. bu yüzden size kendi özelliklerimden bazılarını sayacağım ki bunları yapmayın, çekici olabilin. öhöm :

    -bir kıyafeti yırtılmadığı sürece asla değiştirmem. hatta kollarının uçları paramparça olmasına rağmen çok sevdiğim bir uzun kollum var. fermuarı da bozuk. nasıl seviyorum ama var ya ev yansa ilk bunu kurtarmaya çalışırım.

    - nadiren yeni kıyafet alırım.

    -marka takıntım yoktur.

    -olur da bir kıyafet alırsam renginin bana uyup uymamasını siklemem. rahat olması yeter.

    -ayakkabılarım genelde lescon gibi az kişinin bildiği süper ürünler sınıfındandır. dolayısıyla gösterişsizdir. birçok gören 'pazardan mı aldın bunları' demiştir.

    -berbere gitmek benim için tam anlamıyla bir eziyet. berberde olan biten sohbetleri geç , bir iş mülakatına gideceğim zaman sakallarımdan ayrılacağımın korkusu bile yetiyor bana.

    -hiç güneş gözlüğüm olmadı.

    -biraz kamburum. yürürken çok komik görünüyor.

    -dar paçalı pantolonlar klostrofobimi tetikliyor. o derece uzağım.

    -bir saatim var , fena birşey de değil. ama takmıyorum hiç.

    -gömlek giymem.

    tam terslerini deneyin işte. başarısız olma şansınız yok.

    edit: ben askerdeyken ev taşındı. bahsi geçen uzun kollumu annem atmış. yastayım. beyler :(

  • kayın mantarı, kavak mantarı gibi isimlerle de anılır. doğada yetişme biçiminden öykünerek kütükte yetiştirilmeye başlanan istiridye mantarı bir yıl kadar önce talaştan da üretilmeye başlanmıştır.
    kastamonu gibi kavak, kayın, kestane ağaçlarının bol olduğu ve sıcaklığın 30 dereceyi geçmediği illerde yetiştirilmesi ekonomik ve verimi yüksektir.

    yağ oranının sıfır olması, b1 ve b12 vitaminleri bakımından zengin olması, lezzeti, diyabet, obezite ve kalp rahatsızlığı olanlar için tavsiye edilmesi diğer mantar türlerinden ayıran belirgin özellikleridir.

    50 m2'lik bir odada üretim yapabilmenin maliyeti yaklaşık 14 bin tl, iki aylık getirisi ise yaklaşık 16 bin tl'dir. bu nedenle ağaç temininin ucuz olduğu ve sıcaklığın 30 derecenin üzerine çıkmadığı yerlerde bolca üretileceğini düşünüyorum.

    yetiştiriciliği konusunda çok fazla bilimsel doküman bulunmamakla birlikte linkten detaylı bilgi edinmek mümkündür.

    tarım federasyonu ankara'da büyük bir üretim tesisini hayata geçirmiştir. link 2

    üretmek isteyenler detaylı araştırma yapmalı, kompost üreticilerinin vaatlerine kapılmaktan özenle imtina etmelidir.